BİR AŞK HİKAYESİ
Bu sayfadan sonra okuyacağınız aşk şiirleri Kırkağaç meslek yüksek okulu muhasebe ikinci sınıfta okuyan okulun en güzel kızına yazılmıştır. Buradaki şiirlerin hepsinin bir hikâyesi vardır.
Bu aşk hikayesine isterseniz en baştan şairin buraya Manisa ya gelişinden başlayalım….
Şairin hayatı zor geçmiştir. Sıkıntılarla büyümüştür bütün bunlara rağmen şair okul yaşamında başarı sağlamış öğrenme ve gelişme yeteneğini kanıtlamıştır. Ama hayat şartları bazı olumsuz etkenler ve kendi hataları yüzünden istediği eğitimi alamamıştır. Bu hayat onu eğitimden soğutmuştur ama ailesinin özellikle annesinin içinde hep bir uhde hep bir istek kalmıştır onu okutmak için.
Şair üçüncü kez üniversite sınavına girer kırk beş dakika sonra çıkar. Sınav bitmiştir o bu sınava da annesini kırmamak için girmiştir. Elinden gelenide yapmıştır. Şairin yaşadığı ortam zor çekilmezdir git gide onu batağa itmektedir bu durumu en iyi annesi biliyordur ve onu buradan uzaklaşmaya en azından kendisini kurtarması için ona bir şans aramaya başlamıştır. Onun için en iyisi okuldur hem bu sayede farklı bir ortam görecek hem azda olsa bir eğitim alacaktır. Günlerden bir gün şair işten evine döner onun için diğer günlerden bir farkı yoktur ama annesinin ve ablasının yüzünde daha önce hiç görmediği bir gülümseme vardır kıkır kıkır gülmektedirler anlar şair bir şeyler olduğunu dayamaz sorar neyiniz var sizin söyleyin ne saklıyorsunuz. Şairin annesi girer lafa Manisa ya gidiyorsun der şair anlamaz önceleri ne oldu Manisa ya. Şairin annesi devam eder bir şey yok okumaya gidiyorsun. Şair şaşırır ne okuması ne diyorsunuz siz….
Anne kız bir olmuşlar yapmışlar her şeyi tercihleri şair meslek lisesi mezunu olduğu için iki yıllık geçiş hakkı vardır dördüncü tercihi olan Manisa gelmiştir şansına. Hiç gitme taraftarı değildir şair küçümser iki yılık üniversiteyi hem bırakmak istemez geride kimseyi. Ama kıramaz anasını ve çıkar yola doğum gününde…
Böylece gelir Manisa ya kayıt yaptırır herkes seferber olmuştur onun okuması için maddiği manevi özelliklede hacı dedesi. Artık oda üniversitelidir gün gelir okul açılır gitme vakti gelmiştir hazırlanır eşyalar alınır bilet, binilir otobüse bilinmeyen bir yere…
16 saatlik uzun bir yolculuktan sonra okuyacağı yere Manisa Kırkağaç a gelmiştir şair uzaktadır ya evi ne bulduysa koymuştur valizine anası, elinde 100 kilo yük çarşıda iner gidecek yeri de yok sora sora bulur okulu o dayanırda yüke çantanın kopçası dayanmaz daha yolun yarısında başlamıştır aksilikler. Neyse gelir okula tanışır sınıf arkadaşlarıyla kaynaşır hemen birde pansiyon bulur f tipi ceza evi cinsinden ama buna da şükür der dışarıda kalmamıştır. Ardı ardına kovalar günler yeni çıkmıştır savaşlardan yorgundur bedeni beyni farklı bir düşünceye salmalıdır kendini aşk yetişir imdadına sever birini…
İşte böyle başladı şairin aşkı…
Ve devam etti…
Şair bir gün dayanamaz yüreğinde yanan aşk ateşine. Sarılır telefona niyeti sevdiğinin sesini duymaktır….
Tabi gizli numaradan çevirir numaraları.
Güzel kız : Siz kimsiniz?
Şair : Benim bir önemim yok önemli olan sizsiniz.
Güzel kız : Siz kimsinizzzz!
Şair : Sizi seven biri.
Güzel kız : Allah Allah
Şair : Evet
Güzel kız: Bir daha beni arama.
Şair : tamam.
