HAYAT ARMAĞANDIR BİZE
Bahar geliyordu. Doğa da insanlar da değişiyor, umutlar kapıdan içeri süzülüyordu. Ağaçlar meyve için tomurcuğa dururken ,insanlar ruhlarını yeniliyordu.Soğuk, acı , yoksulluk bile ılık bir rüzgar karşısında tüm zalimliğini yumuşatıyor , gevşiyordu. Hatta hayatı terk etmeye hazırlanıyordu.
Kenan, elini cebine sokmuş, koltuğunun altındaki kitapları iyice bedenine bastırmıştı.Artık ceketi üstündeyken titremiyordu soğuktan.Çünkü kış bitiyordu.Okulun kapısından içeri girip sınıfın kapısını çaldı.İçerde edebiyat öğretmeni dersini anlatıyordu. Öğretmeni kafasıyla içeri gir deyip, dersini anlatmaya devam etti.Kenan arka sıradaki yerine oturdu.Tüm dikkatini öğretmenine vermişti.Tahtadaki yazıyı sonradan görmüştü.”Hayat bize sunulmuş bir armağandır ve biz de hayata sunulmuş bir armağanız”.Öğretmeni bir müziğin melodileri gibi çıkan sözleriyle bu sözü sınıfa açıklarken Kenan kendisinin hayata nasıl bir armağan olabileceğini düşünüyordu. Sabah gün doğmadan çalışmak için sokaklarda dolaşmış, çuvalını sırtına vurup kağıt ,şişe ne bulduysa çöplerden toplamış, sonra gidip onları toptancıya satmıştı. Yorgundu. İçi uyur gibiydi.Ama cebinde bugün için ailesinin ekmek parası vardı.Her gün bin bir özürle derse geç giriyor, öğretmenleri ise onu affediyordu; çünkü o zeki , terbiyeli ve pırlanta gibi bir çocuktu.Kenan ,dersi tüm dikkatiyle dinliyordu ve tane tane anlatılan edebiyat dersini geleceğe açılan bir anahtar gibi benliğine alıyordu.Öğrendiklerini önünde kilitli bir kapı olan üniversite için saklıyordu. Tek umudu okumaktı Kenan’ın.Teneffüslerde arkadaşlarıyla oturur sadece onların şakalarına güler ve her seferinde uzak çok uzaklara dalardı.Kenan bütün bunları düşünürken zil çalmıştı.Öğretmeni göz işaretiyle Kenan’ı yanına çağırmıştı.Elinde üniversiteye giriş kılavuzu vardı. Kenan ‘a uzatıp bu sınıftaki tek umudumsun, yüzümü kara çıkartma, sana güveniyorum diyerek gülümsedi ve eliyle omuzlarına hafifçe vurdu.Kenan elindeki kitapçığa şaşkın şaşkın baktı.Öğretmeni ona her zaman destek oluyor, dergiler, kitaplar getiriyor.Moralini bozmamasını, çalışıp okuyan yüzlerce insanın olduğunu, bunu onunda başarabileceğini her defasında söylüyordu.Kenan ne zaman öğretmeninin gülen yüzünü görse içi hep umutla doluyordu. Her gün olduğu gibi bugün de arkadaşları okul çıkışında bilardo oynamaya gideceklerini söylediler ve Kenan ‘ı da çağırdılar .Aslında her gün tekrarlanan bir olaydı bu.Kenan yine gözlerini yere dikmiş. Size iyi eğlenceler deyip tam tersi istikamette ki sokağa doğru yürümeye başlamıştı.Elini cebine atıp parasını çıkardı .Uzun uzun baktı bu kağıt parçalarına.. Hayatı bu kağıt parçalarının elindeydi, sadece kendisinin değil tüm ailesinin . Hayat ona çok iyi davranmıyordu. İki küçük kardeşine bakıyor. Ölen babasının yerini tutmaya çalışıyordu. Annesi her gün temizliğe gidiyor, akşama kadar canı çıkıyordu. Ne için ?Ş u elinde gördüğü kağıt parçaları için... Paraları avucunda öyle sıktı ki eğer onlar canlı olsalardı çoktan ölmüş, canları çıkmıştı.Dönüp tekrar arkasına baktı arkadaşlarına...Her gün onlarla oyun salonlarına,pastanelere,sinemaya gitmek, geleceği düşünmeden sadece o anı yaşamayı istiyordu. Kahkahalarla ,içten pervasızca gülmek ...Bu umudu boğazında düğümleniyor, göz pınarları doluyor ve yutkunarak kırış kırış olan parasını yine sabırla cebine koyuyordu.Çünkü o cebinde ,ailesinin yaşama olan bağlılığını , onların gözlerindeki pırıltıyı , geleceği taşıyordu. Ailesine duyduğu sevgi her şeyden çok daha fazlaydı. O belki bir çocuktu ama yaşına göre koca bir çocuk. Olsun! Bugün de arkadaşlarıyla eğlenmesindi, Olsun! Bu gün de gençliğinin hızlı akan kanı durulsundu, bu gün de gözleri buğulansındı.Ama şunu çok iyi biliyordu. Damla damla yaşadığı her şey bir gün deniz olacaktı. Onun çabasıyla ulaştığı yerlerde, çevresinde, bir çok kişiyi mutlu edecekti. Bir çok Kenan ‘a umut kapısı bile olabilirdi. Kardeşleri hayatın merdivenlerini kendisi gibi tek tek değil belki uçarak çıkabilirdi sayesinde.
Kenan ’ın umutsuzluğu hiç olmamıştı. Bu sokağı dönüp eve doğru yürürken hep başı dimdik olurdu.Her defasında arkasında arkadaşlarını bırakırken içindeki burukluk an gibi gözlerinden geçer ,kaybolurdu.Baharın tüm yeşilliği ve tazeliği Kenan ‘ın benliğini sarıvermişti şimdi .Ne güzeldi yaşamak! Ne güzeldi var olmak.Öğretmeninin söylediği gibi “Hayat bize sunulmuş bir armağandır ve ben de hayata sunulmuş bir armağanım “. Dudağında ıslık ,yüzünde bir gülümsemeyle sessiz bir haykırışla sokağa şöyle dedi: Hayatın bana ihtiyacı var ve sımsıkı sarıldı kitaplarına.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.