- 844 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Son
Müzik setinden yükselen ses doldurmuştu bütün odayı. “Geçti ömrün nev baharı, bülbül olmuş neyleyim”… Ne kadar çabuk geçmişti yıllar. Ne çabuk tüketmişlerdi her şeyi. Hayatları eskimişti iyiden iyiye. Tozlanmıştı sesleri. Bu yüzden konuşmaktan yana değildi ikisi de. Yılların getirdiği yorgunluk, çöreklenmişti üzerlerine. Acemi ve anlamsızca, odayı keşfetmeye çalışırcasına gezinen bakışları, kesişti. Alaycı bir biçimde tebessüm etti adam, bir şeyler söyleyecekti vazgeçti. Kadın utangaç, pişman başını öne eğdi. Koca bir aşk kitabının son sayfaları okunuyordu. Kadın oturduğu yerden kalktı, pencerenin önüne yöneldi. Yürümeye yeni çıkmış bir çocuk gibi ürkekti adımları. Adamda bunu doğrularcasına dikkatlice, adeta düşerse tutarım diyerek izliyordu, pencerenin önüne geldi kadın. Adam tozlu sesiyle;
- Niye şimdi ? Sence çok geç değil mi?
diyebildi, güçlükle. Kadın cevap veremiyordu. Gözlerini sokağa dikmiş izliyordu sadece.
Adam sorusunun yanıtını alamamanın verdiği tedirginlikle.
- Niye ben?
Kadın suskunluğunu sürdürdü. Omuzlarının üzerinden kaçamak bir bakış attı, sonra yine sokak manzarasına döndü. Adam bir sigara yaktı, derin bir nefes aldı. Bütün öfkesini sigaradan çıkarıyordu. Bir nefes daha çekse bitecekti sigara. Öfkelimiydi? Bilmiyordu. Ne yaşadığını ne hissettiğini…Bütün bu olanlara bir anlam veremiyordu. Niye gelmişti? Yıllar sonra, neden? Şuan yaşadıklarını onunda yaşadığından emin değildi. Bu duygu karmaşası, soru işaretleri zenginliği.Beynini asmıştı soru işaretlerinin çengeline, yüreğini de asmalımıydı. Her şeye, bütün olanlara rağmen yüreği, tıpkı ilk gün ki gibi yine ritmini bozmuştu. Ona akmaya, hazırdı. Müzik duygularına tercüman oluyordu. “ Gönlüm seher yeli gibi daldan dala essem diyor. Çoşsam bahar seli gibi, setler yıkıp geçsem diyor” yıkmalımıydı bütün setleri? Akmalımıydı yeniden ona? Yada bir set kurup ona akmaya engel olabilmiş miydi?
Kadın ağlamaklı sesiyle;
- Seni gerçekten sevmişim, bunu beklemiyor muydun? Bunun için hiç evlenmedin. Geldim işte.
diyiverip gözyaşlarını gizlemek için beklide tekrar döndü sokaktaki karanlığa. Vicdan azabımıydı, hissettikleri? Bunca yıl sonra niye gelmişti ona? Gerçekten sevmiş miydi onu? Bu sevgi neden birden bire alevlenmişti yeniden? Yoksa onun vazgeçişi mi sevgisinin su yüzüne çıkmasına sebep olmuştu? Beklide eşinin ölmesi? Ama buradaydı işte. hiç kimseye değil ona gelmişti. Yıllar önce ayrıldıkları günü, o anı hatırladı. “ Sana karşı artık bir şey hissetmiyorum, hissedersem ararım” demişti ona, ve şimdi de gelmişti. Buna bu kadar tepki göstermesine bir anlam veremiyordu.
Adamın sigarası çoktan küllükteki diğer izmaritlerin yanındaki yerini almıştı. Hatırladı, tıpkı o gün ki gibi yeniden yüreğinin acıdığını hissetti. “ sana karşı artık bir şey hissetmiyorum” Bu acının verdiği refleksle…
- Ben seni hep sevdim…
Bunla gurur mu duymalıydı? Yıllarca beklemesi bir acziyetin mi yoksa yüceliğin mi ifadesiydi. Ne önemi vardı ki? Şimdi karşısında yalvaran oydu. Ayrıldıkları gün, kendi halini düşündü, kendine acıdı bir kez daha. Saatlerce onu ikna etmeye çalışmıştı. Aşağılanmıştı da. Kadın sevgilisini takıp koluna öyle gelmişti, son buluşmaya. Ne kadar istese de tükürememişti suratına, belki boğazı düğümlenmese bunu başabilirdi ama yapamamıştı. Şimdi o kadın karşısına geçmiş ben geldim diyordu. Nerden buluyordu bu cesareti kendisinde. Adam duygularını kontrol edemiyordu. Oturduğu koltuğun hemen yanındaki çekmeden silahını çıkardı.
- Beni gerçekten sevdiğin için mi geldin?
Kadın gözünü sokaktan ayırmadan, evet anlamında başını salladı.
Adam anın tadını çıkaran korkutucu bir tebessümle. Benim için ölebilir misin? Dedi kadına.
Kadın sarsıldı, omuzlarının üzerinden baktı adama elindeki silahı gördü. Bu kadar çok seven biri sevdiğini öldürebilir miydi? Yıllar sonra kavuştuğu sevgilisini öldürecek kadar cani olabilir miydi? Peki canını verecek kadar seviyor muydu gerçekten? Bunu neden sormuştu? Ne cevap verecekti?
Odayı kaplayan şarkı, durumu özetliyordu “ Ölürsem yazıktır sana kanmadan,kolların boynumda halkalanmadan”
Adam suratından hiç eksik etmediği alaycı gülümsemesiyle, ben senin için ölebilirim dedi. Şakağına dayadı silahını ve tetiğe bastı.
Müzik setinde çalan şarkıda, adamın ömrü de, koca bir aşk oyunu da sona ermişti. Yada kadın tek başına oynayacaktı ikinci perdeyi.
YORUMLAR
Ölmeyi düşünmek kolayına kaçmak bence.
Güzeldi,saygılar...
Tereciye tere satmak gibi bir edepsizlik yapmayacağım...
Kötü bitti, üzüldüm... İntikamı çok acımasızcaydı adamın... "Ömrümüz ayrılıkların toplamı" dedim...
Bir solukta okudum...
Düğüm bölümünde meraklandım...
Çözüm bölümünde, "ölecek kadar sevme" nin ne menem bişey olduğunu düşündüm... Hani hep isteriz ya, bizi çok seven birileri olsun... Öykünün sonunda, aman dedim beni ölesiye seven biri olmasın ve ben ikinci perdeyi yaşamayayım...
Ben öykü incelemeyi beceremem... Konunun etrafında döner dururum. Belki bui bir yorum bile değildir ama seni dikkatle okudum demenin tek vasıtası da budur...
Emeğine sağlık... Sevgi isterken daha hesaplı olacağım bundan sonra :)
Sevgiyle.