- 811 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yalnızca Oyun 1.
Saati’ne baktı zaman gelmişti mesai bitmiş, işin tüm yorgunluğunu bedenin de hissediyordu, güzel bir yemek yemeyeli o kadar zaman geçmişti ki ne yediğini bile hatırlayamadı.
Üstünü giydi ofisten dışarı çıktı, artık dışarıdaydı her gün aynıydı eve gidecekti giderken bir ekmek , günü kurtaracak yiyecek bir şeyler alacaktı veya bunlardan vazgeçip en yakın bar’a gidip ruhundaki her şey renklenene kadar alkole gömülecekti.
Oysa insanlar ne kadar da mutlu görünüyordu. Ne kadar da sıkıntı içinde olsalar bunu göstermek yerine o anı yaşıyorlardı, işte bak karşıdan bir çift geliyor vitrinleri seyrederek el ele onlar da akşamı, yemeği düşünüyorlardır veya evdeki eksikleri ama ne kadarda sıcaklar..imrendi ne yapacağını bilmeden çiftin arkasından yürümeye başladı.
Kendini düşündü evinden oldukça uzak, güzel bir sayfiye yerinde olmasına rağmen hiç bir şeyin kendini mutlu etmediğini düşündü kendisinin bir eksikliği yoktu mutlu olabilirdi her şey birden mutluluğa dönüşe bilirdi ama nasıl?
Gazete bayisinin önüne geldi. Günlük gazetelerden kalanlara göz ucuyla süzdükten sonra en renkli olanı aldı zaten okumayacaktı bir bakıp kaldıracaktı kenara ama niye almıştı bu ruhunun derinliklerinden gelen bir ezberleme dürtüsü sonucu olmuştu her halde. Bazı şeylere şaşırsa da yapmaktan geri kalmadı devam etti bu her gün yaptığı bir şeydi ve bir şekilde değişmeliydi gazete bayisinden çıktıktan sonra biraz ilerdeki ekmek fırınından bir ekmek istedi gişedeki kadın normal mi taş ekmek mi? diye sordu otomatik olarak taş ekmek diye cevap verdi. Parayı uzatıp ekmeği aldı evet yine aynı şey olmuştu artık eve yaklaşıyor bundan sonra olacakları kendide merak ediyordu bu düşünceler içinde kendini sorguluyor adımlarının bu sürede götürdüğü yere gidiyordu evet yine olmuştu market den içeri daldı güvenlikçi her zaman ki gibi ekmek poşetinin ağzını bir bantla yapıştırdı. Nede olsa dışardan almıştı onlar da bu şekilde kontrol ediyorlardı. Başlarda ne kadar yadırgasa da sonradan bu duruma alıştığı için hiç ses çıkarmadı..
Raflar arasında dolaştı canını hiçbir şey istemiyordu ama yinede gelecek günler için birkaç bir şey almayı ihmal etmedi kasaya yürüdü hesabı ödedi ve çıktı. Artık yapacak bir şey yoktu bir tarafı eve gidiyordu ama o ne yaptığını bilmez bir şekilde adımlarını takip ediyordu eve girdi elindekileri, ayakkabılarını çıkarmadan mutfağa bıraktı tekrar dışarı çıktı.
Bu gün bazı şeyler, değişmeliydi..
Apartmanın, girişinde ki bir bölümü yıkılmış bahçe duvarının üzerinde oturdu, olan bitenlere anlam vermeye çalışıyordu, o arada dördüncü katta oturan öğrenci gurubu ite kalka girdiler bahçeden içeri, kısa bir selamlaşmadan sonra gençler itiş kakış elindeki torbalarla evlerine çıktılar. Bu gün parti olmalıydı veya sınavlar çok iyi geçmişti ne kadarda rahatlar diye düşündü.
Bir den aklına bir şeyler gelmiş gibi elini cebine attı emektar cep telefonu çekti ve birilerini aramak istedi teker teker kayıtları geçerken kimi arayacağına karar verememiş bir şekilde tekrar telefonu cebine koyup oturduğu yerden kalktı çarşıya doğru yürümeye başladı.
