- 791 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Kadınlarımız Neden Miting Alanlarındaydı?
Türkiye Cumhuriyetinde; özgür ve eşit birer birey olarak toplumdaki yerini alan kadınlarımız miting alanlarına koşmuş, kaygıyla takip ettikleri gelişmelere karşı tavırlarını açıkça ortaya koymuşlardır.
Her ne kadar da bazı kesimlerce görülmek istemeseler de onlar; biz de varız diye haykırıyorlardı. Yarınlarımızı karartamayacaksınız diyorlardı.
Sözde bazı özgürlüklerden bahsederek ikinci sınıf insan yerine koyamayacaksınız diye haykırıyorlardı.
Çünkü; biliyorlardı ki, görülmekte olan karanlık, en çok da kendilerini vuracaktı.
Cumhuriyeti kuşatarak, toplumu dinselleştirmeyi kendisine düstur edinmiş, tarikatların fetvalarıyla hareket eden bazı siyasi partilerin özendiği din devletlerinden kadınlara yönelik bazı kuralları okuyunca bazı şeyleri çok daha net görüleceğini umut ederek, alıntı olan bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.
Din devletlerinde kadınlar nasıl yaşar?
· Kocalarının izni olmadan seyahat edemezler. Ülke dışına çıkamazlar.
· Karısının hareket özgürlüğünü ve davranışlarını kontrol etme hakkı, aile reisi olan kocanındır.
· Kadının seyahat belgesi alabilmesi ve pasaport çıkartabilmesi için, kocasının yazılı ve noterden tasdikli iznini alması gerekmektedir.
· Adli suç davalarında kadınların şahitliği önemsenmez.
· Evlenme ve boşanmalarda kadınlar şahitlik yapamaz.
· Kadın ve erkek mahkemelerde eşit muamele görmez.
· Kadınlar, kamusal binalara (üniversite, havaalanı) girerken farklı girişler kullanmak zorundadır.
· Kadınlara toprak miras kalmaz.
· Kadınlar, mirastan ülkeden ülkeye değişen oranlarda; mirasın yarısı kadar, dörtte biri kadar, sekizde biri kadar pay ancak alabilirler. Mirastan alınan payı eleştiren Bangladeşli Begüm Feride Rahman’ın (milletvekili) asılarak cezalandırılması istenmişti.
· İki kadının şahitliği bir kadına eşittir.
· Kadınların dans etmesi yasaktır.
· Tecavüze uğrayan kadın zina yapmış sayılır. Kadının, uğradığı tecavüzü ispatlayabilmesi için, tecavüz anına en az dört erkeğin tanıklık etmesi gerekir.
· Tecavüze uğrayan kadın, hayatının kurtulabilmesi için, tecavüzcüyle evlenmek zorundadır.
· Evlenecek olan kadın nikah masasına oturamaz; onu babası temsil eder.
· Boşanmada çocuğun velayeti erkeğe verilir.
· Sakinleştirici ilaçların kadına verilmesi yasaktır.
· Koca; kadının hayat hakkı konusunda söz sahibidir. Gerekirse öldürebilir. Hakkıdır ve cezalandırılamaz.
· Kadın, uygun burkayı giymemesi halinde taşlanabilir.
· Kan davası yüzünden erkeklerin öldürülmesini önlemek için, genç kızlar karşı tarafa hibe edilebilir.
· Kadın boşanırken imam nikahı sırasında, kendisi için biçilen değer kadar para alabilir.
· Kadının haberi ve rızası olmadan, erkek kadını boşayabilir.
· Doğum kontrolü uygulayan kadın, kocası tarafından boşanabilir.
· Bir çok ülkede kadınlar oy kullanma hakkına sahip değildir. Ya da Cezayir’de olduğu gibi erkekler, karısı adına oy kullanır.
· Kadınlar ancak erkeklerden arınmış alanlarda çalışabilirler.
· Altı yaşından itibaren kız ve erkek çocuklar, ayrı okullara yollanır. Karma eğitim yapılmaz.
· Kız çocuklarının eğitimine ancak babaları karar verir.
