Hikayerman
Sene 2001 koskocaman bi yüzyılla beraber Eren’in hayatında da bazı şeyler değişti babasının işi dolayısıyla büyük şehir İstanbul’dan İzmir’e yerleşmişlerdi.Orta okulu yeni bitirmişti bu zamansız taşınma nedeniyle lise yerine o yıl bilgisayarlı muhasebe kursuna başlamıştı.Sekiz yıl boyunca aralıksız okuyan biri için bu zordu çünkü ona en yakın yaş grubu askerliğini iki yıl önce bitirmiş insanlardan oluşuyordu…
Ortaöğretim hayatı boyuca neşeli her türlü aktiviteye katılan biri olarak dikkat çekiyordu.En üzgün hali bile gülerkendi…
İzmir’de bi okula kayıt oldu.Evine uzaklığı ve buralara olan yabacılığı dolayısıyla servisle gidip geliyordu.Bir yıllık bu aradan sonra kafesten çıkan bir serçe gibi okula başladı.Kızlarla ilgileniyor arkadaş gruplarına giriyor ve yavaş yavaş oraya alışıyordu.Yalnız Eren’in kafasına takılan serviste hiç konuşmayan bi kızdı.dikkatini çekmesinin sebebi; kendisinin bir yıl önceki haline benzetmesiydi.
Kızın adının Eda olduğunu öğrendi.En sonunda bu kızla konuşmaya karar verdi ve bunu gerçekleştirdi.Eda Eren’in normal halinin tam aksiydi.Eda ne kadar susuyorsa eren o kadar konuşuyordu zamanla birbiriyle konuşmaya başladılar.Eren o zamanlar Merve diye bi kızla çıkıyordu.Serviste Eda’nın Eren’le konuşmasından rahatsız olanlar vardı.Birkaç kez Eren’i tehdit edercesine konuşmuşlardı ne fayda ki Eren bunları hiç ciddiye almadı.Ama Salih Eda’dan hoşlanıyordu arkadaşlarıyla daha ileri gidip Eren’in yolunu kesmeye başlamışlardı.Zamanla Eren’in merve ile aralarındakini öğrenmiş ve ellerindeki bu kozu en iyi şekilde kullanmışlardı.Eren’e gidip ya Eda ya da merve seçmesini söylediler.Gittikçe işi abartıyorlardı zamanla merve’yi rahatsız etmeye başlamışlardı.Eren Merve’ye söz vermişti bi daha onu rahatsız etmeyeceklerdi…
Eren hep düşünüyordu.Eda’yla konuşmaya devam etmek istiyor aynı zamanda merve’ye verdiği söz tam olarak iki arada kalmıştı.Eren Salih’e gidip bi daha Eda ile konuşmayacağını ama onların da merve’yi rahat bırakmalarını söyledi ayrıca son bir kez daha Eda’yla konuşacağını da sözlerine ekledi.Akşam eve geldiğinde hep nasıl olacakta Eda’ya en uygun şekilde anlatacağını düşündü ama hiçbir çözüm yolu bulamadı,o kadar ki lafa nasıl giriş yapacağını bile bilmiyordu.
Nihayet ertesi gün geldi ve Eren ağır ağır konuşmaya başladı sesi her zamankinden daha farklıydı ona en uygun dille onun bile haberi olmadan ortada bulunan bi şık olduğunu yarım yamalak anlattı bilmesi gerekenlerin eksiklerlede olsa biliyordu.Eren’in o günle ilgili hatırladığı en belirgin cümle ise şöyle;”Bu kararı aklımla vermem gerekiyordu kalbimle versem bu sonuç çıkmazdı ama ne olursa olsun bunu düzeltmek için elimden geleni yapıcam sen bu gevezeyi unutma olur mu”?
Eren’in aklına Eda ile olan konuşmaları geliyordu.
Eren:bir insana kaç kere şans verirsin
-iki
-peki ya bana
-üç
-bana güveniyor musun?
-güveniyorum
-inanıyor musun?
-evet inanıyorum…
Eda için bunların hepsi ama hepsi geride kalmıştı.Ona göre aldatılmış,kandırılmış hatta kendisiyle oyun oynandığını düşünmüş.Eren bir çok kez özür dilemek için yanına gittiyse de Eda onu affetmedi ilk başlarda sadece evet ve hayırla cevap veriyordu ama zamanla Eren sadece kendi konuşuyor Eda’dan hiçbir cevap alamıyordu.Bu olanlardan sonra Eren yeni bir düşman kazanmıştı hem de düşman olarak göreceği en son kişiydi bu…
Eren bu süre zarfında Merve ile arlarındakini bitirmiş sadece Eda’ya yoğunlaşmaya başlamıştı.Ama bunların hiçbiri kar etmedi.Artık Eda ile ortak arkadaşları bile kalmadı.Aradan koskocaman iki yıl geçip gitmişti bazen tartışmayla bazen gözyaşıyla Eren kimseye hatta kendine bile söyleyememişti,artık Eda için şiir yazıyor onu sevdiğini kendine bile söyleyemiyordu Eda’nın ise kendisi hakkında ne düşündüğünü bilmiyordu.sadece onu her gördüğü yerde kafasını çeviriyordu.Yaptıklarının oyunun kuralı olduğunu söylüyordu bu oyun Eren’e çok ağır gelmişti.
Eren’in boynunda taşıdığı bir kolye vardı kolyeden ziyade zincire takılmış bi yüzüktü o bunun anlamının sevdiğim var anlamına geldiğini söylüyordu Eren ilk günden bu yana arkadaşlarına aşka inanmadığını söylüyordu ama çok çelişkili davranıyordu.
Babasının işi dolayısıyla buraya gelen Eren yine babasının işi dolayısıyla Ankara’ya gidiyordu.Ama hiç kimseye bir şey söylememişti gitmeden az önce Eda’nın kapısının önüne giderek posta kutusuna boynundan çıkardığı kolyeyi bırakarak gitti Eda aldı mı almadı mı bilmiyordu aşkını bırakarak başka bir şehirden elv-eda dedi.Eren Eda’yı unutmadı Eda’da belki konuşan birine gördüğünde aklına hep Eren’i getirdi belki de Eda bu kararı aklıyla vermişti kalbiyle verse bu sonuç çıkmazdı……
4 Şubat 2006
R.ERMAN AKPINAR
12:30