Ben Sana Hâlâ Tutkunum Biliyor musun?
Güneşin alevden öte sıcaklığından kuruyarak çatlayan toprağın kollarını açıp yalvarması gibi sevdanın ateşiyle korlaşan aşkımın, yüreğimde yanışını görebildin mi ki sen yanan ateşi söndürecekmişçesine dudaklarını dudaklarıma sürmek için çırpınıyorsun.Sen yağmur olsan yağabilecek misin bir damla suya hasret kurak sevdaların ortasında yanan yüreğime. Gecelerin dolunayla dansında yakamozların avuçlarından uzanıp hep o beyaz aşklarına dokunmak istedim ama seninle mutluluklara uzanan sevda pınarlarım kurumuştu yalnızlıklarımda.Ne geceleri özlemeye nede gündüzleri sevmeye takatim kaldı.Baharlarımı eylül,eylüllerimi kış yaparken,sen yabancı baharların avuçlarında tomurcuklanıyordun kurumuş dallara can verirken.
Yüreğimi öylesine parçalamıştı ki sevdan, ne trenin karanlığı yırtarcasına demir rayların üzerinden bir ok misali gidişine,ne de yıldırımların göğü parçalarcasına kayan bir yıldız misali toprağa gömülüşüne benziyordu.Ben senden sevmeni hiç istemedim karanlıkların avuçlarında saklı yıldızların mum ışığı aydınlıklarında kahkahaların sararken mutlulukları buldum dediğin o diğer emanet sevdaların koynundan.Sen sensin kendinde, yürekte senin sevdada.
Yağmurların çiselemeye başladığı anlarda hiç kelebeklerin uçtuğunu görebildin mi sen? düşlerimde seninle yaşarken yinede ben geceye vuruyordum gözlerim kapalı düşlerken seni ama sen düşlerin ne olduğunu bilebildin mi bugüne kadar, ki gördüğüm düşleri hep kıskandığını söylerdin kimseler duymasın diye kulağıma. Aşkları çağlayan kuşların melodilerini duyuyordum kanat çırparken sevdalara, işte bir beklentidir içimde her nisanın gelişi çünkü bahar çocuklar gibi oynarken bahçesinde ben seni hep o ağacın üstüne aşkımızı yeniden yazacağımız yerde bekleyeceğim için, ama ben eylül oldum,sen bahar ardımda. Yinede bir sen eksiktin baharın avuçlarında koşarken senin sevdana güneşin eteklerinden tutan mavilerin içinden.
Solan sevdaların bakır tenli ağlayan gözlerini çizdim çakıl taşlı kumların çağırdığı rüzgar esintili sabahta sensiz.Çizilir mi diye bana sorduğunda ben sana bendeki sevda kalemimle çizdim demiştim hatırladın mı? Hangi gönülde arasam seni sensiz akşamların sevdasında koynumdaki sevdanla bilemedim içimdeki sevgi hüzün mevsimlerinden çıkarken. Ağustos ağaçlarının sessiz çığlığı semalarda dolaşıyordu ki sen gülerken sakladığım ağıtlarımın sesini duyar gibi miydin okyanusların ufkunda esneyen esintilerin kollarında.
Acıların duvarına çarptım belki bilmiyorum ama diyorum ki alacakaranlığın körelmiş gizeminde yüreğimdeki yankılanan aşk sevdası açılsa da artık bende kurşunlasam hüzünleri.Bende özledim,sevdim,aşık oldum,bağlandım ve artık mutlulukların benim olmasını istiyorum yanlış mı? Ki sevda çekenler,sevenler ne olur bana söyleyin bu kahrolası sevda bana gülmeyecek mi? Hayal aradım hep yokluğunda meyhanelerin masalarında intihar akşamları misali, tutkunun türküsünü ben söyler oldum aşkına ait bir yerde ölmeye giderken.Ve şafak vaktinin sessiz çığlığında bulutlar sarsa öldürürcesine kollarıyla ben yinede sende ölmek isterim sevdaların türküsünü fısıldarken kulağıma. Gidişin var ya elveda demeden kahrettiğin o anı unuttum mu sandın sen.İnan seni kimse benim seni sevdiğim kadar sevemeyecek.Seni mutlu edemeyecek bunu sende biliyorsun ama gülen gözlerinle ağlamaya çalışıyorsun değil mi bana bakıp.Haydi git,git be seni unutmak kolay mı ki artık çek git sevdamdan,yüreğimden,bedenimden,nefesimden.bir daha sakın dönme,gelme af dileme benden çünkü seni kabullenemem bir daha.Git ellere kıymet bilen birini bulursun elbet.
