KARPUZ SEÇİMİ
Şu Almanlar ne garip insanlar. Bu olayı yaşamadan önce dünyanın en meraklı ulusu bizdik sanıyordum. Çünkü biz bu konuda o kadar ilerydik ki ör:Herhangi birimiz caddenin ortasında durupta dikkatlice bir noktaya baksak anında baktıgımız yere bakan kalabalığın ortasında boğuluveririz.
Önceleri ben bu merakımızı çag atlayamadığımıza yorardım. Oysa hiç de öyle degilmiş.Bize göre çagın karekökünü atlamış Almanların ülkesine turist olarak eşimle birlikte gittim. Kaldığımız kentti gezerken alışveriş yapmak için büyük bir süpermarkete girdik .Eşim elbise bölümüne yöneldi bende gezinmeye başladım gezinirken meyve bölümünde gözüm yıgılmış karpuzlara takıldı.Bır tane almak için yanaştım.Karpuz yıgının etrafında birkaç Alman vardı. Karpuzları seçmeye başladım.Karpuzların hemen hemen hepsi sertliğini kayıpetmiş koparıldıları sapı kemık gibi sertleşmişti.Ben karpuz sergisinde karpuz seçmek için ugraşırken sergideki Almanlar da çoğalmıştı.Karpuzu elime alıp hafiçe okşuyor sonra birkaç çirtik vurup iki elimle kulağımın dibine götürüp hafiçe sıkıyordum. Duymak istediğim kütürtüyle karışık hışt sesini bir türlü duyamıyordum.Karpuzlar dura dura pelte gibi olup sertliğini kayıpetmişlerdi. Bir baktım etrafımdaki Almanlarda benim yaptığım herşeyi tekrarlıyor.Önce kuşkuya düştüm lan bu Almanlar karpuz seçiminde de bizi yayaburakmışlar dedim.O ne.. Ben durdum onlara bakıyorum onlar da durdu bana bakıyorlar.Acaba sıkarken kırdımmı diye kulagımın dibindeki karpuza yan gözle baktım. Yo kırmamışım. Kulagımın dşbşnden karpuzu indiripelimle hafiften birkaç defa vurdum. Aman allahım Almanlarda vurmaya başlamadılarmı eh bende çaktırmadan keyiflendim. Anladım bunlar da karpuzu benim gibi seçmeye çalışıyorlar.Karpuzu sergiye koydum herkes koydu.
Etrafımda beşon kişi degil enaz otuz kisi olmuştu. Elime birtane karpuz aldım baktım herkes eline bir karpuz aldı. Elideki karpuzu segiye koyupen uçtaki karpuzu işaret parmağımla gösterdim. Hemen kalabalıkta bulunan iriyarı bır Alman karpuzu kaptığı ğibi bana gtirdi.
Şimdi karpuz nasıl seçilir onu göstereceğim ama almanca birkaç sözcük dışında birşey bilmiyorum. İşaretle herkesin bir karpuz almasını bekledim.Önce iki elimin arasındai karpuzun ağırlıgını ölçer gibi elimi hafiften aşşağı dogru çektim sonra avcumdaki karpuzu kedi okşar gibi okşamaya başladım bunu yparkende gözlerşmş kapamıştım. Hafif gözlerimi araladıgımda onlar da sanki dinsel bir ayinde gibi gözlerini kapamışlar aynısını yapıyorlar sonra karpuzu bir elimlehavaya atıp tuttum. Bu hareketi birkaç kez yapınca yere düşüp kırılan karpuz sesleri gelmeye başladı. Sonra koparılsn yerini sapını gösterip karpuza bir çirtik vurdum o... almanlar karpuza tekme tokat giriştiler,Almanya gibi yerde de olsa her on yılı beklemeden (büyüklerimizi anımsayıp ) olaya anında müdahaleleyle anında birlik ve beraberliği sagladım, sonra karpuzu kulağıma götürüp hafiften sıkmaya başladım bir taraftanda hışt diyordum,bunu yaparkende gözümle karpuzu işaret ediyordum.bir baktım kadının biri karpuzu langır langır sallayarak karpuzdaki hısırtıyı duymaya çalışıyor, kimisi karpuzu bacaklarının arasına almış kartopu sertleştirir gibi sıkıyor kimiside birisi karpuzu sıkarken kulagını dayamış hışırtının gelmesini bekliyor.
Bir baktım benim hanımın tiz sesi * nerdesin ,ben de seni kayıpoldu sandım,hadi gel gidelim*
Ben oradan uzaklaşırken kırılan karpuzların kütürtüleri geliyordu.
YORUMLAR
Sözcüklerin yarıda kaldığı bir dile merdiven dayamak,yazmaya yetenekli her insanın görevidir de aynı zamanda.Yazamamanın kahredici suskunluğuna yazarak dil vermek,dile getirilemeyen her yutkunmanın sevincidir.
Susmak bir haksa,sanatçı yazarak bu hakkı kullanmalı.Belinin inceliği ısrarının öfkesinde anlamsızlaşmaz mı karıncanın?
Bu öyküler,bu şiirler edebiyatın yaratıcı ısrarından izleniyorlar.
Yaratıcısına selam.