Der ve bu kısacık görüşme biter. Şair şoktadır ne cesaretle böyle bir şey yapmıştır
Uzunca bir süre kendine gelemez titremektedir. Sonra toplar kendini tutamayacağı bir söz vermiştir düzeltmesi gerekir. Tekrar arar sevdiğini.
Güzel kız : Ne var
Şair : Bir daha seni aramayacağım demiştim ya
Güzel kız : Evet
Şair : Bu sözümde duramayacağım
Güzel kız : Neden
Şair : Çünkü seni seviyorum….
Daha fazla dayanamaz ve kapatır telefonu şair sevdiğinin sesini duymuştur. Artık huzurlu bir şekilde uyur….
Bir süre aramaz rahatsız etmek istemez ama aşk bu kimseyi dinlemez. Sarılır bir hışımla telefona çalar çalar ama cevap veren yoktur. Bir daha arar bir daha birkaç gün sonra bir daha yine cevap yoktur. Bu şairin gönlünden şu dizeler dökülür.
Ben seni düşünmeden uyuyamıyorum.
Sense benden sesini esirgiyorsun.
Zalimsin zalim…
Bir daha aramamıştır şair, gün olur yenilirim diye aşka numaraya bile silmiştir telefonundan. Karar vermiştir uzaktan sevecektir artık onu, o bilmeden, kızsa da vaz geçemez sevgisinden.
Şu dizeler dökülür yüreğinden…
BOŞ VER SENİ SEVDİĞİMİ
Sen yatağında mışıl,mışıl uyurken.Ben sensizliğin verdiği acılarla savaşıyorum.
Bu savaşın galibi sensin mağlubu da ben.Bir gün ellerin üşümüş yüreğin titreyerek geldiğinde o sana aşk o deli adamı bulamayacaksın. Kapılar yüzüne bir bir kapandığında sende benim gibi benim gibi ağlayacaksın. Sana tek bedduam umarım bir gün birini gerçekten seversin. Ben seni sevmiştim.
Şair tamam kaptırmıştır aşka kendini yanında yokken bile sevdiği, onunla yaşamaktadır, hayallere dalmaktadır, nereye baksan kime baksa onu görmektedir gözleri.
AŞIKÇA
Aklımdan hiç çıkmıyorsun yüzünün hayali hep gözümün önünde.
Biraz yalnız kalsam dalıyorum senli benli hayallere.
Sen gelin olmuşsun bense damat.
Ya da koşuyoruz kırlarda sahillerde tartışıyoruz kim kimi daha çok seviyor diye.
Çocukça şeyler masumca biraz çılgınca kısaca aşıkça.
Artık şairin varı yoğu aşkı olmuştur ama onun ondan haberi bile yoktur. Çünkü etrafında seveni çoktur. İstese engeller herkesi ama kimseye karışmaya hakkı yoktur. Onun sevgisi farklıdır aşkın sevgin değerini bilir aşkıyla sevgisiyle yetine bilir.
BENİM AŞKIM
Ben bulmak umuduyla Leyla’sını arayan bir mecnunum.
Aşk deryasında yolunu kaybetmiş meçhulüm.
Kimi zaman yosmaya kimi zaman yalancıya kimi zamanda bir ay parçasına vurulmuşum.
Sanırım bu yalan aşklardan yorulmuşum.
Ben sevdim mi yürekten candan severim tam severim.
Hiç kimseye boş yere seni seviyorum demedim.
Bu mukaddes kelimeyi kirletmedim.
Belkide bu yüzden yenildim.
Benim aşkım.
Alırım elime kağıdımı kalemimi seni seviyorum der gibi şiir yazarım.
Sevdiğim değil tüm dünya duyar aşkımı.
Beni sevsin sevmesin onunla yaşarım.
Bu benim aşkım.
Güneş batar etrafa karanlık çöker.
Sevdiğimle baş başa kalırım.
Sonra bir sofra kurarım biraz mey biraz meze.
Sevdiğimle içerim.
Uykum gelip yatağıma gittiğimde yastığıma sımsıkı sarılırım.
Sevdiğimi sarar gibi.
Bence böyle seveceksin.
Bak kurda kuşa ağaç ha onlar aşık ola biliyor mu?
Aşkınla yetinmeyi bileceksin.
Eğer başka biri sevdiğine senden daha çok mutlu ede bilecekse.
Onu ellerinle vereceksin.
