- 706 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SÜPÜRGE
Geceye ışık sızdırmazdı,cimriydi evimiz.Zati iki penceremiz vardı.Kış diye onlarıda kartonla kapamıştık.Evimizin tek odacığında küskün gaz lambamız yanardı.Cimriydi pencerelerimiz.N’edersen onu bulurmuşsun,gündüz oluncada güneş cimri kesilir,geceden sıyrılamazdı evimiz.
Fadiş ala’Romanlardandır hani !Az çilemi çekmedi garibim.Hangi işe el atsam yüzüme-gözüme bulaştırmıştım."oooooof...Fadiş,fiyakalı Roman...".Bende yere bakan-yürek yakanlardanmışım demek.Kaçırıvermiştim gacıyı.Tam on sene oldu,evimiz soğuk kaldı.On tane çocuk isterdim.Karıda mı var bi bokluk,bende mi?
Geceye ışık sızdırmazdı.Kuytu mahallemizin kulağına uzak şehrin gürültüsü gelirdi.Yaşri pezevenginin gacısı Mualla,Fadiş’e eski bebek arabasını vermiş."Bizde beş çocuk oldu,epsiciini büyüttük.Pek sanmam ama,belki bu bebek arabası ileride işinize yarar ",demiş yırtık cadaloz.İlkin sinirlendim."Alsın o arabayı münasip...".Allah’tan bulmuşuz,kul ne ister bizden.
Ramazanda davul bahşişi,düğünlerde tamburamla,eskiler-karton toplaya toplaya beş milyona varmıştı mangırım.İkiyüz kilo süpürge otu alırdım bu parayla.Bir süpürge yarım kilodan çıksa,yapardı dörtyüz süpürge.Oh be!Sonra yangel-yat.
Hayrabolu’ya gidip Hüsnü agayı görmeliydim.gerçi Hüsnü aga yaş malları iteleyecekti.Varsın öyle olsundu.Başka şansım mı vardı sanki.Ömrümde ilk defa bukadar umutluydum.
Fadiş Mualla ile evlere temizliğe giderdi.Benim çilekeş paraları tombul memelerinin arasında saklardı.O’da az uyanık değildi.Memelerini mintanından taşırınca para falan düşünecek halim kalmazdı.Sabah Fadiş’ten harçlığımı alıp Hayrabolu’ya yollanacaktım.
Neşem yerindeydi o sabah.Onsenedir illet olduğum insanlar dahi güzel görünüyordu gözüme.Penceredeki kartonları tutup kopardım.Güneş güler gibiydi.Hayır,kahkaha atar gibiydi.Odacığımız beş dakikada ateş kesmişti.Fadiş temizliğe gitmeyeceğim diye tutturmuştu.Hayırlısıyla bu işi becerirsem,temizliğe gitmeyecekti güzelim.
Otobüsün camına dayadım başımı.Muavvin çok aksi bir adamdı.Neymiş,ilerde biletli yolcu binecekmişte,ön koltukların hepsi doluymuşta..İlerde dediği yer gelmek bilmiyordu nedense.Bütün yolculara güler yüzlüydü de,çaprazımda oturan yaşlı adam ile ben muavinin moralini çok bozuyorduk.Bunun sebebini anlamayacak kadar toy değildim.Çaprazımdaki amcayla ten rengimiz aynıydı."Allah yaratmış be!",diye avazım çıktığı kadar bağırasım gelmişti.Az kaldı muavvin bozuntusuna,"sende çingensin be!" diyecektim.Utanmıyorum ulan.Tenimin renginden,gecekondumdan utanmıyorum.Hak mıdır,reva mıdır?Bu dünya niye böyle be.Rengimize bakarlar,yüzümüze tükürürler.Fadiş kapı temizlerken askıntılık yaparlar.Dilencidir diye bakkaldan kovarlar.Hastaneye sokmazlar.Adres sorarsın,ters yönü gösterirler.Cama yaslanmış bunları düşünürken,muavvin dürtükledi."Hoop birader,geldik."Yasabır deyip indim otobüsten.
Hüsnü Aga’yı kolayca bulup,kahveye gittik."Yook,hayatta olmaz,vallahi olmaz.Sen misafirsin,çayları ben ısmarlayacağım" dedi.Çaylarımızı içtik,havadan-sudan,eşten-dosttan konuştuk.İş hakkında konuştuk,pek zorluk çıkarmayacağını,ama mevzuatların biraz değiştiğini söyledi Hüsnü aga.Herşeye ama herşeye hazırlıklıydım.Hey be,kendimle öyle bir gurur duymuştumki.Fadişten kopardığım az bi parayı kapora olarak verdim,kalanıda malları alırken verecektim.
