- 658 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
BABANIN ZOR GÜNÜ
Üç oğlumun yanında tek kızım.Bir tanem,fedakar,terbiyeli,saygılı canım kzım.Yeri bambaş
ka onun.Erkeklerden farklı.Öyledir tüm babalar için.Ve çoğu babalar hissettiremezler bu-
nu kızlarına.Ayrım yapıldığını,az sevildiğini sanır çoğu kız,bu yüzden.
Sanırım ben de öyle bir baba oldum.Dayanılmaz bunalımlarla geçen yıllarımda,en çok kızımı
sevdiğimi,korumak kollamak istediğimi bile hissettiremedim..
Yirmili yaşlara varmıştı.Lise bitip üniversiteye giremediği günden beri çalışıp,kazandığını
da eve getirirdi.Ağbisinin ve kardeşinin ailemize verdiği maddi zararlar,huzursuzluklar
sonunda onu isyan ettirdi.
Yanıma oturup,hiç o güne kadar almadığı tavrını koydu :
- Baba,ben ayrı ev tutmak istiyorum........
Biz müslüman bir Türk ailesiyiz.Üstelik köylü bir aileyiz.Yıllarımız İstanbul’da geçse de,aile
de herkes biraz tahsilli olsa da,bir yıldır şehirde oturuyor olsak da,bize göre çok ağır bu.
Yirmi yaşındaki kızımın tek başına ayrı bir evde oturması,bizim için bir ar namus meselesi,
utanılması gereken,yüz karası bir durum.İnsanlar vurup öldürüyorlar,bu konuda inat eden
kızlarını.Hatta kocasından ayrılan çocuklu kadınlara bile bu hakkı vermemeye kalkıyorlar.
Çok kötü oldum doğrusu.Erkek çocuklarım maddi olarak çökertmişlerdi beni ama,bu başka
türlü bir şeydi.Yoksulluğa alışıktım.Kendi iş yeri sahibi olduktan sonra düşünce,kapı kapı
dolaşıp iş arayabildim.Benim yaşımda birinin yapamayacağı işleri yapmaya talip oldum.O
kadar ağrıma gitmedi,gülüp geçtim.
Kızımın isteği,benim için kabullenilmesi mümkün olmayan bir şeydi.Evet vurmak kırmak
benim yapacağım işler değil.Hele kızıma karşı kaba kuvvet kullanmak,asla.....
- Canım kızım.Sen isyan etmekte haklısın.Yıllardır çalışır,kazanır evine getirirsin.Ahlakına
namusuna,terbiyene,saygına hiç lafım yok.Evimizin bozulan huzuru da meydanda.
Biz bir Amerikan ailesi değiliz.Müslüman ve köylü bir Türk ailesiyiz.Kızımızın tek başına
ayrı yaşaması,bizde namus meselesi olur.Biz sana karşı kaba kuvvet kullanmayız.
Fakat ailenin ,babanın alnına bir kara çalmış olarak kabulleniriz.Sen babanın alnındaki
böyle bir kara ile yaşamasını ister misin ? Yaşayabileceğime inanır mısın ?
- Babacığım,benim namusumdan hiç şüphen oldu mu ? Seni utandıracak bir davranışım, bu
güne kadar oldu mu ?
- Tabii ki olmadı kızım.Sana her zaman güvendim.Yine güveniyorum.Ama bu istediğin çok
zor.Bizim başımızı öne eğip gitme kızım..
- Baba,ben artık huzur istiyorum.Eve geldiğimde ağbimin,kardeşimin yaptıklarını dinlemek-
ten bıktım.Ne olur,bırakın da gideyim...
- Kızım bu bizim için büyük bir sınav.Yıllardır kaybetmemek için mücadele veriyoruz.Ailemi
zi bir arada tutmak uğruna nelerden vazgeçtik...Şimdi senin gitmenle,dağılma başlar.Biz
de sınavı kaybetmiş oluruz.
- Babam,canım babam ! Bunaldım,dayanamıyorum.....
-Dayan kızım,sabret.Mücadelemize birlikte devam edelim.Dağıtmayalım ailemizi.
Ve kızım dinledi beni.Kıyamadı babasına.Terketmedi ailesini.İşine devam etti.
Gün geldi,isyan ettiği ağbisi evlendirdi onu.Hem de kendisinden önce.
Yıllarca aynı evde iki düşman gibi yaşadılar.Şimdi ’ağbiciğine ’ toz kondurmuyor.
Canım kızım,yaşam bizleri sınıyor.Acılarla,hatalarla,varlık ve yoklukla.Sonunda sabreden
kazanıyor.Sen çok sabrettin belki ama,çok şey de kazandın.Şimdi seninle gurur duyan
bir ailen,kardeşlerin ve huzur dolu bir yuvan var.
Allah huzurunu bozmasın....Mutlu ol canım kızım.
(Kardeşlerin duymasın ama elimde değil,nedense hep en çok seni sevdim ben....)
Fikret TEZAL (İpek kızın babası )