Ve, bir akşamdı sevda türküleri söylenirken bu yaşadığın şehirde, ben
çıkmaz sokağında gece uğultusu gibi mırıldanırdım çocuksu şarkılarımı bil ki bildiğim bir şarkının mısralarındaki beyaz leke nakaratıydın sen. Bahar akşamlarının yüreğimdeki şafağıdır içimdeki sevdan.Bilmiyorum geri geldiğinde seni yeniden sevebilir miyim? sarabilir miyim aynı aşkla seni bedenime? öpebilir miyim dudaklarını aynı sevdanın ateşiyle? bilmiyorum evet bilmiyorum ve bilmekte istemiyorum çünkü sen yoksun ki yanımda hala. Bakışların bakır tenli yapraklar misali gözlerinde ben yağmurum bahar iklimlerinin nisanında avuçlarına damlayan,ki baktın mı avuçlarındaki yaşlara? sordun mu neden damladıklarını? neden sel olup her şeyi yıkıp götürdüklerini? zor değil mi sormak yüreğinin titrediğini hissedersin hemen,dene istersen çünkü bana hep denettirdin ve ben o duyguları yaşadım yaşamamam gerekirken ve bileydim ağlar mıydım,sever miydim,seni yüreğime yar diye koyar mıydım.Ayrılık gözyaşlarına sığar mı ki, sen sığdırdın işte bak eğer bana bakabilirsen,bakıp ta görebilirsen o zaman ayrılık sevdalara dahil olsun. Deniz kenarında beşinci mevsim yaprakları düşerken bakır rengi sulara, ay yansımalarının kahkahaları karışır yıldız elleri yakamozların gece haykırışlarına. Kaşlarım gerili yine karanlık gecelerin uğultusu çökerken yollarıma, nefret bulutlarının olmadığı doruklarda saf doğan güneşlerin ışığında gece sessizliğini yırtarcasına haykıran türkülerin sokağından gelirken yine de sevmeye seni, bitti diyordum benim hazan mevsimlerim damlarken sevgi çiçeklerine yağmurlar, ne çare düşlerimden bile sana ait olanları alıp gitmişsin haber vermeden beni sensizliğine kelepçeleyip. Ve seninle yaşayan odamın seslerinde daralıyor sanki zaman anlatamıyorum rüya sevdalarımı biliyor musun? ama nerden bileceksin ki sen kahrolası sevdanı söküp götürmüştün giderken.
Gözüme kaçtın yine bu akşam seni sende yaşarken ışıksız hücrelerde zincirlenmiş yüreğimde, yinede korkuyorum imkansız aşklarda mutlulukların mutlu olduğu sevdalardan çünkü yine sen olmayacaksın bendeki benliğimin içindeki sende.
Seni seviyorum evet delicesine, yüreklerin kabul edemeyeceği bir tutku ile,bir sevda ile,bir aşk ile. Anlasana artık anlamak istiyorsan eğer,
ki
sen özlemimsin
sen hasretimsin
sen aşkımsın
sen kadınımsın
sen; içindeki beni koparabilirsen eğer,
sen; bendeki seni de yüreğimden
söküp at o zaman
eğer atabilirsen.
