yabanci.
Sinir uclarima takilan gercek ile yuzlesmekle bogusurken, satti kendini bir kac yabanci izmarite, gun ve gece birbirleriyle sevismekten vazgecince, algilanimin da cokusu bellekte ve damarlarima sizan bir kac damla saf alkoldu beni yoldan cikaran, itirafim, inkar saflarindan. Oykunemesekte, oykundurur belki birileri diye Eylul senfonileriyle sunusum bizi insanciklara, her seferinde. Caymadan, bikmadan ve usanmadan sessizlige burunmek, senden bana kalan. Buyuk konusurken herkes, kucuk konusmayi ogrenmek ve sonsuzluktan bahsederken dikkatli secmek yardimci sifatlari ve yuklemleri...
Bir fenere hapsedilmis gecmis zaman ve goturuleri, ustelik kolayca yazilip paketlenmis bir kac yazi, simdiki zamandan farksiz, yelkovan ve akrep arasina skstirilmis notlardan olusan yazilar toplulugu ve sahiplenilmemis varliklariyla senden cok uzaklarda, uzerime uzerime gelen sarap siseleri, caresizligim, donusu olmayan kararsizliklarim... Zamanla sovusmelerimdi en cok Tanri`yi kiran belki de, icleri bos yalanlarim ve kuf tutmus dusuncelerimle yazamadigim bir cok sey. Hani anlamlarini iclerinde barindirirlarken bir yandan sahipsiz birakan seyler.
Sacmalamamak elde degil, damagimi yakip tum gun acitan bir dilin var. Bir bakteri gibi uzerimde mantarlasip buyuyen ve buyuyen bir varligin var, farkina varmasa da kimse dedim ya, genzimi yakan sozlerin var, kabullenmesi guc kararlarin ve surekli vucudum uzeri kasirgalarin, sonrasi siddetli yagmurlarin var, susup gecmeni bekledigim zamanlarimda ben, kabullenip, bu fener icinde tikili kalmisligimla ovunmeyi is bilmis bir sesim...