Bir anlık heves için ne aşkını ne sevgini nede sevdiğini mutsuzluk uçurumuna itmeyeceksin.
Evet ben böyle seviyorum.
Ara sıra gaflete düşsem de kendime geliyorum.
Sabahları güneş doğmadan az önce bir gülü seyrettiniz mi bilmem.
Ben seyrettim.
Gül sırılsıklam aşık olarak güne güneşe merhaba der.
Herkes bu ıslaklığa çiğ diyor.
Bense böylesine saf olan aşklara ağlayan gökyüzünün göz yaşları diyorum.
Bakıp güle aşık oluyorum.keşke hep arda kalsam hiç uyanmasam diyorum.
Ama nafile benim ömrüm çok güle göre.
O ölüyor tekrar doğmak üzere.
Sevmek aşk böyle bir şey.keşke gül olsaydım.sırılsıklam aşık olarak yeniden doğsaydım.
Torakta açardım dağda açardım.
Bellimi olur biri verirdi sevdiğine işte o zaman çoğalırdım.
Keşke gül olsaydım her gün sırılsıklam aşık bir şekilde yeniden doğsaydım.
Keşke gül olsaydım ve vere bilseydim kendimi sevdiğime sırılsıklam aşık bir şekilde.
Şair bu aşkla her şeyden herkesten kopmuştur. Yüzünde sahte bir maskeyle dolaşmaktadır. Her gün aşkı büyümekte onu sarmakta onun bir parçası olmaktadır. Sevdiğinin yoklu içini tarif edilmeyecek şekilde yakmaktadır, onu görmediği her an ölmektedir…
SENSİZLİĞİ DÜŞÜNEMİYORUM
Yine yalnızım hüzünlü bir şarkı dinliyorum.
İki damla yaş aktı gözümde.
Hıçkıra,hıçkıra ağlayamadım.
Sen yanımda yoksun ama kokunu duyuyorum.
Seni sensizde seviyorum.
Rüzgar kapımı zorluyor.
Çok korkuyorum sen sizlikten.
Titriyor bütün bendenim üşüyorum.
Ne olur ne olur çıkıp gelsen.
Seni,seni seviyorum.
Şair için bu durum katlanacak halde değildir. En iyi dosttu yalnızlık bile onu korkutmaktadır çünkü ne zaman yalnız kalsa hasret içini yakıp kül etmektedir…
ÜŞÜDÜM
Arkadaşlarım gittiler.
Ben senle yalnız kaldım.
Işıkları kapattım.
Karanlık odama bir mum yaktım.
Güya,güya uyuyacaktım..
Saat gecenin kaçı bilmem aklıma düştün.
Elimde kağıdım kalemim sana şiir yazıyorum.
Yanımda sen yoksun.
Üşüdüm,üşüdüm.
Günler bu şekilde hızla geçiyordu bu aşk onu bambaşka birine dönüştürmüştü. Aslında kinliydi her şeye insanlara aşka özelliklede kadınlara…
TANIYAMIYORUM
Ben böyle değildim.
Artık kendimi tanıyamıyorum.
Sabahları başka uyanıyorum.
Akşam hiç olmuyor uyuyamıyorum.
Uzansam dokunacağım sana o kadar yakınsın.
Uzanınca tutamıyorum.
Ölüyorum,ölüyorum.
Geceleri üşüyordu hasretten. Gündüz görünce içini bir ateş kaplıyordu.kendini cehennemde sanıyordu. Allah af etsin onu o ona tapıyordu.
BİR ATEŞ
Bir ateş var gölümde.
Beni çürütmekte.
Çöller cehennem bile.
Beni görünce üşümekte.
Sanki gerçekten yanıyorum.
Neye deysem yakıyorum.
Tanrım af etsin beni.
Ben ona tapıyorum.
Böyleydi içindeki aşk anlatmakla bitmez anlamaya yürek yetmez. Sorgulamaya başladı kendini suç kendinde miydi?
KIYAMET AŞK
Bir aşk ki bu öyle böyle değil.
Ne iz ne alamet sanki kıyamet.
Titrer görünce bedenim.
Sanki ben ben değilim.
Asi serseri ruhum.
Şimdi bir mahkum.
Sen misin gönüllerin sahibi.
Sen miydin aşkların hakimi.
Hani sevmezdin hiç kimseyi.
Şimdi sende yan.
Uzaktan bir gülüşe kan.