Dönüş otobüsünde rahat bir nefes aldım.Yolculardan yarısından fazlası çingendi.Önlerde boş yerde vardı.Çok severim.Hep ama hep ön koltukta yolculuk yapmak istemiştim.Şoför ne görüyorsa sende aynısını gör üyorsun.Muavini kollayıp duruyordum.Karışan eden yoktu.Geleceğe umutla bakıyordum.Çorlu’ya vardığımda hava kararmıştı.Fadiş n’apmıştı acaba kocagün?Bir an aklımdan çıkmadı cilvelim.Hemen müjdeyi verecektim.Gaz lambamıza erkenden püf diyecektim.
Fadiş sabah söktüğümüz kartonları pencereye takmamıştı daha.Lamba çok cansız yanıyordu.Sabah Çorlu’ya varıp gaz alacağını söylemişti ama..Yaşri pezevengi,penceresinin ucundan beni dikizliyordu.Gözgöze geldik,telaşlandı.Eve koştum,korkarak açtım kapıyı.Nebiçim kokuydu o.Buram buram kokuyordu.Ahır gibi kokuyordu kahrolmayasıca ev.Fadiş telaş yapmıştı.Arkasında,eteğinin arkasında birşey saklıyordu.Korkmuştu.Çok korkmuştu.Şaşırmıştım.Çok şaşırmıştım.Benden ne gizliyordu?.On senedir benden hiçbirşey gizlememişti.Öfkelenmiştim.Gizlediği şeyin n’olduğunu bilmeden,Fadiş’in üzerine yürüdüm.Kolundan tutup kenara ittim.Allah’ım buda nerden çıkmıştı?Bu neydi?Buşeyi neden bukadar korkarak benden gizlemişti?Herşey nekadar saçma sapandı.
Fadiş’e sarılacağım,onu koklayacağım diye koşarak geliyorum.Bir ufacık söz bile söylemeden,bu sevimli ama anlamsız şey için deliler gibi hareket ediyordu.
Ufacıktı,bembeyazdı,korkmuştu.Dokunduğumda kaçacak yer bulamadı.Kalbi güm-güm atıyordu.Tüyleri kısacıktı.Zayıftı,açkalmıştı ,besbelliydi.Kuzucuk sevimliydi.
Fadiş’i kolundan tutup kendime çektim.İttiğimde kolu incinmişti.Sardım kollarıma sevdiğimi.Neden bukadar korktuğunu sordum.Kuzucuğu benden niçin gizlediğini ve neden hala benimle konuşmadığını sordum.
Kuzucuğun nerden geldiğini sormamıştım veya neden burada olduğunu.Onu kimin getirdiğini.Nebileyim işte.Asıl sormam gereken şeyleri ddeğilde,bana neden yabancıymışım gibi davrandığını sordum.N’oluyordu buna yahu.N’aptın işi diye sormazmıydı insan?Vardı,vardı.Bir iş vardı.Üstüne gitmeyecektim,hele bir sakinleşsindi.Nasıl olsa kendi gelip anlatacaktı.Merak ediyordum ama sormayacaktım.Gaz lambası boştu,söndü sönecekti.Hayır!neden gaz almadın diye sormayacaktım.Sormayacaktım işte.O kuzucuktan hele hiç söz açmayacaktım.
Pencereye kartonları niçin takmadın?....sormayacaktım.Bebek biberonuylane yaptığını,su bakracındaki sütü kimin içeceğini,sedirin üstündeki içi yeşillik dolu çuvalı sormayacaktım.
On yıldır aynı yatakta yattığım,şimdi beni tanımıyormuş gibi davranan bu kadın tenezzül eder,bana bir tabak yemek verirse,yanıma gelirse...Kısacası karşımdaki kişinin karım Fadiş olduğunu anlayabilirsem,bu soruların birkaçını sorabilirdim.
Duvarın kenarına sıkışmış,korkmuş kuzucuğu kucağına aldı.Onu okşaya-okşaya sakinleştirdi.Biberonu kuzunun ağzına dayamaya uğraşıyordu.Çok geçmedin kuzucuk sütün kokusunu aldı,midesine indiriverdi.Açıkçası kafama dank edenin doğru olmasından korkuyordum.Yorgunluk öylesine abanmıştıki üstüme,tekbir laf bile etmeden sedirdeki çuvalı yere fırlatıverdim.Fadiş nefretle bakıyordu bana.Korktum.N’apmıştım,o n’apıyordu?Gaz lambası tek taraftarımdı o gece,üstümü çıkarmadan uzandım sedire,lamba sönüverdi.Tamam dedim ,şimdi yanıma geleceksin.Herşeye rağmen yinede heycanlanmıştım.Yanıma gelecek diye,ona sarılacağım diye..Tüm dünya bilsin,Fadiş yoksa bende yokum.
