- 600 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YİTİK SEVGİ
Köyüme hiç gitmiyorum iki aydan beri.Daha da gitmemekti niyetim.
Geçenlerde bizim ordan Memişlerin Hasan’a rastladım İstasyonda.
-Merhaba Recep,dedi.Ne var ne yok?
-Merhaba Hasan ,dedim.Asıl sen söyle ,köyde ne var ne yok?
-Bilirsin köyde söylenenleri.Senin için alacaklılardan kaçtı, diye
bir söylenti var.Kardeşin Akif’te :
-Yengemizi bıraktı kaçtı.Yengem benim anam sayılır.Ona ölene kadar
bakmak benim boynumun borcu,diyormuş.
-Yengesinin kıymetini biliyorda, ağabeyine neden yardım etmemiş
madem?
-...............
Akif benim küçük kardeşim.Köye gitmek istemiyordum ya, Hasan’la
karşılaşmamızdan sonra köye gitme isteği vazgeçilemez bir arzu
haline dönüştü bende.Mutlaka gidecektim köye...Gidecektim ve gidip
kulaklarının dibinde bar bar bağıracağım ,düşenin dostu olmadığını.
Ama belkide bağıramam.Çünkü nede olsa Akif benim küçük kardeşim.
Ben düştüm.Onun ise hali vakti yerinde.Benim fazla borcum yok piya-
saya.Akif isteseydi beni bir günde kurtarırdı.Parası var.Ama nedense
yardım etmedi.Bilemiyorum...Belki eşi razı olmamıştır...Her neyse.
Ben aç değilim ya...Boş ver milletin dedikodularını be Recep.Alman
harbinin Avrupa’yı kasıp kavurduğu günlerdi.Almanlar Yunanistan’ı
işgal etmiş ,sınırlarımıza dayanmıştı.Ben onaltı yaşımdayım.Babamı
askere altılar.Altı kardeşin en büyüğüyüm.Öküz arabalarıyla pancar
taşıyoruz.İstasyon o günlerde böyle değil.Kantara kadar öküz araba-
larıyla taşıdığımız pancarları, sundurmaya kadar da sırtımızda küfe-
lerle götürüyoruz.Benim gücüm yetmez.Küfeyi yarım yapar taşırım.
Sırtım omuzlarım bere içinde kalır.Anam çaresiz ağlar halime.Akif
efendiye sorun bir bakalım.O günleri nasıl unuttu?Aradan bir kaç yıl
geçti.Savaş yıllarındaki kıtlık bakımsızlık...Anam hastalandı ve
öldü sonunda.Evde kadın yok yemek pişirecek.Babam tutturdu seni
everelim diye.Bense yirmi yaşıma girmişim.Daha askerlik var önümde.
Hem tutulmuşum kızın birine.Babam ise beni akrabalarından bir kızla
evermek ister.Anam sağ olsa nazım geçer.Ama babama söyleyemem bir
türlü.Yataklar dolusu hastayım.Bir yandan da sevdiğim kıza haber
salıyorum.Biz fakiriz.Kızın babası ise zengin.
-Benim kızım kala kala Paşaların Recep’e mi kaldı be...Vermem,demiş.
Ben daha çok hasta oldum.Sonunda babamın dediği oldu.Nişanladılar
beni.Kız benim için deli oluyor ,ama gönül bu.Ben bir türlü sevemi-
yorum.Paranın kıt olduğu o zamanlarda ,babam rahmetli hastahane
hastahane dolaştırdı beni.Kocakarıların diline düştük.
-Paşaların Recep kara sevda olmuş,diye yankılandı köy.Ama babamın
istediği kızla evlendim.Sevdiğim kızı görmemek içinse, köyden gittim.
Bilecik’te bir iş buldum .Çalışıyorum.Ara sıra hal hatır sormak için
köye gidiyorum.Bu arada bizim eski davanın babası haber gönderiyor:
-Recep karısını boşasın da, kızımı vereyim,diyormuş.Ben gene de sevi-
yorum,ama karımı boşayamam.Nikahsız verirse alırım, diyorum bana haber
getirenlere.Alacağım falan yok...İntikam alacağım aklımca.Ben iki
boğazın hakkından zor geliyorum.Bu arada babam hastalandı ve öldü.
Analığım ise, ben beş çocuğa köle mi olacağım diye, evi terkediyor.