Sanma ki onsuz geçer zaman.
Neden böyle diyorsun.
Ben incitmedim ki kimseyi biliyorsun.
Hem her beni seveni de sevemem ki.
Beni sevmeyenler gibi.
Baktı araştırdı darttı kendini bir şey bulamadı. Belki biraz cesaretsiz sayılırdı. Ama asıl sorun sevgi idi ve sev dedi…
SEV
Ölüm bu kadar yakınken.
Söyle,söyle sevmemek niye?
Düşünsene bir kere bir daha sarıla bilir misin.
Yada göre bilir misin sevdiklerini.
Öyle uzun,uzun dala bilecek misin mehtaba.
Söylesene yarını göre bilecek misin.
Ölüm bu kadar yakınken.
Söyle,söyle sevmemek niye?
Gülleri bilir misin yada güzel çiçekleri.
Büyüler insanı alır götürür başka dünyalara.
Bir gün gülün birine bak.
Yarını görürsen eğer git bir daha bak.
Gül solmuş.
Ölüm bu kadar yakınken.
Söylesene sevmemek niye?
Kaldır kafanı gök yüzüne bak birde aya.
Yıldızları göreceksin.
Büyüleyici bir güzellik daha.
Büyüleneceksin.
Söyler misin bir daha gök yüzüne baka bilecek misin.
Bana bunun garantisini vere bilir misin.
Ölüm bu kadar yakınken.
Söyle,söyle sevmemek niye?
Denizi sever misin yada martıları.
Yürüdün mü hiç sahiller boyu.
Ekmek attın mı martılara.
Dalgaların sahillerle sevişmelerini dinledin mi.
Gönül kulağınla.
Söyle yaptın mı bu dediklerimi diyelim yaptın.
Bir daha yapa bilecek misin.
Ölüm bu kadar yakınken.
Söylesene sevmemek niye?
Ben bazen çıkarım sokaklara.
Birde yağmur yağarsa şair ruhum çıkar ortaya.
Sen hiç yağan yağmurda ıslandın mı temizledin mi ruhunu.
Diyelim yaptın bunları bir daha yapa bilecek misin.
Ölüm gülüm ölüm ne ana dinler ne ata ne gül dinler ne yıldız.
Yağan kar bile başlar ve biter.
Sevmemek niye.
Bütün zamanı böyle geçiyordu ara sıra iş bulup çalışıyordu malum hayat…
İlk yılın ilk dönemi bitmişti. Sılaya dönme vakti gelmişti. Ayakları bir ileri bir geri gitti. Saten oda gidiyordu burada kalmanın bir anlamı yoktu son bir kez baktı ona, yola cıktı. Evine vardı memleketine, doya ya sarıldı herkese. Çok özlemişti. Birkaç gün geçti şairin geldiğini duymuş şehir, gökler ağlıyordu…
Bir şey eksikti ne bilmiyorum…
SENİ SENİNLE ALDATTIM
Soğuk bir bahar.
Yağmur yağıyor.
Serseri ruhum beni dışarı çağırıyor.
Ve ben yine dışarıdayım.
Yalnız bir şeyler eksik ne bilmiyorum.?
Yüreğim de acı desem hiç bitmiyor.
Yağmur? Sağanak dinmiyor.
Hafifçe üşüyorum.
Eeeeee.
Kara bulutlar? Başımın üstünde.
Yıldırımlar? Burada.
Bir dakika kapı çalıyor.
O hoş geldin gök gürültüsü.
Kadro tamam.
Yok yok bir şeyler eksik ne bilmiyorum.?
Tamam tamam buldum.
Sen yoksun sen.
Seninle o kadar yaşıyorum ki yokluğunu fark etmemişim.
Seni seninle aldattığım için özür dilerim.
Seni seviyorum seni seviyorum.
Gök gözlüm.
Evine gitmek şaire iyi gelmişti. Yüzü biraz gülmüştü. Gece olunca yari aklına düştü. Bir iki tek atayım dedi. Biraz zaman geçti arkadaşları geldi ısrar ettiler alıp götürdüler. Çok özlemiler muhabbet muhabbeti açtı gelenler birbirine karıştı. Şair sarhoştu…
İHANET
Dün gece biraz fazla içmişim.
Kendimde değildim.
Senin gibi gözleri vardı senin gibi gülüyordu.
Ne oldu anlamdım kendimden nefret ediyorum tiksiniyorum.
