Kırıklar...
Senin ninnilerinde bu yaşanılanlara benzer hiçbir şey yoktu güzel kadın. Kulağıma o güzel sesinle fısıldadığın şarkılarda imkânsızlıklar yoktu. Yüreğim acıyor anne, yaklaş yanıma hele…
Gözümün içine bakıp, yara almayayım diye üzerine kapaklandığın ömrüm seni de delik deşik etti işte. Her şeyin gerisinde bir hayaller kaldı geride. İnsanlar var çevremde, arkadaşlarım var. Anne… Anne çok yalnızım yinede.
Elim yüzüm is içinde. Ne zaman bulandım ben bunca kire? Ne zaman öğrendim, kendi mutluluklarım için başka hayatların yanından geçip gitmeyi? Hiç fark etmeden insanları kırıp geçmeyi?
Hala masaya bir tabak fazla koyuyorum. Benim elim kanadığında senin yüreğin kanardı, unutmuyorum.
Yüreğimi boydan boya yırtan insanlara söylenecek kelimeler biriktiriyorum heybemde. Bir gün olurda geri gelirlerse diye kapatmıyorum hiçbir kapıyı. Sayfalarca yazıyorum onlara olan özlemi, satırlarca yırtıyorum ihanetleri. Ve sevmiyorum anne, sevmeyeceğimde hakaretleri…
Çok değer verirsen çeker gider derdin ya bana, çekip gidiyorlarmış. Açıklama yapma gereği bile duymadan. Ağlamak kolayda anne, neye ağladığını bilmemek zor işte.
Hayatın kavgası çok çetinmiş. Keşke bana gerçekleri anlatsaydın masallar yerine. Keşke acıtacaklar kızım deseydin bana, sakın büyüme! Geçer mi anne? Sahi biter mi bunca acı bir günde. Sarılsan bana eskisi gibi, koklasan acının kokusu sinmiş saçlarımı, biter mi bu kendime çektirdiğim işkence?
Sesimi duymayalı o kadar çok zaman olmuş ki. Şimdi durup dinlemeye çalışıyorum. Hepsi birbirine karışıyor. Kızgınlıklar, pişmanlıklar sevinçler… İnsanlar gelip gidiyorlar evime. Ama anne; çok yalnızım yine de…
Elif SEZGİN