Işıklar, vitrinler bir koşuşturma, acele acele bir yere yetişmeye çalışan insanlar ama kendisinin nereye gittiğini bile bilmiyordu onlar evlerine gidiyordu sanki bir boşluktaydı bir film almalıydı belki de bu gün daha çabuk geçebilirdi üstünde durmadı yürümeye devam etti. Bu gün kendini anlayamadığı kadar çok sorguluyordu gün içinde yaptığı bütün hal ve hareketler inceleme altındaymış gibi nereye gittiğini bilmeden kendini sorguluyordu.
Bu gün dünden farklı olmalı diye düşündü ve sahile inmeye karar verdi zaten hem çarşıya hem de sahile yakındı ve bu gün onun için hiçbir şey fark etmezdi.
Deniz kenarına inmeye karar verdiğinde zaten yolu yarılamış olduğunu fark etti. Biraz ilerideki marketten biraz kuruyemiş, iki tane bira aldı, marketteki adamın hiç gülmediğini fark etti, oysaki ne kadarda sıkıntılı olsa selamını vermişti bakındı. Bu insanlara, kendisine ne olmuştu öncelerden büyüklerden, selamlamanın ne kadar güzel olduğunu hep duyardı şimdi her şey robotlaşmış bir şekilde yaşanıyordu iç geçirdi yürümeye devam etti.
Kıyıya geldiğinde hiç de yalnız olmadığını gördü bir kaç çift kendi aralarında konuşuyor balıktan dönen kayıkçılar günün acısını, demini almış çaydan çıkarıyor bazı insanlarda yalnız bir şekilde kimi elinde olta misina gibi araçlarla denizden bir şeyler çıkarmanın vereceği heyecanı yaşıyorlardı.
Dalgaları hissede bileceği bir yer arandı ve en uygun yerin dalga kıranın olduğu yer olduğu kararını verdi yürüdü, duvarın üstüne oturdu, torbasını açtı biranın birini açtı kağıda sarılmış kuruyemiş kağıdının bir bölümünü yırttı. Biranın yanına koydu. Denize doğru döndü. Gözlerini kapayıp büyük bir nefes aldı bu gün dünden farklı olmalı diye tekrarladı biradan bir yudum aldı ağzına birkaç leblebi attı ve çevreye bakınmaya başladı.
Oturduğu yer biraz yüksekçe olduğundan sahilin bir çok yerini görebiliyordu bu hoşuna gitmişti. Denize bakındı devasa su birikintisine sonra gülümsedi o da yalnız diye düşündü oysa ne kadarda güçlü görünüyor yalnızlığın güçle bir alakası yok birkaç gezi teknesi dışında misafiri yoktu hepsi kıyıya demir atmış günün yorgunluğunu atıyorlardı. Kıyıdaki evlerin ışıkları renk renk devasa su birikintisini sarmış geceye çok farklı bir gizem katıyordu.
Kendinden çok uzakta olan ailesi aklına geldi ne yapıyorlardı annem, canım annem yılların verdiği yorgunlukla köşesin de neler düşünüyordu şimdi gerçi bu gün konuşmuştu her konuşmasında bir burukluk yaşıyordu ama işi dolayısıyla da her istediğin de annesini göremiyordu ya kardeşleri onlar ne yapıyorlardı. Annesini özlemişti, anne anneydi ve yanında olmalıydı. Babası rahmetli olalı epeyce zaman geçmişti annesi ne kadar da göstermese onu özler özledikçe kızardı belki sevgisini gösterme yolu böyleydi zamanında çok sıkıntı çektirmişti kendine ama şimdi onu arıyordu.
Bu durumları düşünmek daha mahsun yapmıştı kendini hemen orda bir karar aldı en kısa süre içinde annesini kardeşlerini ziyaret edecekti etmeliydi de. Bu düşünceler içinde biranın birini bitirmiş ikinci birayı açmıştı bu acı şeyi neden içiyordu bilmiyordu ama iyide oluyordu biraz olsun rahatlamıştı. İşin sitresi bir taraftan iyice bunaldığını hissediyordu.
Artık yalnızlık çekilir olmaktan çıkmış çok can sıkıcı bir hale dönüşmüştü.