Yapabilir misin söyle bana? haykır o zaman
Yolları ayrı şehirlerin hangisi sana gelir bilmiyorum eski masallar misali kırk yaş sevdalarından.Söylemediğim ay düşerken bir damla aşkın rengini sevda yellerinde bekleyeceğim sensizlik zor gelse de, işte gör unutulmakta sen kaybettin artık ağlama sakın.
Ama bir yanın hep ben kalmalıydı bilinmeyen esintilerin sevdalarında.çünkü sen benim sol yanımdasın hep,bedenimde yaşam belirtileri devam ettiği sürece seni yüreğime emanet ettim.Neden mi? gülmede gözlerime bak içinde bir damla sevgim kaldıysa çünkü o yürek emanete ihanet etmedi ve etmeyecektir bilesin.
Bilesin ki; unutulmuş akşam türkülerinde acılara tutunup ağla derken bana,ben aynaların ötesinde gördüğün ağır sevdanın altında ağıtlarımı gizledim.sen bilir misin karanlık gecelerin kuytu köşelerinde bir tutamlık sigaramı nefeslerken her şeyimi onunla paylaşıp, göz yaşlarımı avuçlarında toplayıp kuruttuğunu,gözlerimi silip derinden bir nefes verişini bilir misin? Ömür kısa,sevda uzun,gönül yorgun artık bir sonbaharın son gülü giderken küllenen aşkımla yinede seni yazıyorum sevda tohumları kururken yüreğimde.Bir sevda filiz verdi ıslanmış gözlerim damla damla düşerken aşkına gönlümdeki kelepçelerin morlarında sevdim de seni içimden haykıramadım ki ne güneşe,ne aya, ne yıldızlara,ne akşamlara,ne gecelere,ne kuşlara,ne denizlere,ne çiçeklere,ne yağmurlara,ne baharlara, ne eylüllere ve sende sen olan her şeye.
Hoşça kal.hep bilmeni isterim bensiz yabancı avuçların
Baharında gezerken,
ben
bedenimde haps olmuş
benliğimdeki yüreğime
seni yazdım
bir ömür boyu silinmemek üzere
bedenini bedenimdeki benliğime
haps ettim seninle.
hiç haber alma samda senden
hiç görmesem de seni
ne yaptığını bilme semde
seni hissettiğim an
yüreğimi sevdamın sardığını
fark ederim birden.
işte bu duygu
hep seni seviyorum demektir
unutma,
Evet,
Anlıyor musun beni
Ben sana tutkunum
Be aşkım
ve
SENİ SEVİYORUM
Hala.
Unutma ki; bütün yaşadıklarıma sırt çevirip gidiyorum içimde geç kalmışlığın çaresizliği terkedilmişler gibi ağlıyorum kaderime ama gel gör ki her damla gözyaşımda aşkların doğduğu,sevgilerin birleştiği, sevdaların yeşerdiği,belki çileli, belki azap dolu, yinede mutlu,yinede umutlu,yinede sevgi dolu,yarınımı,geleceğimi,sevdamı arıyorum.
Zannetmiyorum ama sana gelecek olursam bir gün aşkları olumsuz uzak sevdalardan, gururumu yenip yüreğimi ikna edebilirsem, geleceğim yine ilk günkü gibi mutluluklarla dolu bir kalple,seni seven bir gönülle.
Yine de heveslenme sakın, çünkü ben bendeki yüreğimin gururunu senden daha iyi bilmeme rağmen,
Lanet olsun ki yüreğimi saran bu tutkuya;
Hala seni seviyorum
Hala seni istiyorum
Hasan Hüseyin Anmak
YORUMLAR
Çok güzel... Farklı anlatılm, yazıyı özgün kılmış.
Sadece cümleler biraz uzun kurulmuş. Tamam bu iyiliğinden ve güzelliğinden birşey kaybettirmemiş. Ama cümleler biraz daha kısa tutulsa bir okuyucu olarak algılama ve anlama daha kolaylaşır diye düşünüyorum.
Okunulası ve anlaşılası bir yazı çünkü...
Saygı ile...