dalgalar
Rüzgarın poyrazdan estiği,pamuk gibi beyaz bulutların gökyüzünü kapladığı bir gündü.Güneşin kızıllığının okyanusun mavisiyle ufuk çizgisinde birleşmesine rağmen rüzgar insanın tüylerini ürpertiyordu.Beyaz bulutlar gökyüzüne gelişi güzel dağılmıştı.Güneş ışınlarının gelmesiyle bulutlar daha da beyaz görünüyor ve gökyüzü kasılarak insanları selamlıyordu.Kızıl güneş ise;bulutun bu haline gülümseyerek okyanusun kulağına birşeyler fısıldıyordu.Rüzgarın esmesiyle çılgın dalgalar daha hızla ilerliyor ve bir an önce kumsalı kucaklamak istiyordu.Dalgalar kıyıya yaklaştıkça daha da büyüyor ve iyice kabarıyordu.Kumsalla kucaklaştığında ise;bütün sevincini,sevgisini kumsala bırakıyor ve bir çocuk masumluğuyla okyanusun koyu maviliklerine geri dönüyordu.Denizin kumsalla birleştiği noktada yükselen kayalıklar ara sıra martı sesleriyle çınlıyor,bir ihtiyar tavrıyla yılların sırrını saklıyordu.Artık yorulmuş görünsede bu kayalar,denizin kumsala olan sevgisini her anlatışını zevkle dinliyor ve bu sevgiden büyük dersler alıyordu sanki.Durmak bilmeyen dalgalar kumsala durmadan sevgisini,aşkını haykırıyor,yorgun kayalıklar bu aşkı durmadan izliyor,martılar ise;dalgalara,denize eşlik ediyordu.