Ofis de, Ezgi diye bir kız vardı çok güzeldi nerdeyse 1.80 boyunda vardı kilosu da abartılı değildi gerçi takıntılı değildi fakat yaşı ilerledikçe seçiciliği değişmişti güldüğü zaman gözleri gülüyordu bazen çok komik oluyordu. Mimikleri bazen çok çocuksu bazen de çok kadınsı gösteriyordu üzüldü nişanlı olmasa belki bir şeyler olurdu diye düşündü neden hep güzel olanlar, beğendikleri hep ondan uzaktaydı. Annesi her gördüğünde her fırsatta kendisini evlendirmeye çalışmıyormuydu zaten anneme bırakmalıyım belki diye düşündü ama bu devirde görücü usulü kendi söylediklerine şaşırdı ama yinede zamanı gelmişti askerden geleli nerdeyse beş seneyi geçiyordu ailesinden uzak olsa da, iyi denecek bir işi de vardı artık sorumluluk alabilirdi. Yoksa biraz daha beklemelimiyim diye düşündü için için güldü.
Bu düşünceler içinde zaman ilerledi açıktaki teknelerde kıyıya yanaştı kıyıya yeni insanlar gelmiş eskilerden birkaç grup gitmişti.
Arada çiftlerin yanına seyyar satıcılar dolaşıyor onlar da kendi evleri için kendileri için bir şeyler yapmaya çalışıyorlardı insanın hayatta kalma mucadelesi, çırpınış diye düşündü bu ilerlemiş zaman için de halen ekmek parası için ayaktaydılar bu durum dışardan görünüşü acaba evlerin de ne oluyordu açmıydılar hastalarımı vardı çocuk genç ihtiyar bunlar düşününce kendi durumuna şükretti. Kendisi iyi bir kurumda personel müdürüydü bu da hiç de küçümsenecek bir şey değildi. Zaman zaman kendisini yalnız hissediyordu kendisi neden olduğunu bilmiyor ama bu durumdan bir an önce kurtulmayı tercih ediyordu.
Karamsar duyguları bu zaman sürecinde kaybolmuş, özleme dönüşmüştü toplanıp eve gitmeye karar verdi. Acele torbaya boş bira şişelerini tıkıştırdı ağzını bağladı kalktı ve dönüş yoluna doğru yürüdü ilk gördüğü çöp kutusuna elindekilerini bıraktı mahmurluk çökmüştü içtiği biradan kıyıya inmek için kullandığı yokuş şimdi çok yüksek geliyordu fakat yapacak bir şey yoktu yürümeye devam eti.
İşten çıktıktan sonra kendine sorduğu soruları artık sormuyordu belki deniz rahatlatmış veya içtiği iki bira onun düşünmesine izin vermiyordu eve ulaştığında hiçbir şey yapmadan uyumaya karar verdi yarin çok güzel ve farklı olabilirdi bu gün onun için bir şeyler değişmişti onun verdiği rahatlıkla uzandı yatağına.
Sabah kendini çok iyi hissediyordu gece güzel bir uyku çekmiş dinlenmişti. Yataktan kalktı banyoya geçti, hemen traşını oldu, duşunu aldı, üstünü giydi acıkmıştı, mutfağa girdi sonra ofise giderken bir şeyler alırım diye düşünerek çıkmaya karar verdi, içinde garip bir kıpırtı vardı bu gün güzel bir şey olacak diye düşündü her zaman kahvaltılık aldığı pastaneden birkaç tane peynirli pohça aldı bir de şekerli turta güzel olacak günün hediyesi diye söylendi.
Mesai başlamak üzereydi o halen oyalanıyordu hemen adımlarını biraz sıklaştırdı neden olduğunu bilmeden yüzünde bir gülümseme ofise geçti.
Ofise geldiğinde arkadaşları çoktan gelmiş masalarının başına geçmişti, kısa selamlaşmadan sonra elinde paket o da masasına geçti gelirken oyalanmıştı geç kalmamıştı ama yinede herkesten sonra gelmişti oysa ki hiç adedi değildi hemen gelen evrakları göz ucuyla süzdü çok acele olabilecek hemen yetişecek bir evrak yoktu, bir çay istedi pohçaları çıkardı bu gün onun günüydü neden bilmiyordu ama hisleri onu bu gün için yönlendiriyordu sabah kahvaltısını ofiste yapmıştı her zamankinden farklıydı. Bu gün her şeyden keyif alıyordu.
