KORKUYORUM
KORKUYORUM
Seninle uzaklara gitmek istemekten korkuyorum. Çünkü gideceğin yollar bitmiş senin. Hayal etmekte güzel ama bir otobüse binmişiz sen ve ben; camdan dışarıyı seyrediyoruz. Tarlada çalışan kadınları, dağları, güneşi, yıldızları ve cama yansıyan gölgelerimizi… O otobüs öyle uzaklara gidiyor ki; hiç görmediğim okyanusu görebileceğim kadar uzaklara. Hayal bu ya bir de ev yapmışlar bizim için, anahtarı cebinde, haydi aç kapıyı da girelim içeriye. Şu yatağa, perdelere, masaya bak, hepside ne kadar güzel değil mi? Evimize yavaş yavaş yerleşiyoruz; her şeyi tek tek tanıyoruz. Şimdi sıra birbirimizi tanımaya geldi. Kalabalıklar için de imkânsızdı birbirimizi tanımak. Haydi, çıkaralım maskelerimizi. Kucağına yatıyorum; yavaş yavaş saçlarımı okşuyorsun. Yanındaki çantadan bir kitap çıkartıyorsun; o güne kadar hiç duymadığım en güzel masalları okuyorsun benim için. Uyumuşum. Sabah kalktığımda sana gördüğüm rüyayı anlatıyorum. Rüya bu ya sevişmişiz seninle. Öyle güzel gülümsüyorsun ki buna karşılık vermemem imkânsız. Senin için reçelli yumurta yapıyorum. Karnımızda doydu. Şimdi ne iş yapacağımıza karar vermeliyiz. Emek vermeliyiz bir şey için. Emek verilmeyen her şey sıradan ve anlamsızdır değil mi? Cama doğru ilerliyorsun, okyanusu gören camımıza doğru. Yanına geliyorum birlikte seyretmeye başlıyoruz. Dışarıda duran kayığa takılıyor gözlerimiz, birbirimize bakıyoruz. O an balıkçı olmaya karar veriyoruz sen ve ben. Öyle mutluyuz ki, sen her gece benim için masallar okuyorsun. Ben her sabah senin için reçelli yumurta yapıyorum. Şarkılar söylüyoruz birlikte, dans ediyoruz. Gördüğümüz rüyaları anlatıyoruz birbirimize. Kayığımıza binip her gün balık tutuyoruz. Günler, aylar, mevsimler, yüzyıllar hatta bin yıllar geçiyor böyle. Bin yıl yaşar mı insan diyorsun değil mi? Hayallerde yaşar, sonsuza dek yaşar insan. Yolların bitmemiş olsaydı okyanusu görmeye gelir miydin benimle?
-------------