- 875 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KANLI KAYA
Kanlı Kaya
Bölüm 1
Sene 1935 Haziran ayının başları ,sıcak her yanı yakıyor…terler cehennem nemi gibi…
- İlk Patlak -
-
Memleketin küçük bir köyünde Osman adlı bir yiğit vardı.uzun boylu iri gövdeli,gözleri bir kaplan kadar yırtıcı insan dışı bir yaratıkdı.günlerden bir gün ormanda odun keserken koşar adımlarla yanına amcasının oğlu Ömer geldi.
Ömer, Osman’dan yedi yaş küçük idi.ailesinin tek evladıydı ve bağırdı yaratığa…
Osman abi Osman abi heyyyy! Beni duymuyor musun?…..heyyyy!
Osman duydum dercesine kafasını sallamıştır.hayırdır çocuk …
Osman abi Remzi amcanın keçileri bizim tarlaya girmiş mahvetmiş tarlayı.Babamgillere ne hesap vereceğiz…
Yaratığın gözleri aniden hortlamıştı…ne diyorsun sen ahmak! Neden göz açtırdın he salak …
Kaç kere dedim sana kaç kere…neyse zaten Remzi’ye hasta oluyordum şimdi gösteririm ben ona,yaratık cümlesini daha bitirmemişti ki doğruca tarlaya gitti.tarlada hayvanlar çok korkmuşlardı karşısında ki ucubenin suratını görünce.
Güçlü ucube kalın kollarıyla ve de sert keskin bıçağının acımasız darbeleriyle haince 8 hayvanı orada katletti.Ve 8 ayrı kelleyi 8 ayrı çuvala koyup Remzi beyin evinin önüne attı.
- Derin Sessizlik -
Gece Remzi’yi bir telaş sarmıştı.8 keçisinden hala bir haber yoktu.Remzinin çobanı da Sivas kangalı bir köpekti.sürüyü o gidip o getiriyordu…Bu köylerde hep çoğunlukta böyleydi…
İçi içini yiyordu 8 keçisinden de haberi yoktu hanımı Şükran da sinek vızırtısını andıran söylentiler yapmakla meşguldü.artık kararını verdi çok bile geç kalmıştı.han kapısını açtığında gördüğü manzara kanını donduruyordu…
* * *
Bölüm 2
- İhanet Ayı -
Gözleri açılmış bir halde haykırdı ve başladı ağlamaya .Derken Şükran panikli bir halde ne oluyor bey ne oluyor bey diye bağırdı.Remzi bey’in gözyaşları keçilerin kurmuş kanını sulandırıyordu.
Adamcağız bağırıyordu –Şerefsizler şerefsizler ,onun bunun çocukları,hangi dinsiz imansız Allahsız yaptı bunu yavrularıma ,ben size sormazmıyım he ağlamaklıdır
Zavallı kadıncağız hem kocasına hem de katledilen yavrucuklarına üzülüyordu …Beyini güç içeriye oturttu…O gece ihanet ayı ilk kez bu kadar kararmıştı…
O gün ‘Gün Doğduğuna Hiç Bu Kadar Pişman Olmamıştı’
O gün ,gün doğduğuna hiç bu kadar pişman olmamıştı.Kuşlar sanki ölüm musikisi çalıyordu hep bir ağızdan.
Şükran ‘ hadi bey sofra hazır’ dedi.Ve kocasıyla belki de son dertsiz kahvaltısını edecekti…
Neden sonra kahvaltıyı ettiler ve remzi tarlaya doğru yola koyuldu.Remziyle Osmanların tarları yan yana olduğundan Remzi ister istemez Osmanların tarlasından geçmek zorundadır.
İlginç bir şeyler dönmektedir.Remzinin burnuna nefis bir koku gelmektedir.O kadar tatlı bir kokudur ki,Remzi’yi mest etmişti.Sonra içine biraz daha çekti kokuyu ve etin keçi eti olduğunu anladı hemen koştu zavallı adam.
Osman’ın yanına vardığında beyninden vurulmuşa döndü zavallı adam.Bir tencere içinde keçi eti pişiriyordu güçlü yaratık.Ve diğer hayvan ve leşlerini geceden tilkiler çakallar yemişti çoktan geriye sadece kendisine ayırdığı et kalmıştı ucube suratlının ve Remzi’yi görünce
pis pis gülmeye başladı.’Sende ister misin? Remzi efendi ’dedi.