Ofisteki arkadaşlara bir göz atı herkes işinde gücün de o ise etrafta ne oluyor bitiyor onları süzüyordu gözleri Ezgiyi aradı ama Ezgi gelmemişti gelse ne olacaktı ki zaten diye iç geçirdi fakat merak etmişti öğle yemeğin de yakın arkadaşı Semadan veya asabi sekreterden durum hakkın da bilgi alabilirim diye düşünerek masanın üstünde ki evrakları eline alarak gözden geçirmeye aynı zamanda öncelik sırasına göre de sıralamaya başladı.
Evraklar acele değildi fakat bayağı uğraştırdı nerdeyse öğle olmak üzereydi ve sekreter yeni evraklar getirmişti sekretere baktı, bunlar neder gibi sekreter de aynı şekilde senin işin gibi baktı. Oldu olası sekretere kanı ısınmamıştı bir türlü. Nerdeyse gözlerle yapılan bu savaşlar her gün yaşanıyordu bu gün kimseyle takışmak istemiyordu evrakları aldı tekrar gözden geçirdi öncelik sıralarına göre yerleştirmeye başladı bu düzenlemeyi yaparsa öğle yemeğinden sonra rahatça bunları tamamlayabilirdi bu arada aklı halen Ezgideydi neden gelmemişti acaba önemli bir şeymi vardı diye meraklanıyordu.
Arkadaşları yavaş yavaş yemek için ayaklanmaya başladı hemen kendisi de kalktı yemek de ne var soruları arasında Semanın olduğu yere doğru yaklaştı birim de yirmiden fazla kişi çalışıyordu kimsenin kendini yanlış anlamasını istemediğinden bu yaklaşımın doğal olmasına dikkat ediyordu ve bunu başarmıştı da yemekhane de Semanın yanına oturmuştu. Artık öğrenmek istediklerini rahatça öğrenebilirdi. Semaya şakayla karışık Ezgiyi sordu bu gün senin kanka yok ortalarda diye, Sema döndü sen bilmiyormusun? yoksa Ezgi evlilik izni aldı diye cevap verdi üzülmüştü fakat bir yandan da her hangi kötü bir şey olmadığına sevinmişti. Sema onbeş gün sonra memleket de nikah yapacaklar düğünden bir hafta sonra burada eğlence düzenleyecekler yoksa sen gelmeyecekmisin diye sordu? Elbette neden gelmeyeyim ki dedi fakat kendisinin neden haberi olmamıştı bu durumdan. Önceki günler de banka ile yapılan maaş görüşmeleri esnasın da Ezgi izin almış olmalıydı yoksa mutlaka haberi olurdu.
Kendi için uygun olduğunu düşündüğü ama nişanlı olan kız sonunda artık kendi yuvasını kuracaktı zaten ne bekleye bilirdi ki ama iç güdüsel olarak aklında ki belkiler onu sürüklemişti. Kendine kızdı o kadar insanın içinde kendine uygun nişanlı bir kız bulmuştu ve bu yanlıştı hemen bu fikirleri aklından çıkardı döner dönmez evrakları tamamladı bu gün erken çıkabilirdi. Yine yalnızdı ama içinde ki kıpırtı olduğu gibi devam ediyordu öyleyse bu Ezgiden kaynaklanan bir durum değildi.
Sezgilerine hep güvenirdi onu hiç yalnız bırakmazdı bu gün güzel bir şeyler olacaktı ama ne?
Ofisten çıktıktan sonra sağda solda oyalanmayacak kendi için iyi kararlar vermek istiyordu onun için program yapacaktı eve doğru yürüdü. Hemen rutin günlük alışverişini yaptı eve geçti akşam yemeği için hazırlık yaptı bu gün içindeki kıpırtıdan bir şey çıkmamıştı fakat kötüde bir şey olmamıştı radyonun düğmesine bastı eskilerden bir türkü çalıyordu. Ezgi için sevinmişti az daha yanlış yapıyordum diye düşündü. Kısmet dedi hayatında bir şeyleri değiştirmeliydi görev emrini aldığın da evi düzenleyecek fazla zamanı olmamıştı çok acil olan birkaç temel eşyayı almıştı küçük bir buzdolabı bir kanepe yorgan yastık vb. gibi artık düzeltme hareketine evden başlamaya karar verdi.
