Evrenin Bilincinden İnsan bilincine bir çıkarım ; Derinlik
Bekir iyi şiir yazardı . Onu da Nevzat yetiştirmişti . Bekirin bir kız arkadaşı vardı o zamanlar . Kızın babası yüksek kademede biriydi . Bekir o kızla nasıl tanıştı bilmiyorum , hiç anlatmadı ama çok mücadele verdi . Kız tutucu bir aile kızı idi . Hiç sokağa çıkmayan , çıksa bile küçük kardeşinin nezaretinde izin verilen bir ortamda yaşıyordu . Böyle bir durum İnsana güvensizlik duygusunu aşılar diye düşünüyorum . Bekir böyle bir insana kendi iç dünyasının dışında bir hayat olduğunu anlatabilmişti . O da bekir e borçlu olduğunu düşünüyordu . Sonra problemler yaşandı . Ayrıldılar . Olur ya işte aynı Türk film’lerindeki gibi . Petrol kralının oğluyla evlendi .
İlk çıktıkları zamanı anlatmıştı ; o kadar ürkek ve bilgisizmiş ki , arkadaş elini tuttuğu zaman bekaretinin bozulacağını düşünüyormuş . Toplumda öyle algılanır hep , aslında namus beyindedir . Bekirde evlendi tabi , şimdi çocuğu da var . Ama o zamandan beri şiir yazdığını görmedim . Belkide yazıyor da kendine saklıyordur . Şimdi parayı da buldu ya biraz değişti . Bana karşı iyi gerçi , her gördüğünde hatrımı sormadan geçmez . Arkadaşlığımız eskiye dayanır . Oğlunun sünnet düğününe gidemedim . Her gördüğümde bi burukluk yaşarım . Hayat insanları değiştirmiyormu sanki . Ben de zaman sürecinde değişiyorum . Belki iyi yönde belki de kötü yönde . Değişsek de hep iyi olduğumuzu düşünürüz .
Nevzat iyi bir yazardı ; Binlerce şiir , yazıdan oluşan arşivi vardı . Bürosuna girdiğinizde ilk anda algıladığınız kargaşalık , aşina olduktan sonra o kargaşalığın içinde bir düzen olduğu hissi yaratırdı . Çokyönlü biriydi . Kameraman , yazar ,ressam , heykeltraş , reklamcı kimliği vardı . Telden heykelcikler yapar , tahtalara hayat verirdi . Sanatçıydı yani . Kırkını geçince aramızdan ayrıldı . Bürosunun camında Elit Reklam yazısı kaldı .
Nevzat bir kıza aşık olmuştu . Nişanlanmışlar , aileler arasında yaşanan maddi sorunlar nedeniyle ayrılmışlardı . Anne ve babasına küs öldü . Onca malı mülkü bırakıp ailesiyle bağlarını kopartmıştı . Kendi ayakları üzerinde durabilen biriydi . Yaratıcıydı . Ekmeğini taştan çıkarırdı . İlginç fikirleri vardı . O bekir gibi aşkı başka bir aşkla öldürmeyi tercih etmemişti .
Arada bir bürosuna uğrardım . Köpürürdü iki saat anlatırdı . Ben dinlerdim . Dinleyip dinlemediğimi anlamak için denerdi . Okadar derinlik vardı ki iki saat dikkatinizi vermek ve onu anlamak güç bir durum . Ben konuşmaya başlayınca susar , dinler ve yumuşardı .Sonra yazdıklarımı çıkartırdım . Okur sonra yerden yere vururdu . Eleştirileri çok acımasız ve sertti . Çok şeyler öğrendim ondan . Bana kitaplar alır kafasına göre şekillendirmeye çalışırdı . Ben başkasının beni yönlendirmesine izin vermeyen biriyim , onun gibi biraz anarşist bir ruha sahibim. Ortak noktamız da buydu ya zaten . Bu noktada yerdik biribirimizi .
Okul talebelerinden bir piyes organizasyonunun içinde bulunmuştum .İki ay çalışma sonucu temsil verdik . Bin in üzerinde izleyici vardı , çok beyenildi . Nevzat ta çok beyenmişti . Bana yönetmenlik üzerine bir kitap almış okumamı istedi okumadım . Beni bu yönde geliştirmek istiyormuş . Bir seferlik girişimdi , amatörce bir çalışma işte . Nevzata bunu düşünmediğimi söyledim . Bana çok kızmıştı , hışmına uğramamak için altı ay uğramadım yanına .
Nevzatın bürosunun kapısında’ korkma gir .’ yazısı asılıydı . İnsanlar biraz çekinirdi ondan . Çok farklı biriydi o . Ama insanlar onu anlamak istemezdi . Yetenekli ve çok yönlü biri olduğundan insanlara faydalı idi . Bunun için mecbur kalanlar gelir , işleri bitince bir daha aramazlardı . Onu en çok kızdıran da bu idi .
Nevzat şeker hastası oldu , başka rahatsızlıkları da vardı . Son günlerde güçten de düştü ama yinede ailesine boyun eymedi . Yanlızdı kendisine bakamadı . Ölümü tercih etti .
Evrendeki gökcisimlerinde de kütlelerine orantılı bir derinlik vardır : Düz bir çarşaf düşünün , çarşafın üzerine büyüklü küçüklü bilyeler atın . Büyük olanların çarşaf üzerindeki derinliği , etrafındaki çarşafın düz bölümünden başlayan kavis daha geniştir .Kavisin başladığı yer çekim alanına giriş sınırıdır . O alana giren küçük bilyeler , büyük bilyeye doğru düşer . Evrendeki gökcisimlerinde , büyüklerin etrafında dönen küçükler , düşmemek için dönme hızlarını artırmak zorundadır . Hızları yavaşlarsa merkezkaç kuvveti düşer , kütleçekim kuvvetine yenilir .
İnsanlardada derinlik farklıdır . Yoğunluk ve hacim arttıkça çekim etkisi de artar .
Bir de ikili yıldız sistemleri vardır . ikisi de biribirini dengede tutar ne düşer nede uzaklaşır . Siri_us, böyle bir ikilidir . Antik çağlarda insanları etkisi altında tutan insanların öldüğünü kabullenemeyen bir anlayışla tanrılaştırmışlar gök cisimleriyle özdeşleştirmişler .
Maddenin biribirni çekmesindeki bilimsel yönü hiç merak eden oldu mu bilmem . Elma Nevton un kafasına düştü de neden düştü . Cisimler kütleleri oranında çevrelerine gravite denilen parçacıklar yayar . Kütlenin çekim alanına giren küçük cisimlere gravitasyonal parçacıklar merkeze doğru bir kuvvet uygular . Düşen cisim merkeze yaklaştıkça uygulanan kuvvet de artar . Bilimsel olarak en sade yapılabilecek açıklama bu .
İnsanlar da bilinçleri oranında derinliğe sahiptir . Bilinçteki derinlik ne kadar büyükse alanı da o kadar geniştir . Bunun bilimsel bir kanıtı yok ben uydurdum . Çünkü böyle olduğunu düşünüyorum .