- 984 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Beni Aşk Yapandın...Aşktın!
Kendimi aşka bırakmıştım. Aldanmıştım en çok yanılmıştım. Hiç tahmin edemediğim kadar mucize taşıyordu; aşktı ! nede olsa cennetten çıkmaydı... Hayat sevince güzelleşiyordu ; herkes öyle diyordu...
Aşksız bir gün daha yaşıyordum. Ömrüm zamanı tasarrufsuzca harcarken umutlarımı kaybediyordum. Sıradan bir sokak duvarındaki “aşk masumiyettir” yazısı hafızamdan gitmiyor. Söz güzeldi ama benim için o duvar yazısını aşklaştıran senin masumca orada beklemendi. Seni görünce donup kalmıştım, susmuştum. Gözlerim gözlerinde düğümlenip kalmıştı. Her zaman ki gibi aşk yine mucize kokuyordu. Zaman benden yanaydı. Tenim hiçbir rengi kabullenmiyordu. Bir bıçak kalbimin ta derinliklerinde ince bir sızı bırakmıştı. Aşılmaz duvarlar varmıydı? Sevgim karşılık bulabilecek miydi? Ve bir sürü cevapsız sorular çaresiz bırakmıştı kalbimi. Bir göz kırpmasında özlemeye başlıyordum yüzündeki tarifsiz tebessümü.
Ve derken...seni özgürlüğüne taşıyacak otobüs gelmişti, evine gidiyordun. İçimden bir ses “git kollarından sıkıca tut,bırakma onu” diye, bedenimi hırpalıyordu. Ama ben , ben ama... düşünemiyordum. İçimdeki ses aşktı. Yürüyemiyordum. Anlasana seni sevmekten başka bir şey yapamıyordum...
---- sen, otobüse binmedin... belki de aşkı(mızı) bırakıp gitmek istemedin.
( Bir sürü düştü beni sen yapan,seni aşk yapan...
Her şeyim olmuştun, bu yüzden mutsuzluk kelimesine girecek tüm duyguları reddetmişti organlarım...)
Bana doğru hızlı adımlarla yaklaşırken yüzünde gülücük ve gözlerinde ilkbahar çiçekleri gibi bir mutluluk vardı. Karşıma geçip duruşun ve aşkın geri dönülmez akşam saati... Zaman benimdi,aşkta. Belki güneş yoktu, yıldızlar daha henüz parlamıyordu ama ayışığı çoktan yakamoz oluşturmuştu gözlerinde...
----boynuma sarılıp “sen aşk mısın ?” deyişin, hala kulaklarımda. Ellerim ellerindeydi . Rüzgarın o soğuk esintisi üşütmüyordu beni, bilmiyordum ki üşümenin ne olduğunu. Tenim senin teninin rengini almıştı; sen ben ve aşk; biz tek kişiydik...
Yağmur damla damla yağıyordu. Hiçbir yağmur tanesini hissetmiyordum, bedenim sen olmuştu. Tüm doğal afetlere inat sahilde martılarla dans ediyorduk; sanki sen içimden geçenleri bilirmişçesine daha sıkı sarılıyordun... her şeyim oluyordun.
Rengarenk gökkuşağına bakarken kalbimden ağzıma ısrarlı bir emir gelmişti “benimle evlenir misin?” demiştim. İnanamıyordum kendime , nasıl söylemiştim. Bir kez daha söylemek istemiştim ama yapamamıştım. İçimi bir heyecan fırtınası kaplamıştı; galiba ölüyordum. Mutluluğum, aşkım, her şeyim bu iki kelimede takılı kalmıştı... “tamam” der gibi gülümseyişinle “evet” deyişin gökyüzündeki o yorgun bulutları dağıtmıştı. Yaşadığımı anlamamıştım; sanki cenneti yaşıyordum gözlerinde...
Ve ben bu sözleri yazarken ; sana haykırıyorum : “seni seviyorum” çünkü sen benden öncede vardın ; benden sonrada hep var olacaksın. Çünkü sen aşksın... beklediğim aşk .
Emre onbey