Zavallı adamın aklına birden kapısının önüne atılmış keçilerinin kesik başları geldi.Hızlı davranmalıydı,yaratığı orda öylece zevk içinde bırakmamalıydı.
Hamlesini yapmak için hazırlandı yerden aldığı odunla bir anda ucubenin suratına geçirecekken.Ucube ani bir refleksle elinde ki keçi butunu Remzi’nin suratına fırlattı.Artık çok geç kalmıştı remzi sopayı vurduğu yerden yaratığın kalkış tozundan başka bir şey göremedi.Ve Osman’n sert yumruklarına hedef oldu.Osman hem dövüyor hem de küfrediyordu ‘seni bilmem ne ettiğim ’diyordu.Kanlar içinde ki zavallı bir şeyler demek istese de ağzını kımıldatamıyordu.O arada Ömer geldi abi dur ne ediyorsun demeden,
Yaratığın emirleriyle karşılaştı.’çabuk bana sopa kes’ dedi .Ömer’in başka şansı yoktu.
Sadece Remzi’ ye değil olacak olaylardan dolayı Osman ‘ ada acıyordu…
Biliyordu ki Remzi sahipsiz değildi.
* * *
Bölüm 3
- Ölümün Gerçek Yüzü -
Sopa üstüne sopa kesiyordu Ömer ama yaratığa yetiştiremiyordu.Remzi’nin ne kadar acı çektiğini tahmin bile edemiyordu.Ve birden bağırmaya başladı ‘yahu Osman abi yapma adamı kendinden geçirdin, bu adam yarın bugün bunun intikamını almaz mı sanıyorsun ? O öldürmeden bizi şimdi biz onu öldürelim sonra atarız leşini dereye’ dedi.
Osman alaycı bir tavırla ‘hadi be salak şey ben bu adama kurşun sıkmam!Attığımız kurşuna yazık olur .’ha ha ha ha diye kahkaha sesleri yeri göğü inletiyordu.
- Hesap -
Tak tak diye kapı sesi vurulduğunda Osman’ın babası hacı İlyas sinirinden bir o kadar daha çıldırmaktaydı,eve gelen Osman dı.
Ömer korkudan amcasına her şeyi anlatmıştı gizlice.İlyas beyin tokatı şakladığında herkes evin sofasına doluvermişti çoktan.İhtiyar ateş püskürüyordu.
Bunu yanına koyarlar mı sanıyorsun ? ahmak !adamın hayvanları tarlaya girdiyse hayvanları kesmen doğrumu beni iki paralık ettin rezil ettin hayvan oğlu hayvan rezil kepaze ,bir de adamı dövdün çabuk defol halanın yanına çabuk!
Osman ne kadar istemese de ne kadar içinden babasına sövse de artık orada yaşayamayacağını anladı ve köyü o gece gizlice terk etti.
Ömer Osman’ın gitmesine en çok sevinen kişiydi.
- Keçi Postu İçinde 40 Gün 40 Gece -
Remzi gözünü kaldırdığında başında duran hanımını ve diğer aile mensuplarını gördü.Yanındakilerden biri hey ölü canlandı yaşasın diye bağırdı.Evet keçi postu Remzi’yi hayata bağlamıştı.Daha 3.günde kendine gelmişti.Remzi o postun içinde tam 37 gün 37 gece daha yatacağını tahmin etmiyordu.Tahmin etmediği en korkunç şey ise artık hiç çocuğunun olmayacağıydı.Ne elinin ayağının yada başka yerlerinin kırığının önemi vardı ne de acısı bu acı en büyük acıydı.Kavgadan dolayı erkekliğini kaybetmişti 40 gün sonra Remzi’ye bunu anlatabilecek kimdi bunu kimse bilmiyordu.Remzi için artık gün batıdan doğuyordu...
- Konsey ve Karar -
Büyük ihtiyar Remzi’nin amcası tüm akrabalarını toplamıştı bu intikam alınmalıydı.Osman’ın babası Hacı İlyas bey çok iyi bir kişiydi köyün hocası sayılırdı ona el kalkmazdı.Ama oğlundan bu intikam alınacaktı er yada geç!Eğer Remzi o gün olaya Ömer’in de karıştığını bilseydi.Kalemi kırılmış bir çocuk olarak tarihe geçeceği kesindi.Remzi intikam için sülalesinde ne kadar erkek varsa toplamıştı konseye.Olay ana hatlarıyla enine boyuna biçildi:Ve büyük kurt ihaleyi açıkladı ana hatlarıyla
‘Kesinlikle intikamımız soğuduğunda alınacak!Asla Osman’ın abilerine dokunulmayacak sadece Osman ölecek kim vurduya gidecek.’