İlk önce evin eşyalarını düzeltecek daha sonra ne kadar annesini ve kardeşlerini özlese de gidemiyorsa onları evinde misafir edebilirdi ne kadarda güzel olurdu diye iç geçirdi. Hemen bir program yaptı bütçesini gözden geçirdi eve birkaç eşya alabilirdi bu gün çarşambaydı cumartesi için program yaptı yarin iş çıkışı mobilyacıları gezecek anlaşabilirse de Cumartesi günü eve yerleştirecekti bir iki gün sonrada annesi ve kardeşlerini çağıracaktı bu düşünce çok hoşuna gitti. Zaman ne kadarda çabuk geçmişti birazda temizlik yapmalıydı bu saat de temizlik düşüncesi hoşuna gitmemişti bunu yarin düşünürüz dedi ve uyumak için odasına geçti.
Günün ilk ışıkları pencereden perdeye geçerek kendini selamlıyordu için için güzel bir gün olacak diye düşündü yatağından kalkmadan gözleri odanın duvarında gezindi hiçbir şey yoktu küçük bir resim bir süs ne kadar da boştu. Gerçi yatak odası öyleydi diğer odalarda pek farklı değildi aslın da canlılık gerekiyordu ne kadar da ihmal etmişti kendini sanki içinde olduğu yalnızlığı kendi elleri ile beslemişti kızdı kendine.
Ofise geldiğin de hareketliliği sezdi hemen ne olduğunu sordu arkadaşlarına genel müdür gelmişti bu denetleme yapılacağı anlamına geliyordu ve bir sürü angarya işin başlangıcıydı kendisinin de hazırlık yapması gerekiyordu bulundukları katta yirmi kişiydiler fakat genelde iki yüz kişilik bir ekiple çalışıyorlardı. Şirket bir çok bölümden, her bölüm bağımsız merkeze bağlı çalışıyordu bu durum birimler arası rekabetten kaynaklanan angaryayı kaldırmış iş gücünün artmasını sağlamıştı yapılan iş gizlilik gerektirdiğinden dışarı olan sızma da en aza indirgenmişti. Durum bu kadar basit görünse de güvenlik hat safhadaydı dışardan normal gözüken beş katlı bina kart giriş sistemi ve her yer kamera ile donatılmış birim geçişleri ayrı kartlarla yetkiye göre geçiş yapılıyordu. İş başvurularında da, ailenin tüm seceresini çıkarmamışlarmıydı zaten bu işe alınma sebeblerinden biri de asker de aldığı başarılardı...
Askerlik hayatının dönüm noktalarından biriydi hiç unutmayacak anılar sığdırılmıştı o kısa zamana arkadaşları çok yakınırdı fakat o çok sevmişti değişik insanlar tanımış çok güzel arkadaşlıklar kurmuştu ne güzel günlerdi. Bu sevgisi sonunda onu iş sahibi yapmıştı.
İşe başladığından beri elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışmış her zamanda karşılığını almıştı şimdi bu durum kendisini korkutamazdı. Yinede bazı evrakları gözden geçirmeliydi her an bir toplantı olabilir oda toplantıya katılabilirdi otokontrol askerde kendisine öğretilen en güzel şeylerden biriydi hemen masasını düzenledi çalışmaya başladı.
Personel işlerinde olduğundan dolayı kırtasiye işleri fazlaydı anında istenen evraklar, yer değiştiren personel, izin alanlar alışmıştı bir sistem oluşturamamak böyle bir kurum da çok sıkıntı olabilirdi kendisiyle gurur duydu birkaç ufak tefek eksik dışın da hiç bir sorun yoktu. Hemen gerekli evrakları ve sorun olabilecek kişilerin listesini çıkardı uyarılarda bulunup eksiklerin tamamlanması istendi. Memur arkadaşlar da denetime takılmamak için biçimsel düzenlemeleri yapıyorlardı denetimin tedirginliği yoğun çalışmaya dönüşmüş öğle nasıl geçti yemekte ne vardı hiç kimse aldırmadan biran önce işleri bitirip hazır olmaya çalışıyordu.
