- 1541 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Gerçek ruyam İSTANBUL
Aralık ayı olmasına rağmen İstanbulda güzel hava var, ne yağmur ne kar, ne rüzgar sanki sonbahardır İstanbulda olduğum müddetde hiç kötü havasına rastlamadım.Yine uykudan erken kalkmışız,balkona çıkarak açağıdakı bahçeleri seyr ediyorum saçlarımı tarayıb rüzgarlara bırakıyorum İstanbul sabahının keyfini çıkarıyorum.Abim de kalkmış bu gün Hatice Koçun evine davetliyiz,Berlaca radyosuna misafir olacağız.Abim akşamdan yeni şiir yazmış duet gibi okuyacağız radyoda.Küçük mutfakda bana hizmet ediyor, kendi elleriyle yumurta kızartıyor peyniri, zeytini karşima diziyor,arada da ye kız diyor.Kahvaaltımızı bitirdikden sonra evden çıkıyoruz Beşire hanım da torunlarına gidecek, az kala unutmuşdum abimin üçüz torunları var iki erkek, bir kız resimlerini görmüşüm öyle şekerler ki...
Bu gün Ümran Tokmak,Erdal Sümencen,Asuman Üzer,Ayhan Çakır,Seda Alkuş ben ve Muzaffer abim Haticeye misafiriz.
İşde burası Fatih,abim elindeki kağıtla ünvanı arıyor,sokak aynı sokak ama ev numarasını bulamıyoruz, Fatihde benim dikkatımı çeken çarşablı bayanlar oldu.
Evi bulamayınca Haticeni cepden arıyoruz sen deme ev numarası yanlış yazılmış Hatice balkona çıkıyor bize yol gösteriyor nıhayet ikinci katdakı küçük ama şirin evdeyiz.Hatice bizi güleryüzle karşılıyor, en çok da benim gelişime seviniyor.İlk gelenler bizik şimdi abim Ümran hanımın ardınca duraka gidiyor onu alıp eve getirmelidir. Yavaş yavaş toplanıyoruz,uzakdan tanıdığım şair arkadaşlari görmek öyle hoş ki, anlatamam.
Meger bizim Hatice ev işlerinde çok marifetliymiş,öyle güzel sofra hazırlamış ki...pastalar,salatalar,poçalar,börekler ve.b. çok da misafirperverdir,arkadaşlarla sohbet ede ede çayımızı yudumluyoruz. Haticenin kızı Melek okuldan geliyor,bizimle görüşüyor en çok da bana sarılıyor,şirin bir kızdır.Bana sürekli sorular soruyor tabii ki Azerbaycan hakkında.Ben de onu çok sevdim.
Haticenin yayını başlıyor “Hüzünlü saatler” bu kez neşeli saatler olacak gibi,çünki bizler varız. Asuman Üzer ev sahibliyi yapıyor misafirlere kahve getiriyor, Hatice radyoda misafirlerim var diye anons yapıyor .Ümran Tokmak bu arada bana seni biryere bırakmam mutlaka konuğum olacaksın bana da gel diyor, tamam diyorum. Bir yandan da Melek abla bizde kal, gitme diyor. Bu gidişle ben İstanbulda baya kalacağım.
Radyo Berlacada sırayla şiir okuyoruz Haticenin sorularına cevab veriyoruz tabii ki bize ikram edilen her şeyin de tadına bakıyoruz. Çok güzel ve neşeli bir gündür.
Saatler bir birini takip ediyor nihayet bizim saatımız yaklaşdi biz 6-da Etilerde olmalıyız çünki Mustafa YILDIZDOGANLA görüşümüz var. Ben Ümran hanım ve Muzaffer abim Haticenin evinden ayrılıyoruz doğru Etilere yol alıyoruz. İstanbulun akşamları çok hoşuma gidiyor,yol kenarındakı işiklar göz kırpıyor, sankı yıldızlar gökten yere inmişler.
Artık Akmerkezin karşısındayız, arabadan inmiş Mustafa beyi bekliyoruz. Bizi burda karşılamalı, odur uzakdan biriisi geliyor ben onu hemen tanıyorum ve yanılmamışım sporsu bir giyiside bize yaklaşıyor selam hal-hatırdan sonra bizi Akmerkeze götürüyor. O kadar samimi ve sşgak ki., sanki senelerdir bir-birimizi tanıyoruz. Akmerkezde kaçıncı kata çıkıyoruz bilemiyorum. Nıhayet bir köşede oturuyoruz,yemek sipariş etmek istiyor ama Hatice bizi o kadar yedirmiş ki, biz yemeğe itiraz ediyoruz o da bize kahve ikram ediyor.
Üçlü sohbet ediyoruz vatana,millete olan sevgisi gözlerinden, sözlerinden belli oluyor, çok da güzel konuşuyor, arasıra Azerbaycanı soruyor, Bakünü soruyor bir de bana kız neden önceden geleceğini söylemedin diyor. Benim “ Biri sensin biri benim” isimli şiiriimi çok beğendiğini dört dörtlük bir şiir olduğunu söylüyor,senden şiirler alacağım diyor,inşallah diyorum. Sağolsun evine de davet ediyor teşekkür ediyorum.Burda resim çekiliyoruz ve Yazıhanesine götürüyor bizi.Yine burda bize çay ikram ediyor, siz ne kadar masrafsız misafirleriniz diyor, ama onun sohbetleri bizim için yemekden önemli ve değerli.Konuşdukca daha çok tanışıyoruz daha çok seviyoruz onu.Nerdeyse üç saatden çok oluyor birlikteliyiimiz artık gec imzalı Sd-lerini hediyye ediyor bizlere.Yazıhanesinde de bir-kaç resim çekiliyoruz hatıra olsun diye.
Burdan çok mutlu ayrılıyoruz Allaha emanet ol sevgili sanatcımız Mustafa YILDIZDOGAN! Ne kadar ki yüreginde vatan sevgisi ,Allah sevgisi var sevenlerin çok olacak, bu millet seni yügeldecek.
Ümran hanımı Bağçılara evine bıraktıkdan sonra eve dönüyoruz, abim yine türkü söylüyor. Evde Beşire hanım bizi bekliyor saat gec olmuş, merak etmişdir.Oturma odasında fazla sohbet etmedik her kes kendi odasına uyunağa gidiyor, yarın abim beni Ümran Tokmağa götürecek, ayrılanda teker teker ona gelmemi istemişdi Allahdan hayırlısı, Allah her kesin yüzüne hayırlı sabahlar açsın, bu mutluluğu bana çok görmesin.Amin!
4.04.2007 Azerbaycan-Bakü
devamı var