Sanki sen benimsin sanki sevgilimsin ve ben sana ihanet etmişim.
Sabah kendime gelince anladım.
Yanımda sen yoktun.
Dünya başıma yıkıldı bir anda karardı etraf aynada kendime bakamaz oldum.
Dedim ya sanki sen benimsin sanki sevgilimsin ve ben sana ihanet etmişim.
Ona da ayıp oldu apar topar kovdum evden.
Sabaha kadar seni sayıklamışım senin kim olduğunu sordu.
Bir an başım döndü gözlerime yaşalar doldu ağlayamadım.
Sanki sen benimsin sanki sevgilimsin ve ben sana ihanet etmişim.
Dün,dün biri ile seviştim sanki senmişsin gibi.
Bulutların üstünde uçuyordum gözlerimi açıncaya kadar.
Baktım sen yoksun ben ben öldüm.
Sanki sen benimsin sanki sevgilimsin ve ben sana ihanet etmişim.
Seviyorum işte kendi kendime.
Bir hatadır olmuştur geri döşünü yoktur bu ihanet yakar içini kemirir şairin. Elinden gelmez bir şey yüzüne bakamaz sevdiğinin utanır. Sanki haberi vardır olanlardan. Öyle bakar bir gün deniz gözleriyle şairin içi acır…
BAKMA ÖYLE İÇİM ACIYOR
Gel kötü,kötü bakma.
Benim canımı yakama.
Ben seni seviyorum.
Sende beni sevsene.
Bu ömür gelir geçer.
Yüzüne perde iner.
Ne oldu anlamazsın.
Sonra çok yanarsın.
Seni seviyorum.
Sende beni sevsene.
Korkma üzülmüyorum.
Aşk büyük bir hediye.
Eğer bir gün pişman olursan.
Aynı yerde bekliyorum.
Korkma sakın gel.
Seni hep seviyorum.
Şair dayamaz artık söylemek ister içindekileri. Belli eder aslında davranışlarıyla. Daha önce hiç böyle olmamıştır bu kadar sesiz kalmamıştır korkmamıştır hiç kimseden ondan korktuğu kadar.
BEN BÖYLE DEĞİLDİM
Ben böyle değildim.
Bu adan ben değilim.
Bu delice titreyen beden benin değil.
Bak kalbim nasıl çarpıyor .bu kalbi tanımıyorum.
Ben ki korkmam hiç bir şeyden.
Bende değilim gözlerine bakamayan,korkak.
Bak görürsün sonunda kıyamet kopacak.
Bana bir şeyler oldu,sanki bir yanım kayboldu.
Ya sev benim,seni sevdiğim gibi.
Yada ver sendeki beni.Ben böyle deyilim,bu adam ben deyilim.
Ölüyorum,öldürüyor sensizlik bende ki bensizlik,belirsizlik.
Aslında herkes biliyordur ona olan aşkını. Belki de oda biliyordur. Sevmediği için cevap vermiyordur. Ama böyle bir aşka karşılık vermemek olmaz olamaz. En azından bir açıklama hak ediyordur…
SENİ LEYLA KISKANDI
Seni sevdiğimi sağır sultan bile duydu sen duymadın.
Seni sevdiğimi dağlara taşlara anlattım dağlar taşlar oynadı sen kıpramadın.
Ben sensiz çöllerdeyim.
Ben sensiz göllerdeyim.
Ben sensiz susuzum.
Ben sensiz uykusuzum.
Adına aşkına hasret o yolun yolcusuyum.
Böyle bir aşktı şair deki ama ona zar vermeye başladı bu aşk. Bu can ona emanet, çürütmek bedeni yok yere.
Asla onun olmayacak bir hayal uğrun da koşmak kendini yapılacak en büyük haksızlıktı. Beklide şair onu mutlu edemeyecekti. Ve itiraf etti kendine dedi….
Birde hercaiydi gönlüm. Ya incitirsem seni. Bu kez gerçekten ölürüm…
BU NASIL AŞK
Belki bu nasıl aşk diye bana kızacaksın.
Benimkisi senin gibi hastalıktan kurtulmaya çalışmak.
Ama olmuyor sensiz güneş doğmuyor seni düşünmeden günler geçmiyor uyuyamıyorum.
Belki sana bunları binlerce kere söyledim sen hiç birini duymadın.
