Can Çekişen Düşler..
O sabah hersey çok farkliydi.
Yatağından kalktı,pencereyi açtı.Derin derin soludu dışarıdaki havaya sinmis bülbül kokusunu..İşte sabah bu yüzden çok farklıydı.Uyandığı gibi ortalığı toparlama çabasına girmemişti..Sanki orada ondan başkası yoktu, yalnızdı..Evin her köşesine yalnızlık yapışmıştı.Ona huzur verende buydu.
Tam zamanı dedi;bu gün tam zamanı..Simdi bavulunu açıp itinayla doldurabilir duydugu ve sürekli yüreğinde taşıdığı o yere gidebilirdi.Kimseye söylemeden,sormadan..Ilk önce giyisi dolabına yöneldi.Şöyle bir göz gezdirdi.Ne almaliydi yanina? neye gerek duyacakti orada?Bir an durakladı ve eline geçen herşeyi bavulun içerisine doldurdu..Beklenmedik bir şeyi görmüş gibi gözü raftaki kitaplara ilisti. Belki o koyduklarının dışında en gereklisi kitaplarıydı..Esyaların bir kısmını çıkarıp yerlerine seçme kitapları yerlestirdi.Hala okunması gereken sayfalar vardı.
Saçlarını taradı,tokasını taktı.Sessizlik vardı sadece;ne bir melodi ne kelime..Dilsiz,sağır...Yüzünü bile yıkamadı.Yeni bir baslangıç için temizlik derdi oysa.Dedim ya; o sabah hersey çok farklıydı..
Anahatarları,çantaları ve şişedeki suyu aldı.Artık gitmek için hazırdı..Paki ama nereye? O YER neresiydi? nasil gidilirdi? kafısnda yankılanan soruları düsünmeden yerinden fırladı.Önce kapıyı kilitledi,anahtarı çantasına koydu.Yoksa bir gün geri dönme ihtimali mi vardi?Çok düsünmeden ayakkabıların birinin içine attı anahtari ve düstü yollara. Aldığı nefesin dışında bir hava vardı sanki sokakta.Telasa mı kapılıyordu yoksa?Kafası çok net görünüyordu oldukça kararli..Başını yukarı kaldırdı, gökyüzüne bakti.Sanki yağmur yağsa geri dönecekti..Ama hayır gökyüzü masmaviydi ve ona geriye dönme şansını tanımayacaktı..,az sonra o yollardan bir daha dönememek üzere çıkacaktı.Sanki arkasindan birilerinin ismini söylemesini ister gibi son bir gayretle arkasına baktı ama sokak bomboştu..Kediler bile yoktu.Aksamdan çıkarılan çöpler kurcalanmamıstı bile henüz.Çantasini oturttu omzuna, ipini çekistirdi ayakkabi bagciginin,sanki kizinin elbisesinin arkasini baglar gibi özenle fiyonk atti..Artik gerçekten hazirdi.
Yürümeye devam etti, İlerledikçe sanki yanindan geçen otomobillerden daha hızlıydı..Ne bir ses nede soluk yol boyunca hiçbirsey yoktu .İlçeden çıkma vakti gelmişti..Araba hareket etmek üzereyken yetişebildi.Heryer doluydu bir süre sonra boşalan koltuğu sahiplenip arkasına yaslandi.Önündeki koltukta oturan kadinin saçı dikkatini çekti.Sari,kızıl hatta kahverengi ve siyah bile vardı ..Şaşırdı..Bu kadar renk bir arada da olabilirmiş diye düşündü.Ne kadarda zengindi kadın birden fazla renge aynı anda sahipti..Bir miktar kıskanmış olduğunu farkettiğinde utandı..Yanindaki koltukta okullu bir kız vardı.Yarı uykulu haliyle geceden hazirladığı notları okuyup tekrar yapıyordu.Bazen söylediklerini onaylıyor, bazen iç çekiyor, bazende kendisine kızıp ardından gülümsüyordu..Zaman nasıl böyle çabuk geçmisti? Sanki bir dakika evvel binmisti arabaya ama son duraga gelmisti bile.
