- 2787 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Toka Dünyadan Daha Büyük.
Bıraktı kendini küçük kız. Yumru elleri gevşedi birden. Nazar boncuğu gibi gözlerine perdeler indi. Karnı açtı yine her zamanki gibi. Ne zaman doydu ki zaten tıkabasa. Elinde ve aklında dedesinin yaptığı bez bebek, üzerinde ninesinin ördüğü yün hırka, rüyalar ülkesinin yolunu bulmasına yetti de arttı. Ne beşik aradı ne yanık bir sesin sarıp sarmaladığı bir ninni... Azla yetinmenin emrivakilerini çoktan kabul etmişti. Altında bir deterjan kolisinin kartonu, üzerindeyse havaalanının ışıkları engelleyemedi uykuyla olan randevusunu. Tek kaygısı cebinde kalan, satamadığı bir çift mendil paketi bile donup gitti buz gibi havada. Şu anda akranlarının ne yaptığını, nerede olduğunu imkanı yok bilemezdi. Kimisi parkta, kimisi beşikte, bazılarıysa oyuncak ülkelerinden birinde seve seve kaybolmaktaydı. Mutlulukla... En güzel kayboluş. Ama onun haberi yoktu. Küçük kafasının içindeki tek şey; bu gün, uçaktan güzel bir kadının elini tutarak kapıdan giren güzel çocuğun tokasının pespembe rengiydi. Nasıl bir pembeydi o sahi? Şeker pembesi mi yoksa yatak diye arasıra kullandığı eski bavulun pembesi mi? Yo hayır ikisi de değil! Çok parlak ama çok sade, çok sıcak hatta insanın içini acıtacak kadar... Düşlerle kabuslar arasında bir pembe.
Rüyası da pembeydi zaten. Giysileri, elleri, yırtık ayakkabısı, hava, yer , hava ile yer arasındaki her şey toz pembe... Ne güzel renk. Her yer pembe, her şey de... Güneşin ışıkları bile pembe. Sarı ışık gibi hapşırtmıyor insanı. Keşke güneş pembe ışık saçsa uyanınca bile... Uçaktan inen güzel kadının güzel çocuğunun sadece tokası pembeydi, onunsa tüm dünyası. Artık çocuk kıskansın biraz da onu. Toka mı büyük koskoca dünya mı canım! Gördüğü en güzel düş bu. Asla kabus olamaz. Onun pespembe rüyasından ne yanındaki çöpü alan temizlikçi adamın haberi vardı ne de bir kaç dakikada yanından geçen onlarca insanın... Onların hayatı biraz sonra uyanacağı kabusun iç karartan griliğinden ibaretti.
Her şey gibi-ister güzel olsun ister çirkin- rüyası da bitti. Pespembe balon etrafın tek hakimiyken; griliğin gerçekliği hakimiyeti eline alıverdi. Cebinde bir çift mendil, ellerinde bez bebeğiyle küçük kız, kocaman dünyanın tüm ağırlığıyla üzerine çullandığını tekrar fark etti. Toka dünyadan daha büyüktü. Ya da rüya gerçeklerden bile daha yalancıydı. Sahi ne görmüştü rüyasında? Zorladı hafızasını.Bir kaç kez gitti geldi küçücük belleğinin kısacık sokaklarında. Bir tek sahne bile gelmedi aklına. Ama içinde bir tek duygu kalmıştı rüyasından. Zaten o da artık terketmek üzereydi onu: Mutluluk.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.