- 703 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BEN KİMİM
Bu suale Keloğlanvari,ben bir garip Nazanım şeklinde net ve sade cevap verebilmeyi arzu ederdim.Lakin benim hikayem,bir uzun hikaye...
Şairin diliyle yolu yarılamaya ramak kalmış bir insan olarak,henüz hayattan istediğimi alabilmiş değilim.Israrcı olmadım bu vakte kadar.Ne verirse kabulümdür dedim,öpüp başüstüne koydum.Bu yüzden işte bu yüzdendir ki; kovamadım kapımdan şu yalnızlığı.
Dolu dolu geçmiş,güzel bir hayat yaşadım diyemem.Huzursuz bir aile ortamında yetiştim.Fakirlik de gördüm,zenginlik de.Ağladığım da oldu,güldüğüm de.Tek kurtuluş olarak görünen okul hayatında ise hep başarılı oldum.Ah tahta sıralarda geçen günlerim! Gururla yadettiğim o en güzel günlerim.Şimdi zaman zaman okuduğum hatıra defterlerimde görüyorum da; öğretmenlerim’çok çalışkan ve terbiyeli’ demişler benim için.Suskunluğumu terbiyeye yormuşlar.Kendimi bildim bileli suskunum ben.Hep sustum.Ruhumda kopan fırtınalara,isyanlara inat sustum.Başkaldıramadım,haykıramadım.Boğazımda düğümlenip kaldı söyleneceklerim.Yanaklarımda inişe geçmeliyken gözyaşlarım,yüreğime akıttım.Şimdi bir hüzüngah şu gönlüm.
Hayallerime tutundum sonra.Benden bekleneni gerçekleştirecek,okuyacak,edebiyat öğretmeni olacaktım.Fakat hayat o denli enteresan ki; bir anda rotanızı çevirip başka yöne çeviriyor sizi.Ben de kendimi bir sevda masalının içinde buldum.Onu en sevgiliye götürecek sevgili bildim ve o günden beri,ben,ben değilim.Bilmem kaç bilinmeyenli bir denklemim.Bir muammayım.Yusufun kuyusundamıyım,yoksa yunusun karnında mı? Kaybettim kendimi bir çift ela gözün içinde.İki kişilik bir sevdayı,ben yalnız yaşadım.Birkaç kez bu yükü taşıyamadım da tökezledim.Kırıldım,yıkıldım fakat onu içimden terkedemedim.Yaratılanı Yaratandan ötürü sevdim vesselam.Eğer yıllar evvel söylemeseydi Fuzuli,bugün ben diyebilirdim ki; ’gerçek aşık benim Mecnunun ancak adı var.’
Mantık-duygu ikileminde ayarını tutturamamış olsam da,hep yüreğimin götürdüğü yere gittim.Bazen denizle hasbihalde buldum kendimi,bazen yağmur damlacıklarını seyreylerken.Kimi zaman ısırgan otu oldum,kimi zaman yediveren.Birde unutamadım annemin söylediği türküleri ve seccadesindeki gözyaşlarını.Küçükken çok kızardım,ağlamasına dayanamazdım.Ne kadar severmişim meğer o halini ki; şimdi söylediği türküleri ben söylüyorum,ağladığı seccadede ben ağlıyorum.Yüreğimin tellerini akort edeyim derken,hala sesimde titriyor nağmeler,susuyorum.
Artık rotamı değiştirmek,ertelediğim hayallerimin limanlarına varmak istiyorum.İlk kulacın,inanmak olduğunu biliyorum.Simyacı hazineyi ararken’insan bir şeyi gerçekten isterse,kainat ona yardım edermiş’ diyordu.Bahanelerden sıyrılmak,kendi cümlelerimi bulmak istiyorum ve istiyorumun üstüne şedde koyuyorum.
Velhasıl,yaşamı bir tiyatro oyunu olarak düşünüyorum.Her birimiz bize verilen rolleri oynuyoruz.Mühim olan; rollerin hakkını vermek.Ve biliyorum ki; beni,en iyi ben oynarım...
YORUMLAR
Rollerin pek adil dağıtılmadığına inandım hep.Çoğu zaman da isyan ettim.Hatta istifa etmeye kalktım,oyundaki rolümden.Ama istifam kabul edilmedi.Siz rolünüzü kabullenmişsiniz galiba.Bence daha iyi bir rol seçmek için hala şansınız var.Yazınız samimi ve güzeldi.Kutlarım.