Tehlikenin farkında değildi Ömercik mışıl mışıl uyuyordu konseyin kararından habersiz usulca…
* * *
Bölüm 4
- 3 yıl Sonra –
Mevsimler mevsimleri kovaladı.Aradan tam tamına 3 yıl geçmişti.Osmanın köye döndüğü haberi Osman daha köye gelmeden yayılmıştı.Babası çok azda olsa korkuyordu.Ertesi gün ,Osman ve Ömer ormana odun yapmaya çıkıyorlardı.Geçtikleri yol üzerinde tatlımı tatlı yerin derinliklerinden fışkıran buz gibi bir su kaynağı vardı.Ömer ‘ abi şuraya bir uğrayalım su dolduralım subidonuna ’.Osman ‘tamam gidelim ’ dedi.
Su kaynağına yaklaşıldığında su yolu üzerindeki hastalıklı kestane ağaçlarının solmuş yapraklarının üzerinde adımlarını atıyorlardı.Ve o an kulaklarında çatırdama sesleri geliyordu.Remzi ve karısı, Osman’ı gördüğünde tuhaf bir ürperişte bulundu.Osman ve Remzi yan yana geçerken Osman zorlana zorlana geğirmeye başladı.Ve başladı söylenmeye ‘Ömer bu kitapsıların ne işi var burada ’ gibilerinden tahrik edici sözler söyledi.Remzi ise tahrik olsada belli etmedi ,içinden bir sürü küfür etti.
‘Ah Osman ah az kaldı biraz daha büyüklen’ dedi içinden…
* * *
- Uyumayan Kalabalık –
O akşam Remzilerin aile büyükleri toplandı:onlar o gecenin en kin taşıyan uyumayan kalabılığıydılar.Ve vurgun kararını aldılar.
Gururlu ve de acı dolu intikam hırsı artık her ışığını söndürmüştü gökteki ay ışığını…
* * *
-Kanlı Kaya-
Ertesi gün şehirde Salı pazarı kuruluyordu.Ömer ve Osmanların evi uzak olduğundan dolayı köyün çamlık sapağı denilen yere kadar yürüyecekti,oradanda at arabası kiralayıp abisinin hanımı Ayşe gelinide,yol üzerindeki Kuru ırmak denilen bölgedeki annesinin evine bırakacaktı.Fakat Ömer o gün hastalandığından dolayı Osman’ı yalnız bırakmıştı …
Kanlı Kaya denilen uçurumlu yola az kalmıştı ,Ayşe gelin hamile olmasından dolayı terleri şakaklarından aşağıya doğru boncuk boncuk akıyordu.Oysa soğuktan terleri bomcuk boncuk akan bir grup daha vardı Kanlı Kaya sırtında ve hiç bir şeyden haberi olmayan iki kişi olacakları bilmeden ölüme doğru adım atıyorlardı.
Remzi ve akrabları Kanlı Kayanın kanlı sırtından ölüm kurşunlarını sıktığında boş kovan mermileri çoktan yere düşmüştü.Osmanın ağzı kala kaldı ve sadece ‘yenge kaç’ diyebiliyordu…
Vücuduna çok güvenen Osman şimdi o kadar aciz bir durumdaydı ki.Yinede ayakta duruyordu.Ve son kurşun beynine isabet ettiğinde sadece geriye dönüp yengesi Ayşe Gelin’e baktı.Gözünden bir damla yaş aktığında o çoktan yerde canını teslim eylemişti…
Ayşe Gelin neye uğradığını şaşırmıştı ve kalleş bir kurşunla beraber o da uçup gitmişti bu dünyadan hemde 9 aylık bebeğiyle beraber.
* * *
Bu olayda o köydeki diğer meçhul olaylar gibi soru işaretleriyle herkesin aklında kaldı.Bu olaydan en çok etkilenen ise şüphesiz kolu kırık olduğu için çarşıya gidemeyen Ömer ‘di şüphesiz…
-Son-
Not: Bu olay yaşanmış bir olaydır.
Sezer Çalışkanoğ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.