· Kızların erkek öğretmenlerden ders almaları yasaktır.
· Erkek profesörler üniversitede ki kız öğrencilere monitör aracılığıyla ders verir.
· Erkekler, birden fazla kadınla evlenebilir. Bir çok ülkede çok kadınla evlilik teşvik edilir.
· Örtünme esastır. Örneğin, Ürdün’de devlet tarafından örtünen kadınlara para ödenmektedir.
Hicaba uygun giyinmeyen kadınların yüzlerine ve bacaklarına kezzap atılmasına sıkça rastlanır.
· 2002 yılında Suudi Arabistan’da 82 bin kara çarşaf yetkililer tarafından çok süslü ya da vücut hatlarını fark ettirecek şekilde olduğu için toplatılmıştır.
· Bangladeş’te Birleşmiş milletler İnsan Hakları Komisyonu, Uluslar arası Af Örgütü ve UNICEF’in raporlarına göre 2001 yılında 272 kadın yüzlerine kezzap atılmak suretiyle kör edilmiştir.
· Bir erkek doktor, bakması yasak olduğu için kadını ancak aynadaki aksi üzerinden muayene edebilir.
· Başlık parasının kız tarafından ödendiği Hindistan’da, başlık parası ödemek istemeyen ailelere kürtaj önerilir. Hamilelik döneminde bebeğin cinsiyeti belirlenir ve kız bebekler öldürülebilir. Gazetelere ‘’38 dolar ödeyip bebeğin cinsiyetini öğrenin, yoksa 3800 dolar başlık parası ödemeniz gerekir’’ diye ilanlar verilmektedir.
· Birçok İslam ülkesinde kadınlar sünnet edilmektedir.
· Birçok ülkede İslami örtünme kurallarına uymayan kadınlar gözdağı vermek için öldürülür.
Sadece bu örnekler bile, kadınlarımızın karşı karşıya kaldığı tehlikenin boyutlarını ve mitinglere koşmalarının nedenlerini göstermesi bakımından önemlidir.
YORUMLAR
bu yazdıklarınıza katılmam mümkün değil siz islamiyeti galiba iran da yada bimem ne arap ülkelerinde uygulanan rejimlerle karıştırdınız bu yazdıklarınızın hangisi dinimizde var birde artık şu şeylerden vazgeçin eğer bir şeyi savunuyorsanız ne olursa olsun savunduğunuz şeyleri yüceltin karşı tarafı kötülemeye çalışmayın ki sizin ki kötülemek değil resmen iftira nedir sizin laiklik anlayaşınız türbanlı kızların üniversiteye girememelerimi sakın yanlış anlaşılmasın ben başı açık hanımlarımıza hiç bir şey demiyorum herkes kendi yaptıklarından mesuldür artı şunu görün türkiyede ne demokrasi nede laiklik var bu rejimin adı olsa olsa yarıdikdatörlüktür kendi yandaşlarına al senin olsun karşı tarafa gelince kalmadı canım kusura bakma üzülüyorum sizin gibi insanlara bu kadar bir şeye körü körüne bağlanmak... bilmiyorum tabiki sizin tercihiniz ama ALLAH aşkına söyleyin T.C ATATÜRKTEN sonra ne gördü asıl demokrasi o zaman vardı.çünkü o büyük insan eşitlikten anlıyordu şimdi siz kızarsınız ama o da ALLAH!a inanıyordu oda biliyordu bu dünyanın gelip geçici olduğunu tek hadefi aklı hür vicdanı hür nesiller bırakmaktı ama ne oldu en yakın arakadaşı dediğimiz ismet paşa arkasından vurdu ne yaptı ilk önce bütün devlet dairelerinden Atatürkün resmini kaldırttı paralara kendi resmini koydurttu ezanı türkçe yaptı ALLAH aşkını dünyada sadece mülüman türkler mi bir yunanlı müslüman gelecek ezan sesi yok ha varda bizim ezanımız var siz kendi hayalinizde yarattıklarınıza devam edin ama dünya ölümlü ve bir nefes kadar yakın saygılarımla