Şimdi yanımda başka biri var sensiz seninle sevişiyorum.
Yorgun düşen bedenim bana yalvarıyor uyumam için ve bir el var bedenimde geziyor.
Ama ben ben nalet olsun seni düşünüyorum.
Her gece sevişsem de her gece başka bir kalbe girsem de sensiz akşamların sabahların tadı yok. Sevişmeler bile sahte.
Ölürüm ölürüm ama senin bir gülüşüne...
Biliyor musun çok korkuyorum neden mi seninle kavuşmaktan.
Evet seninle bir olmaktan biz olmaktan korkuyorum.
Çünkü bakınca gözlerine titriyor bedenim.
Kokunu duyunca bütün hücrelerim harekete geçiyor.
Dilim kilitleniyor ve çok güvendiğim aklım beni terk ediyor.
Bir kukla misali bırakıyorum iplerimi ellerine.
Durum böyleyken düşünsene birde saçlarını okşadığımı ellerin ellerimdeyken senden buseler çaldığımı. Ben düşünemiyorum.
Şimdi hayal edip kağıda geçirirken bile içimi bir ürperti sarıyor.tüylerim diken diken.
Evet, korkuyorum benim olduğun gün kollarında ölmekten.
Birde hercai gönlüm.
Ya incitirsem seni.
Bu kez gerçekten ölürüm.
Hey güneşin sarı saçlı kızı.
Denizlerin mavi yıldızı.
Ömrümün baharı yazı.
Seni sevmemek imkânsız.
Kirletmemek için aşkı.
Bedenin bedenime haram.
Haykırsam da bütün benliğimle sen diye kavuşmak mahşere.
Seni sevmemek imkânsız seni seviyorum.
Bu aşk şairde bir bucuk seneyi doldurmuştur artık. Acı tatlı bir çok anı yaşanmıştır. Şair hem okuma hem çalışmak zorundadır malum hayat.
Ne iş bulsa yapmıştır ömrü boyunca bu seferde tarlaya pancar toplamaya gider. Sabahın ayazını öylenin güneşini yer. Ölür sabahtan akşama kadar yorgunluktan biter. İş çıkışı koşa koşa okula gider. Okulla işi yoktur aslında derdi yari görmektir. Görünce yari günün yorgunluğu bitti. Düşündü şair ne kaldı yazmadı yare yada onsuz yaşamadığı.
Sonra dedi sana şiir yazdım seni şiirle baştan yarattım….
SANA ŞİİR YAZDIM
Saçlarına şiir yazdım.
Gözlerine şiir yazdım.
Sana,sana şiir yazdım.
Seni şiirle baştan yarattım.
Sen güneştin ben yazdım.
Ağladığında gözün deki yaştım.
Seni sevgimle incitmekten bile kaçtım.
Seni şiirle baştan yarattım.
Aşk dedim adına andım.
Başkasını sen sandım.
Sesiz sana ihanet ettim yandım.
Seni şiirle baştan yarattım.
Sensiz azdım.
Seninle vardım.
Seninle su olup aktım.
Seni şiirle baştan yarattım.
Sen yıldızsın ben aydım.
Geçeler boyu seni aradım.
Gözlerinden kalbine aktım.
Seni şiirle baştan yarattım.
Saçlarına şiir yazdım.
Gözlerine şiir yazdım.
Sana,sana şiir yazdım.
Seni şiirle baştan yarattım.
Bir gün uyandı şair düşündü ne tuaf şey aşk…
AŞK
ne tuaf şey aşk .
verirsin verirsin alamazsın .
kacacak yerinde yok.
nereye sıgınacaksın.
gelir bulur yakalar seni.
sen seversin deli gibi
özlersin yanarsın aglarsın kaç geceyi sabah ederesin
bir hayal ugruna...
ama onun senden haberi bile yoktur.
bir cılgınlık edip söylesen .
ölürsün tepkisinden...
korkarsın...
hiç bişe gelmez elinden
öyle esir ğibi baglı kalırsın hayallere umuda.
onlarında faydası yoktur sana.
diyelim bir cesaretle gittin söyledin yare sevdiğini.
umursamadı dinlemedi seni.
bitğin andır...
kıyamet kopmuştur senin için.
harabeden farksızsın birde aşşagalarsa seni
o kücük yüreğiyle.
sevgiye aşka düşmansın...
diyelim gururun aklın üstün sevgiden.
sevişmekle bir ömür gecmez!!!
biliyorsun...
eskir cürür gider beden.
bu sefer boşlugu yakar içini.
kendi gitti derdi bitmedi.
nasıl düşersen düş aşka.
yara almadan kurtulamzsın
eger benim ğibi bir yüreğin varsa.
aşaksız yapamazsın...
