- 726 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
LİSEDEKİ İLK TAKDİR
Gökyüzünden düşen kar taneleri pencereden kayan yıldızları andıryordu. Tipinin etkisiyle her biri bir yana savruluyordu. Kimi çıplak ağçların dalına, kimi tüten bacanın üzerine, kimi yere...
Bense bir yandan karnemi düşünüyordum. Lisede alacağım ilk takdiri... Oysa heyecanım boşunaydı. Çünkü takdirime kavuşacağım gün bugün değildi... Yağan yıldızları savuran rüzgar mani oluyordu buna. Vazgeçmemiştim düşünmekten. Bir umut belki servis şoförü Arif Amca gelip her zamanki gibi basacaktı kornasına.
Sanki sesim duyulmuş gibi korna sesi değil ama zil sesi beni çağrıyordu dışarı.Evet gelen Arif Amca’ydı. Bizi almaya gelmişti. Sevinç içinde,uçarak indim aşağı. Oysa tuhaf bir şey vardı. Pencereden yıldızları savuran rüzgar bu sefer beni savuruyordusağa sola.Az sonra yoldaydık.İki saat süren, filmlerdeki gibi zorlu bir yolculuktan sonra okuluma kavuştum. Kısa bir süre sonra ise takdirime. Yerde değil gökteydim sanki. Hiç bir şey bu mutluluğumu bozamazdı. Yan sınıfta okuyan arkadaşımın karnesini iki saat sonra alması bile.
Nihayet eve gitme zamanı geldi. Annem, babam, kardeşim benden yeni bir takdir alacaklardı eline bakmak için.. Lisede aldığım ilk takdiri Diğerlerinin yanına çerçevenin en önüne konacaktı....Evet. Bize bu kez de servisi beklemek düşüyordu bize. Nihayet bir servis geldi. Ama bu gelen bizimki değildi. Bütün arkadaşlarım doluştu içeri. Ben de bir an önce eve kavuşmak için bindim. Şoför götüreceğini söyledi çünkü.Evimin ordan geçeceğini söyledi.Geçmiyorum demedi.Şayet öyle söyleseydi amcamın kızını bekler kendi servisime binerdim.Yine uzun bir yolculuktu bizi bekleyen. Tipi bu kez de aracı esir almıştı. Gitmemize izin vermiyordu. Nihayet bu kabusatan da kurtulduk. Tekrar düştük yollara.
Semtin merkezine geldik. Bütün servis boşaldıi Bir tek ben ve şoförün çocukları kaldı içerde. Biraz daha yukarı çıktıktan sonra servis bizim evin oraya götüremeyeceğini söyleyip durduğu yerde indirdi beni. İndim. Yürümeye başladım. Yollar ıssızdı. Bir tek insan bir tek araba geçmiyordu.Tek duyulan ses ürkütücü rüzgarın sesi ve benim hıçkırıklarımdı. Gücümü aşan bir kuvvetle yürüyordum. Zayıf bedenimle hızı kilometreleri aşan tipiye karşı durmaya çalışıyordum. Bu çok zordu hatta bazen imkansızdı. Ellerim ve yüzüm buz kütlesinin içindeydi sanki.Dümdüz yürüyerek annemin iş yerine varmak ve onunla beraber evimize gitmekti tüm amacım. Ama olmuyordu. Yürümek çok zordu.Takdirimi gösteremeyecektim. Allah’a yalvardım beni bu durumdan kurtarması için ve savrularak yürümeye devam ettim.
Nihayet bir yer buldum. Annemin iş yeri sanarak girdim içeri. Hayır burası değildi. Yanlış bir yere girmiştim. Biraz daha yürüyüp bekçiye annemi sordum.Biraz önce iş tatil olmuş. Herkes eve gitmiş. Bir kez daha yıkıldım. Yaşadıklarım bir kabustu sankibir rüyaydı.Korkuyordum.Yalnızca eve varmak istiyordum. O anda elimde duran poşet ve içindeki karnem elimden kurtulup uçmaya başladı. Havalanıyordu. Gökyüzündeydi. Yere indiğinde poşet içinde yalnızca karnem vardı. TAKDİRİM yoktu. Uğruna bütün bu olanlara katlandığım takdirim yoktu. Ne yapacağımı bilemiyordum. Beni "İçeri gel kızım burda donacaksın" diye uyaran bekçiyi duymuyordum.Ben bir tek onu düşünüyordum.