Arabadan indi bagajını aldı..Derin bir nefes çekip bilet alamaya gitti.Nereye alınacaktı bilet?Gideceği yerin bir adresi yoktuki!..Korkma ,endişelenme diye fısıldadı.Bir mermi gibi sıyrılıp kalabalığın arasından gişenin önüne geçti. Önce izmir’e gidecekti..Simdi bu mevsimde çok güzel olduğu söylenmişti. Aldığı bileti çantasına koydu ve doğruca kocaman o konforlu arabaya yürüdü..Kısa süren bir beklemenin ardindan araba hareket etti. Bu kez yanindaki koltuk boştu.Üstelik önünde renkli bir tabloda yoktu.Eee şimdi zaman nasıl geçecekti? Bu kadar sık telaşa kapılmak artık canını sıkmaya başlamıştı.Tamam dedi bende kitap okurum yada dışarıyı seyrederim ..Görmedigim yerleri göreceğim öyleyse tadını çıkarmalıyım...Öylede oldu zaten,görmediği yerleri görmeye basladı ama disarida değil rüyasında..Başını dayadığında iki satir arası yalnızlık kadar kısa, bir o kadarda uzun sürede dalıverdi düşlere...İstedigi olmuştu, sonunda gidiyordu işte..
Gözlerini açtığında araba durmuştu. Usulca yerinden kaltı dikkatli adımlarla arabadan indi.Elleri boştu ne bavulu vardı nede kol çantası!Sadece avucunda sımsıkı tuttuğu kağıt mendilden arta kalanlar vardı.Yürümeye basladı.Gözlerine inanamadı;Tabelada O YER yaziyordu.İşte başarmıştı sonunda düşlediği yere gelmisti.Heyecanlandi.Kalbine söz geçiremiyordu.Sanki gömleginin içine bir serçe almis, serçe çikmak için oradan oraya vuruyordu kendisini.Elleri iyice terledi.Dilide kurumaya basladi.Kolay degil tabii onca zaman beklemişti bu anı..sıyrılıp ürkekliginden yürümeye devam etti..
Önce bir deniz kiyisina geldi..Sağında solunda neşeli çocuklar dans ediyordu.Yorulmak nedir bilmeden oradan oraya koşuyorlardı.İlerideki kalabalığı merak edip oraya yöneldi.Sahile henüz yaklaşmiş tekneden herkesin sepetine üçer beşer balık konuyordu.Kimse karsiliğinda para ödemiyordu.Balıkları alanlar kadar verenlerinde yüzünde o gülümseme vardı.Bu şaşkınlığın başlangıç olduğunu çok sonra anlayacaktı..Peki ama ben saatler önce yola çikmamismiydim diye mırıldandı.Ne yani tüm bunlar düş mü* yoksa gerçek mi?
Az ilerideki çay bahçesine oturdu.Nazikce elini kaldırıp bir hanımefendiye yakışır eda ile garsonu yanina çagirdi.Ah keşke annem görseydi şu halimi işte o zaman gurur duyardı sürekli erkek gibi davrandığını söylediği kızıyla dedi.Bir simit ve çay istedi.Garsondaki gülümseme herkesin yüzüne yağımış gibiydi.Olabildigince içten ve sicak..Gözünü masaya çevirdiğinde siparişleri çoktan gelmişti.Şekerleri özenle alıp baska bir yere bıraktı.Kaşığı çıkarıp tabağın kenarına dayadı.İnce belli bardağı önce ışığa tuttu,çayın rengini gördü,ardından ilk yudumu aldı..O ne eşsiz tat,o nasıl bir aromaydı..Simitten ısırmaya korktu.Küçük bir parça koparıp agzına attı.Çok lezzetliydi.Bir tane istediği için pişman olmuştu.Çayı sonkez yudumlarken sigarasini yakmıstı bile.Gözlerini güneşin batışına dikti..Her yerde kahkaha sesi vardı..Kuş cıvıltısı gibi yükseliyordu.Burada aynı anda sabah ve akşam mı oluyordu ? Zaman diye birsey yoktu..Hangi anı yaşamak istersen o anda oluveriyordu.Nefesini tutup büyülü dünyayı anlamaya çalıştı bir süre ama nafile anlamak mümkün olmuyordu.