ALLAH YARDIMCIN OLSUN.
Sonra dedi kendi kendine olmaz böyle. Git söyle yare sevdiğini boş yere üzme kendini. Bir gün yolculuk sırasında aynı trende karşılaştı şair sevdiğiyle titredi her zaman ki gibi sonra düşündü bu son fırsat bir cesaretle atladı trenden yüreği pırpır ediyordu koştu sevdiğine doğru belki yaptığı çocukluktu ama aşkta çocuksu değimlidir masum değimlidir yada masum olunca güzeldir. Dedi bir çırpıda seni seviyorum…
Düşecekti neredeyse yüreği oracığa, koştu hemen kaçtı oradan, trene arkadaşlarının yanına. Rahatlamıştı ne olacaksa olacaktı artık. Günlerden cumartesiydi iki gün vardı okulun açılmasına bu günler nasıl geçecekti. Geldi gün…
Şair okul gitti hiç böyle olmamıştı ya aşşalarsa ya da kötü bir tepki verirse yıkarsa onu ne yapardı korkuyordu hangisi daha iyi bilmiyordu korkulan olmadı, geldiler kantine oturdular masanın birine arkasını dönüp bakmadı umursadı taaaaa içimden yaraladı şairi. O olayın sarhoşluğuyla gezdi şair bir hafta. Toparladı kendini aşkı son sürat devam etti önçeleri. Bu arada bir süre sonra sınavlar başladı şairin içini bir korku saldı. Uzunca bir süre sevdiğini göremeyecekti sıla bekler ana bekler gitmesi gerekti. Görmek istiyordu gitmeden önce sağ sola haber salmıştı kim görse söyleyecekti sevdiğinin yerini. Sonra şairin kardeşi gibi sevdiği arkadaşı gidiyordu tatile. Tabi uğurlamak ona düşerdi. Trenle gidecekti arkadaşı yola cıktılar biraz yürüdüler haber geldi tren 4 saat tehir yapmış. Acil gitmesi gerekiyordu döndüler yoldan otobüsle gitmeye karar verdi, kader mi dersiniz şans mı giderken otogara beş tane bavulla. Yolda sevdiğine rastladı şair,şairin arkadaşıyla arkadaş kız, aynı sınıftan, geldi yanına selam verdi kız, şair ölecekti sevinçten, korkudan dönüp yüzüne bile bakamadı sevdiğinin, sonra kız bir laf etti. Anladı şair oda etten kemiktendi.
Saçmalıya biliyordu ağlaya biliyordu hatağa derste kopya bile çekiyordu :) bunların yanında çokta ruhsuzdu hiçbir şeye tepkisi yoktu. Şair bir gün masa tenisi oynuyordu aşkı geldi karşısına oturdu elli ayağına dolaştı sonra toparladı onun yüzünden çok kola ısmarladı. Attığı servis karşısında top havalandı topa sert bir şekilde vurdu top sekti sekti kızın gözüne çarptı şair ne yapcagını şaşırdı, yerinden kıpırdayamadı o umursamadı bile bakmadı kim attı diye dönüp arkasını gitti sanki bir ölü gibiydi. Şair özür dilemek, istemden olduğunu anlatmak için öle bilirdi bir hafta ızdırabını çekti ama o dedim ya umursamadı sonra şair şöyle dedi bu aşka…
Bana göre dünyada ki tek kadındın.
Seni melek sandım.
Dilimde dua gözümde yaş gönlümde aştı senin adın.
Seni melek sandım.
Meger sende insanmışsın……
Bunca şeye rağmen kendine bile itiraf edemedi şair onu hala seviyordu.
Beklide ömrünün sonuna kadar seveçekti.
NOT: KENDİ ARAMIZDA BANA AYİT OLAN BİR ŞİİR KİTABI CIKARTIK İÇİNCE 130 TANE ŞİİRİM VE BU HİKAYE VAR SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTEDİM....
AYRICA İMLA HATALARI YÜZÜNDEN ÖZÜR DİLERİM...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.