Telefonumun şarjı bitmişti. Kapalı duruyordu. Açtım ve biriken şarjla evi aradım. Artık kurtulmak istiyordum.Dayanacak gücüm kalmamaıştı.Yine bir kabustu beni bekleyen. Ev cevap vermiyordu. Düşünecek gücüm yoktu.Halamı aradım. Ama bilmeden. Sonu ne olur diye düşünmeden. Sanki hayattan kesmiştim umudu. Gelecekte ne olur diye düşünmüyordum. Belki o da cevap vermezdi. Artık şaşırmazdım buna. Şükürler olsun cevap verdi. Durumumu anlattım ona."Kurtar beni öleceğim yoksa" dedim ve telefon kapandı. Zaten kaygan bir yapıda olan yer iyice kayganlaşmıştı. Kaydım ve yola fırladım. O anda bir araba çıktı yola. Tam bana yaklaşmışken frene bastı. Durdu. Ne mi hissediyordum? Taşlaşmıştım adeta."Ha donarak ha başka türlü ne fark ederdi."Kızım,halan gelene kadar gel içerde bekle bak buz tutmuşsun" diyen bekçinin arkasından içeri girdim.
Doluydu içerisi.Kurulandım ve ısındım orda.Karnemi soranlara göstermek için açtığımda bu kez bir kabus değil mucize bekliyordu beni.Takdirim karnemin arasında ikiye katlanmış dururyordu.. İnanamıyordum. Sanki uçup konmuştu oraya bir kuş gibi. Her şey düzeliyordu galiba.Kabus bitiyordu.Notlarımı görüp tebrik ettiler beni.
Az sonra oraya ait olan telefonla halamın geldiğini ve beni beklediğini öğrendim. Ordakilere tüm yaptıkları için teşekkür ederek halama koştum.Arkamdan:" Dikkat et kayarsın" diyenlerin sesi yankılanıyordu. Beraber evimize doğru yürüyorduk halamla.Burda ne işim olduğunu anlamaya çalışıyordu.Annem de amcamın kızının gelip de benim gelmediğimi görünce üstüne hiç bir şey almadan anne yüreğinde duyduğu acıyla evden dışarı beni aramak için çıkmıştı.Kim bilir yolda neler düşünmüştü. Tüm bunların üzerine beni görünce yaşadığı sevinci gelin siz düşünün.Onu da yanımıza aldık. Düşe kalka vardık eve. Takdirimi gösterebilecektim ve her şeyden önemlisi kabus bitmişti. Hayattaydım bütün yaşananlara rağmen.
Anlattıklarıma kimse inanamıyordu.Takdirimi gösterdim sevindiler, mutlu oldular.Ama onları asıl mutlu eden sağ salim eve varışımdı elbette ve bir insanın sorumsuzluğuydu bütün bunlara neden. Tipide; büyük ya da küçük hiç bir insanın tek başına bırakılmayacağını bilmeyen ve yalnızca kendi hayatı değerli olan bir İNSANdı bunlara sebep.Nitekim o sene karnesini alırken bir çok öğrenci donarak ölmüştü. Az kalsın o da bir katil olduğunu hiç bir zaman bilmeden yaşayıp gidecekti.Şükürlr olsun AYAKTAYDIM , HAYATTAYDIM VE SAĞLIKLIYDIM ama o İNSANIN yaptıklarının insanlığa sığıp sığmadığını düşünüyordum.
Aradan üç sene geçti. Ne zaman kar yağsa hep bu yaşadıklarımı hatırlarım ve dışarıda kalmak zorunda olanlara yardım etmesi için Allah’a yalvarırım. Özellikle kışın dışarıda olan,bir parça ekmek bulamayan HERKESİN yardımcısı olsun ve dilerim bundan sonra HAYAT BU KADAR UCUZ MU? dedirtecek olaylar yaşanmasın...Çünkü hayat bu kadar ucuz değil.
YORUMLAR
Adın gibi yüreği ve duyguları da güzel olan canım kızım.İyi ki hayattasın.başından geçenleri okusalar da ders alsalar diyeceğim ama o tip insanların seni,bizi okuması galiba mümkün değil.Yoksa insanlıktan bu kadar uzak kalırlar mı ?
Geçmişler olsun,tebrikler.Lütfen yazmaya devam et.