Neçare.Sabah uyandığımda cinlerim beynime toplandı.Fadiş yere yatmış,kuzucuğada bir güzel sarılmıştı.Elinde boş biberonla,kuzuya sarılmış yatıyordu.Heryer kuzunun pisliğiyle doluydu,bok gibiydi herşey.
Sonradan anladım ki,aklıma gelen başıma gelmiş.Fadiş biriktirdiğimiz parayla bu kuzuyu almış.Kuzu büyüyene kadarda harcadığımız para bilmem kaç olmuştu.İşin kötüsü Fadiş bu hayvana çocuğu gözüyle bakıyordu.Benim süpürge işi çoktan yatmıştıÜstüne üstlük birde çobanlığa başlamıştım.
En nihayet,Fadiş birgün yine temizliğe gitmişti.Hayvanı kenara sıkıştırdım.Koca koyun olmuştu.Daha o andan itibaren onu ateşin üzerinde mis gibi çevirme olarak görmeye başlamıştım.Ulan neydi bu.Fadiş’le hiç bi bok yapamaz olmuştuk.Hayvanın gırtlağına dayamıştım bıçağı..Ya bismillaaah..Tam abandım bıçağa,kafama kocaman bir taş iniverdi.Canım çok yanmıştı.Fadiş feryat-figan üstüme koşuyordu.Benden böyle bir adilik bekliyormuşta,falanda filanda,nasıl kaçtığımı bilemedim.
Ogün n’olduysa oldu.Fadiş......Yapılırmı be...Senin yaptığını timsahlar yapmaz Fadiş.....Mahalleye rezil etti giderayak beni.Yok caniymişim,insan değilmişim...Ne yapmışım ki yahu?Bu hayvandan yahniden başka birşey olmaz..Deriside iyi para eder.Mahallenin ortasında uzattıkça uzattı Fadiş.Yok erkek olsaymışımda,bi’bebek düşürebilseymişim karnınada..Hoppalaaa...Bebek nerde,o hayvan nerede...Bi’kere Allah affetmez.
Neticede ,enbaşında dediğim gibi,aklıma gelen meğerse başıma gelmiş.Bütün komşular bana bakıp-bakıp "koçum" demeye başladılar.Tamam ,tüm aleme rezil olmuştum.Yinede bi’şansımı deneyipFadiş’in önüne çıktım.Yalvardım,yalanım yok.Hayvanı takıp peşine,babasının evine çekip gitti Fadiş.
Ve birgün....Benim beceremediğimi Fadiş’in babası becermiş.Adama hak veriyorum.Onun halinden ençok ben anlarım.Kendi boğazlarını zor doyururlarken birde Fadiş çıkageliyor.Tamam o,hadi evlat.Adam anlar mı,koyunu torunu yerine koyar mı?Fadiş koyunu ağaca asılı,postu yüzülürke görünce babasını satırla kovalamış.
Fadiş çok geçmeden yanıma döndü.Kırgınlığım uzun sürmedi.Bu kadında şeytan tüyü var.Mualla’nın verdiği bebek arabasıyla süpürge satıyorum şimdi.Hüsnü aga bu sene süpürgeden köşeyi döndü.Yüzdeikiyüzelli zam geldi süpürge otuna.Bende ondan aldığın süpürgelerden tane başına bi’şeyler kazanıyorum.Bereket versin.Geçinip gidiyoruz.Mahallelerde gezinirken aradabir arkamdan koçumm diye seleniyorlar.Hiç ama hiç takmıyorum.Nederlerse desinler.Fadiş yanımda ya,ekmeğimi alnımın teriyle kazanıyorum ya..Apartmanın üçüncü katından bi’teyze süpürge istiyor.Yukarıya çıkartacakmışım ama.Herhalde be teyzeciğim.O yaşlı halinle seni yürütecek değilim ya.Merdivenlerde Mualla ile karşılaştım.Merdivenleri temizliyor."Koçum",diye seslendi.Bak şimdi bozuldum.Dalga geçmeninde bi’adabı varbe.Durdum önünde.égözünüz aydın!",diyor."Noldu ki ?" diye soruyorum.Fadiş’e öğleyin bir haller olduğunu söylüyor.Mide bulantısı,başdönmesi falan."Hele...",diyor."Ensonunda başardınız..."."Yapma yahu!",diyorum sevinçle.Üçüncü kattan,"süpürgeciiii" diye sesleniyor teyze.Bi’koşu teyzenin eline tutuşturuyorum süpürgeyi."Para-mara istemez!",diyorum.Uçar gibi gidiyorum eve.Fadiş’im sedirde yatıyor.Rengi sapsarı."Doğru mu? diye soruyorum.Utangaç gülümsüyor güzelim.Sevinçten uçuyorum,uçuyorum...
Baba oluyorum....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.