Yapılacak başka bir şey yok artık.Ben köye dönüyorum.Karım büyütüyor
beş kardeşimi.Allah bize beş yetimi düşünerek,çocuk vermedi.Karım
kendi evladı gibi baktı kardeşlerime.Onları büyütüp everdim.Bu ara
babamdan kalan ve benim aldığım ne kadar mal mülk varsa, hepsini de
kardeşlerime verdim.Ben hayvan ticareti yapıyorum.Akif, Allah bağış-
lasın üç tane oğlu var.Tarımla uğraşır .Hayvancılık yapar. Hali vakti
yerinde.Ben Konya’nın köylerine koyun almak için gitmişim.Akif’in
karı bizimkiyle kavga ediyor.Akif’te alıyor eline bir odun, komaya
sokuyor yengesini.Olayı öğrenince beynimden vurulmuşa döndüm.Köyde
herkes racon kesiyor.Akif’i öldürmem lazımmış.Benim için en iyisi
kaçmaktı köyden.Salt kaçmadan Akif’in evine gittim:
-Şeker kardeşim,dedim.Yengenin bir kusuru mu var?Size analık eden
birine, hak reva mı bu yaptığın?deyip gittim.Kendimi karanlıklara
koyuverdim.Nereye gittiğimi bilmeden, delicesine koştum karanlığın
içine.Oturdum bir taşın üstüne .Ağlıyordum.Bu arada bir el tuttu
omuzumdan.Dönüp baktım.Akif ay ışığını ardına almış, heykel gibi
dikiliyordu.Diğer elinde bir tabanca vardı.Tabancayı uzattı :
-Al,dedi.Vur beni.Ben bana analık eden yengemi dövdüm.Vur beni.
Nasıl vururdum.Bir an elimdeki tabancaya baktım.Sonra karanlıklara.
Fırlatıverdim tabancayı karanlıkların içine.Ve çekip gittim köyden.
İşlerim kötü gitmeye başladı bu aralar.Kafam yerinde değil ki...
Hesaplı yapamıyorum yaptığım işi.Zarar ediyorum hep.Böyle sürüp
gitmeyeceği başından belli.En sonunda iflas bayrağını çektim.Bu
arada, İstanbul’a sattığım koyunların parasını da alamadım.Benim de
borcum kaldı biraz Konyalı’ya.Üstüne üstlük, bizim karıda hastalan -
maz mı...Senin anlayacağın nerde akşam orda sabah süründük işte.
Kimseyi inandıramadım bu kadar düştüğüme.Akif’te inanmadı her-
halde...İstanbul’da mal verdiğim iyi bir arkadaşım vardı.Serseri
gibi dolaşırken, o geldi aklıma.Telefon ettim.Durumu mu anlattım
uzun uzun.
-Recep,dedi.Yarın sabah bankaya git.Onbin lira gönderiyorum.
Allah razı olsun demek isterdim.Sana bu parayı ne zaman ödeyeceğim
demek isterdim.Ama fırsat bırakmadan kapadı telefonu.Borumu ödedim.
Tekrar ticarete başladım.Karım köyde duruyor.Bir dediğini iki etmi-
yorum.Onun rahatı iyi.Bense buralarda, yaşayamadığım gençliğimi yaşa-
ya çalışıyorum.Bizim ordan gelenlerle karşılaşıyoruz bazen alemlerde.
Köye döndüklerinde:
-Paşaların Recep İstanbul’da delirmiş,diyorlarmış.Karım böylelerini
çok duydu.Artık umursamıyor.Zavallı bana bir çocuk veremediği için,
suçlu sanır kendini.Ona çok iyi davranıyorum.Gönlünü almaya çalışı-
rım her zaman.Bizim oranın insanı kördür be.Bilecik’i bile panayırdan
panayıra görür.Geçenlerde köye gitmiştim.Cenaze namazına durmuşlar
sal taşının orda.Kimin cenazesi diye sorduğumda:
-Memişlerin Memiş öldü,dediler.
Mübadelede Yunanistan’dan getirdiği altınları bile bozdurmamıştı.
Zengin biriydi.Benim normal olarak akrabalarına taziyede bulunmam
gerekirdi "Başınız sağolsun" diyerek.Ama öyle yapmadım.Bana hep, o
üzgün insanlara sövermiş gibi gelirdi bu laf.Musalla taşının üstünde
duran tabuta yaklaşıp,eğildim baş ucuna:
-Eyyy Memişlerin Memiş!Öte tarafa gittiğinde , sana sorarlarsa ne var
ne yok geldiğin yerde diye"Paşaların Recep delirmiş "deyiver diye
bağırdım.
Yazan:Osman Eker
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.