Oturduğu yerde gülümsedi denetimler zaman zaman yapılmalıydı herkese bir canlılık gelmişti ufak diye görünen işler birden kocam olmuştu.
Evet beklediği mesaj yine gecikmemiş bilgisayarına telnet mesajı bölümüne düşmüştü toplantı diye düşündü acele etmeden mesaj kutusuna tıkladı bu geçen zamanı ağırdan alıyor bundan zevk alıyordu mesaj kutusu açılmış beklediği mesaj karşısındaydı toplantı çağrısı. Bir fark vardı bu mesaj her zaman gelen mesajdan farklı güvenlik derecesi en yüksek seviyedeydi birden gerildi mesajı tekrar okudu not hanesin de birkaç kişinin dosyası da isteniyordu toplantıda önemli birimlerin başkanları bulunacak kendisi dahil bir müdür arkadaşı daha vardı bu iyiye işaret değildi büyük bir sorun olmalıydı bu durumun denetimle alakası yoktu. Bundan önceki toplantılarında işlerle ilgili sunu yapılır, bu toplantıya tüm müdürler katılır birim başkanlarından biri gözlem yapar sunu sonucunda daha alt kadrodaki personel ile toplanılıp gerekli eğitimler verilirdi.
Sabahı çok zor etmişti bu durum olduğundan fazla canını sıkmıştı toplantı saat iki de beşinci katta özel toplantı odasındaydı. Hemen istenilen kişilerin dosyalarını arşivden çıkardı dosyaları incelemeye başladı. Dosyalar da yada kişiler de bilgi bakımından herhangi bir sorun görünmüyordu tekrar gözden geçirdi evet her hangi bir sorun yoktu. Güvenliğin toplantı odasına giriş yapması için gereken güvenli giriş kartını getirmesini bekledi toplantıya onbeş dakika vardı güvenlik kartı imza karşılığı teslim etti.
Zaman yaklaşmış gerilim son aşamaya gelmişti, bulunduğu yerden elinde dosyalar asansöre doğru yürüdü asansöre geldiğin de asansör katta durmuş açılma sesi duyulduğun da ise diğer müdür arkadaşın da asansörde olduğunu gördü asansör bir üst katta durdu diğer toplantıya girecek kişileri alarak yukarı çıkıyordu asansöre binen kişiler konuşmuyor gelecek kişi için yer açıyor suskun bir şekilde bekliyorduk. İçinde bulunduğumuz durum sanki Amerikan filimlerinden kopmuş gelmiş ve üzerimize yapışmıştı. Daha önce bu derece sıkı denetimli bir toplantıya katılmamıştı onun için her şey tedirginlik yaratıyordu.
Toplantıya girecek herkes toplantı odasının önündeydi kıdeme göre sıralanmış giriş yapıyorlardı denetim hat safhadaydı havada bir ağırlık, herkesin yüzün de bir gerginlik vardı bu durum yüzlerine yansımıştı.
Toplantı odasına girildiğin de herkes isimlerinin yazılı olduğu yere oturup olan bitenleri anlamaya çalışıyordu genel müdür henüz gelmemişti toplantı odasında sessizlik had safhadaydı birimlerden fazla yönetici yoktu maliye, lojistik ve satın alma personelden kendisi ve bilgi işlem Merkezinden diğer müdür arkadaş fazla bir zaman geçmemişti ki genel müdür ve arkasında genel sekreter toplantı odasına geldiler yerine oturup küçük bir selamlamadan sonra.
Genel müdür toplantıyı açtı, arkadaşlar bu toplantıya neden çağrıldığınızı şu an için bilmiyorsunuz, biraz sonra hepimiz ortada ki sorunun ne olduğuna beraber açıklık getirmeye çalışacağız genel sekreter oturduğu yerden çantasına uzandı içinde dosyalar çıkardı masanın üstüne koydu bir dosyayı genel müdüre sundu diğeri elden ele toplantıda ki yöneticilere dağıldı.
DEVAM EDİYOR.....Sevgiler..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.