sindirme operayonu
soğuk birasını dolaptan alıp, kanepeye uzandı kız. Gözlerini kapatıp karanlıgını çagırdı şarkının sözleri beynindeki boşlukta yankılanırken. Vakit çok ilerlemişti. herkes yorgun bedenini mısıl mısıl uykunun kollarına bırakmıs olmalıydı.bir an açtı ağlamaktan ağrıyan gözlerini kısık kısık. dört duvar içinde eriyen bir melek gördü odada. yerde ölü gibi yatan gitarıyla göz göze geldiler bir an. neden birşey yapmak gelmiyordu içinden. bıraksaydı özgür paraklarını gitarın tellerinde dolansaydı.
anlamalı artık içini kemiren soruların cevaplarını asla öğrenemeyecegını o dönse bile.çünkü güven duygusu bir orospunun sahte orgazm çıglıkları kadar inandırıcı olabilirdi yaşananarın üzerine.
dünyada aldatılan sanki ilk o muydu. herkesın basın gelebilecek çapta bir felaketmıydı bu.kim bilir kaç yüzbin kişi sevgilisinden ayrıldıgında bir köşe basında sabahlamıstı yada içip içip denize kusmustu kızgınlıgını. sabahın yedısınde soguk suyun altına girdikten sonra o aynı elbiselerin içinde mutluyum diye yalan söylemişti kim bilir kaç yüzbin kişi.
insansın sende.ne kadar farklı oldugunu düşünürsen o kadar aynılaşırsın.
kural yok,
ahlak yok.
aşk merhum,
dünya acımasız
zavallı sıradan et torbaları böceklerden bile çirkin sokaklarda dolaşmakta.kuzular gönüllü gidiyor artık kurtların sofrasına.
hayaller..ah hayaller sıcak bir haziran akşamında buharlaşıp gidebiliyor.
yağmur beklentisi yok kızın gözlerinde.hiç bitmeyecek sanılan günler ölecegini anlayan bir kedi gibi uzaklarda son nefesini veriyorken, içinden gelen hangi ses kanıtlayabilir güzel günlerin tekrar yaşanıp, sarhoşluk anında tüketilemeyecegını.
elinde olsa tüm hücrelerine dağılmalarını emrederdi.vazgeçse evinden, şehirden, işinden ve hatta kitaplarından..sıfır km bir araba gibi düşünebilse hayatını ve vuruldugu yerden uzaklaşabilse hızlıca.
hala kalbinde bir şarlatanın yalnızlıgı uyuyor.ne kadar güzel sevgiliyi düşlemek uykusunda, ama o kimbilir kiminle hangi rüyada...
YORUMLAR
"zavallı sıradan et torbaları böceklerden bile çirkin sokaklarda dolaşmakta.kuzular gönüllü gidiyor artık kurtların sofrasına."
Bunun üzerine kendi literatürümden bi atasözü eklemek isterdim ama terbiyem müsade etmiyor... yanlış anlaşılmasın bu yazıya değil, bilakis yazının doğruluğundaki sahte gerçeklere... ben o kuzulara ne diyeyim, salaklaşmış ve asalaklaşmış hayvan parçalarıdır onlar... Vallahi ağır kaçtı mı bilmem ama bu akşam ben de soğuk biramı almış, ve şarkılarla yol almış durumdayım... yazı bana çok şey ifade etti, ve duygularımı tercüman oldu... tebrikler arkadaşım, sen yaz ki böyle yazılar, biz de yalnız olmadığımızı düşünelim... sevgiler...