Kasaya yöneldi elini cebine attı..Cebindeki paralar yok olmustu..Şaşkınlığı büsbütün arttı çünkü hepsi miskete dönüşmüştü.Utandığını hissetti bir kez daha.Simdi ne diyecekti?Benim cebimdekiler paraydi ama hepsi misket..Ama ben bunlari size veremem onlar benim mi? diyecekti..Buyrun dedi genç bayan..Ben dedi sıkılarak hesabı ödeyecektim..Genç bayan gülümsedi.Burada para kullanilmaz dedi..Şaşırmak artık onun parçası haline geliyordu..Ne diyecegini bilemedi.Avcundaki misketler sürekli ses çıkarıyordu ve engel olamıyordu.Genç bayan çok dikkatliydi.Ne kadar gizlemek isterse istesin avcundaki misketleri çoktan görmüştü..Kocaman bir kavanoz çıkardı genç bayan, isterseniz buraya birakabilirsiniz dedi.Ve ekledi; ne zaman isterseniz geri alabilirsiniz..Burası sihirli bir dünya olmalıydı..Elindeki misketleri kavanoza bosaltti usulca yürümeye basladi..Simdi daha rahattı artı k biliyordu burada hersey düsledigi gibiydi.
Müzigin rüzgarla ılık ılık dağıldığı sokağa yöneldi.Kadınlı erkekli herkes dansediyordu.Her ritme ustalikla ayak uyduruyorlardı.Sanki yıllarca bu gösteri içinhazırlanmışlar da finali sergiliyorlardı.Sokaktan geçen herkes onlara katılıyordu.Birden kendisinide dans ederken buldu.Herkesle dansediyordu...Yorgunluk hissetmiyor o an bitsin istemiyordu.Sesi müzigin notalarına karışıyor kahkalarını özgür kılıyordu..Nasıl olduğunu anlamadan girdiği sokaktan öylece çıkıvermişti.Uçurtmaların altından geçip,bembeyaz bir yere ulaştı..Hani hep televizyonlardan gördügü peri bacaları o na gel diyordu..Burası nasıl bir yerdi? Hersey vardı herseyy..Sanki bir serapmışta yetişemezse kaybolacakmış gibi koşmaya basladı..Alabildigince açtı kollarını kucaklar gibi..
Oradan oraya dolasip durdu.Yorgunluk nedir, açlik nedir bilmeden..Herkesle konusuyordu,hepsinin anlatacak hikayeleri vardi..Günler sürecek hikayelerin hepsini birkaç saat içerisinde dinledi..Hepsinden kendisine pay çıkardı.En az onun hikayesi kadar acı hikayelerde vardı..Adım attiğı heryer yine ona çıkıyordu.Bir ara hava kararıp aydınlandı..Ne olduğunu anlamak istedi ama beceremedi.Burasi sihirli bir dünyaydı sanki.Ne zaman ne ile karşılaşacağını kestiremiyordu.Bir anda kar yağıyor, günes açıyordu.Ya suların içinde çılgınca yüzerken buluyordu kendisini, yada çocuklarla misket oynarken ..
Boynunda bir acı hisetti.Oraya geldiginden beri ilkkez olumsuz birsey yaşıyordu.Elini boynunun sol tarafina getirdi..Ağri gittikçe artıyordu.Yürüyüp geçtigi sokağın arkasına dönüp bakarken, kedilerin bile olmadiğı o sokak oldugunu gördü.Acı dinmek bilmiyordu.Kulağına uğultular geliyordu..Çocuk sesleri,kus sesleri...Gözlerini açti. Aslinda ne zaman kapatti ki?
Pencere sonuna kadar açıktı.Perde içeride savruluyordu.Tenine ılık ılık değen rüzgar odanın içinde uğuldayarak geziyordu.Etrafına baktı..Yataktaydı.Ortada ne bavul nede yolculuk vardı..Herşey rüyadan ibaretti..Derin bir iç çekti..Yine beceremedin degil mi?dedi.Artık çok geçti uyanmıştı.Yıllardır ilkez satırlara dökeceği kabusların dışında birsey vardı.Çeplerine doldurup bu anı, yataktan çıktı..Günlük hayata koyulma zamanıydı..
O yer hep olacaktı.Bir gün mutlaka bu yeri bulacaktı ve orada yasayacaktı.O’na can veren düşleriydi.Asla düş kurmak için yaşli olmayacaktı ve onları uygulamak için tembel..O yerden vazgeçmek kolay degildi.
Sihirli bir dünyanın izleriyle gerçek hayatın içine süzüldü..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.