- 907 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Yalnızlığın Öyküsü
Gitti, ahizeyi kaldırdı; sinyal geliyordu, arızalı değildi. Ahizeyi tekrar yerine koydu.
Akşama kadar belki yüz defa bu şekilde aç kapa yapıyordu. Bu onda iyice bir alışkanlık haline gelmişti. Daha doğrusu , belki de tik demek... Evet tik olmalı bir çeşit. Yoksa bir insan durup dururken niye yapsın bu şekilde.
Arada sırada telefonu çalmıyor değildi, elbette telefonu da çalıyordu. Ama ne telefon ya!.. Daha telefon zilini bir kere bile doya doya öttüremeden kapıyordu ahizeyi. Bırak kardeşim, makine iyice bir ötsün, zilinin pası açılsın! Ama nerde!.. Ya kesilirse birinci zilden sonra? Ya arayan vazgeçerse?
Ne olursa olsun ama, tik de olsa, alışkanlık da dense onun derdi başkaydı. Onun bütün derdi, ayrıldığı nişanlısının - ama ne çok sevişerek nişanlanmışlardı - bir gün yeniden kendisini arayabileceği beklentisiydi. Onun nişanlısıyla ayrılması da uzun mesele ya...
Bu yüzdendi akşama değin defalarca çalmayan telefonu kontrol etmesi, aç kapa yapması. Bu yüzdendi büyük bir umutla kaldırdığı telefonlarda alacaklılarıyla karşılaşması. Bu yüzdendi umutlarının kırılması, kollarının iki yanına düşmesi. Bu yüzdendi, sonrasında yalnızlığın postunu serdiği evinin içerisinde bir öte, bir beri gelip gitmesi, bir külçe gibi kanepeye kendini bırakması ve kıvrılıp kalması... Hep bu yüzdendi.
Bu yüzdendi uykularının kaçması, gözüne uyku girmemesi. Bu yüzdendi kendini işine verememesi. Bu yüzdendi yalnızlığın ve hasretin kollarında çırpınması. Bu yüzdendi anasının kendisine “Sen adam olmazsın!” demesi.
Yakup Şimşek
23 Eylül 1998
YORUMLAR
Bu yüzdendi yalnızlığın ve hasretin kollarında çırpınması.
Bu yüzdendi anasının kendisine “Sen adam olmazsın!” demesi.
Birinden haber beklemek ... ne açıdır saatler geçmez..
saniyeler donar kımıldamaz..dünya unutur sanki dönmeyi.
gercek ğibi dile getirmişsin.hayırlısı olsun onun hakkında...
sizinde yüreğinize sağlık..