Prens ve Köylü
Zamanın birinde bir prens varmış.Babasının krallığında, sarayda rahat içinde yaşayıp gidiyormuş.Prensin birbirinden güzel atları, onu hem yakışıklı hem de prens olduğu için beğenen bir sürü kız,canı ne zaman ne yapmak isterse kendini bırakmayan arkadaşları varmış.Prenste canı sıkıldığında ava çıkar, arkadaşlarıyla kraliyet ormanlarında gezinirmiş.Günün birinde prensin canı sıkılmış ve ava çıkmak üzere hazırlanmış.Yalnız bu sefer kimseye haber vermeden çıkıp akşam olmadan saraya dönmeyi planlıyormuş.Sabah erkenden kalkıp av giysilerine bürünmüş.Yanına kılıcını ve okunuda aldıktan sonra kraliyet ahırına gitmiş.En sevdiği atı Rüzgargülü’nü gizlice eyerledikten sonra yola koyulmuş.Kraliyet sarayından ormana giderken onu kimse görmemiş.Ormanda ilerlerken prensin karşısına bir ceylan çıkmasın mı?Prens hemen sadağından bir ok çıkarmış, yayına yerleştirip okunu dikkatle hedefe göndermiş.Ok tam ceylana saplanacakken ceylan birden yaşlı bir adama dönüşmüş ve ok, bir hayalet gibi görünen ihtiyarın içinden geçip arkasındaki ağaca saplanmış.Prens bu işe şaşıracakken yaşlı adam yavaşça prensin yanına yaklaşmış ve:_ Merhaba prensim demiş.Prens:_Prens olduğumu nereden çıkardın?Ben sıradan bir köylüyüm.Üzerimdeki av giysilerini görmüyormusun? demiş.İhtiyar:_Prensim demiş.Ben ihtiyar biri olabilrim ama aptal değilim.Sizin kralın biricik oğlu olduğunuzu bilyorum.Asıl sorun benim kim olduğum demiş.Prens:_Peki sen kimsin? deyince:_Ben sarayın eski büyücüsü Karon’um demiş.Sarayın şimdiki büyücüsü güçlü bir büyü yaptığı için sarayın etrafına yaklaşamıyordum.Ama şimdi sen kendi ayağınla bana geldin demiş Karon._Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun Karon demiş prens.Beni kurbağayamı çevireceksin? diye alaylı bir dille sormuş ihtiyar büyücüye.Bu kez ihtiyar büyücüde gülmüş ve:_Hayır prensim.Babanız beni haksız bir şekilde saraydan attıktan sonra çok düşündüm.Ona öyle bir ceza vermeliydimki ömür boyu unutmasın.Anladın mı? diyede sormuş.Bunun üzerine prens atından atlamış ve kılıcnı çekip:_Hadi bakalım ihtiyar göster gücünü! diye bağırmış.Karon:_Ah şu prensler! diye kahkahayla güldükten sonra elini arkasına götürmüş ve avucunun içindeki altın rengindeki tozu prense uzatmış.Prensin şaşkınlığını gören büyücü büyülü sözleri fısıldamaya başlamış:_O ne derse o olur.Onun dilemediği hiçbirşey olmaz.Yüce Lord’un izniyle bu adam sıradan bir köylüye dönüşsün.Atıda aptal bir adama...Babası bile onu tanımasın.Hatta onu oğlunun katili bilsin demiş.Bundan sonra toz taneleri büyücünün avucunun içinde ufak bir fırtınaya dönüşmüş ve büyücününün elinden yere fırlayıp yavaşça prense doğru ilerlemiş.Bu arada gittikçede büyüyormuş.Prensin yanına geldiğinde hem prensi hemde atı içine alacak kadar büyümüşmüş.Prens kılcıyla karşı koymaya çalışmış altın rengindeki fırtına bulutu onu ve atını aldığı gibi gökyüzüne çekilmiş.Bu arada Karon kahkahalarla gülüyormuş...
Prens gözünü açtığında kendini bir göl kenarında bulmuş.Üstü başı toprak içindeymiş.Üstümü başımı temizleyeyim diyerek göle yaklaşmış ve ilkönce yüzünü yıkamış.Fakat ellerine bakınca tuhafına gitmiş.Çünkü elleri herzamankinden esmer ve tombulmuş.Aklına sudaki aksine bakmak gelmiş.Suya bakınca gördüğü şey; sarışın yakışıklı bir prensin yerine esmer,bıyıklı,şişko bir adammış.Prens bunu görünce:_Olamaz!diye bağirmış.Fakat arkasından bir ses:_Tanrım sana inanamıyorum!İnsan oldum.Artık ne yulaf ne de eyer,kimseyi taşımak zorunda değilim. diye bağırıyormuş.Bir taraftan taklalar, bir taraftanda sevinç çığlıkları atıyormuş.Prens arkasını dönünce bir adamın oradan buraya zıpladığını görmüş._Rüzgargülü! diye bağırmış.Adam şaşkınlıkla prense dönmüş ve _Rüzgargülü mü?Kusura bakmayın prensim ama ben artık at değilim.O yüzden bana artık Panko diye seslenirseniz sevinirim demiş...
Masalın devamı sonra arkadaşlar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.