- 935 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EYLÜL VE UMUT
Yüzünü avuçlarının arasına aldı genç kız.Ürkek bakışlarını olanca uzağa dikti.İsli kirpiklerini kırılgan yüreğine mühürledi.Camdan bir prizmaydı yaşam.Işığa boğulduğunda yollara ayrılan ,ardından tekrar ve tekrar parmaklarında kıvrılan... Yalnızlık neydi?Toz pembe rüyalara açılan dudakları, zamanın bu ölgün kıyı kasabasında bunu fısıldıyordu.Yalnızlık ,insanoğlunun uydurmaca oyunlarından biri miydi?Gerçek miydi yoksa yarattığımız mıydı?Eğer yoksa yalnızlık dedikleri içini yakan bedenini kaplayan dilinin ucunda kekremsi tat bırakan bu anlamlandıramadığı... Rüzgar,tıpkı bir opera sanatçısı gibi kulaklarında yankılar bırakıyor;sonbaharda savrulan yapraklar gibi kara saçlarını dağıtıyordu.Sanki her an yankılar yaşam denilen prizmayı unufak edecek parçalara ayıracak gibi hissediyordu. Yalnızlık...Yalnızlığın kendisi de yalnız mıydı acaba?Hayır değildi.Birçok aynı anlamı ifade eden yada en azından çağrıştıran kelimeler yok muydu?Elbette vardı.O halde bu sadece bir yanılsamaydı. Çok şaşkındı.Birden aklına hücum eden düşünceler öylesine bol ve soyuttu ki ... Deri kahverengi ceketinin cebinden bir sigara çıkardı.Dumanı havaya üfledikçe havada donup kalıyor ,yeryüzüne yağmurlarlarla birlikte akıyordu.Toprağa ,saçlarına buz mavisi bakışlarına,kokusuna...Adı gibi kendini de sevdiği bu sahil kasabası kışa hazırlanıyordu.Umut ardından gelen acılar yinelenen hayaller gibi. Balıkçılar teknelerle denize açılmıştı.İrili ufaklı karartılar denizi doldurmuştu.Akşam eve gidecek bir parça ekmek sıcak bir çorba yada çocuklar için alınacak rengarenk kalemler defterler demekti bunca çaba.Gülümsedi genç kız İnci beyazı dişleriyle.Nazımdan dizeler usuna düştü şimdi de.Mutluluğun Resmine yazılmış içten gelen harikulade dizeler.Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?Annesi o resmi kartpostaldo görmüş salonun en güzel köşesine asmıştı.Eylül her sabah uyandığında onu görmeye giderdi önce.Güne büyük mutlulukla başlardı sonra.İçinde kıyametler de kopsa... Peki ya mutluluk neydi?Herkese göre değişirdi kuşkusuz.Onun içinse bir parça kağıt ve kalem demekti.Yazmak yazmak...Doyasıya yazmak.Bunun verdiği hazzı paralarla ölçemezdi.Bedeli yoktu dünyayı ayağına da serseler yazmak hele şiir en büyük mutluluktu onun için. Sigarasını söndürdü.Son dumanı da iyce içine çektikten sonra bulduğu çöp kovalarından birine attı izmariti.Bu ona Kıbrıstan kalma bir alışkanlıktı.En ufak sakız paketini dahi sokağa atmazdı.Okul yılları geldi yerleşti bu kez beyninin her iki lobunada. Yürüyordu,ellerini ceplerine soktu.Yürüyüş için yapılmış alanın sonuna kadar gelmişti geriye döndü bu kez.Martılar bir iki defa tur attılar gökyüzünün mağrurluğunda.Aşağıdakilere inat bakın,ne kadar da özgürüz tüm sınırlamalardan kalıplardan çok uzak,der gibiydiler. Üniversteye başladığı ilk gün birçok şeyin de başlangıcıydı aslında.Hayatı tüm gerçekliğiyle öğrenecekti Eylül.Kıbrısta edeb.öğrt kazandığında nasıl da sevinmişti.Günlerce gözüne uyku girmemişti.En büyük hayali gerçeklişmişti işte.Hem ailesinden çok uzakta hem de edebiyat! Üstelik on dört yıllık dostu kuzeni ve o.Aynı üniversteyi kazanmışlardı.Yine gülümsedi Eylül bu kez ilk zamanlardaki toyluğuna .Alaycı bir gülümseyişti bu. Edebiyat adına hayal kırıklığına uğradığı gibi kankasıyla da arası açılmıştı. Doğumgününde yapayalnız kaldığında ailesine ne büyük haksızlık ettiğini anladı.Onlardan onlarca kilometrelerce uzakda olmak sorunlarla tek başına mücadele etmek demekti.Hiç alışık olmadığı halde. Yine de bütün sıkıntıların üstesinden gelmiş en büyük hayaline ,yedi yaşından beri istediği tek hedefe kavuşmaya biraz daha yaklaşmıştı.Yazar olacaktı.Buna yürekten inanıyordu.Çok çalışacaktı,yorulacaktı.Eleştiriler alacaktı.Asla vazgeçmeyecekti.Asla! Deniz dalgalarını masallara uğurluyor ,ay ışığında dalgalarını kucağında uyutmayı bekliyordu.Eylül,üşüdüğünü duyumsadı.Yol da tükenmişti zaten. Ahşap,hafif dökülmüş bir balıkçı kulubesinin önündeki çocuk dikkatini çekti birden.Minik avuçlarında simit tutuyor arada ağzına götürüyordu.Ayakkabısının tekinin altı kopmuştu.Işıl ışıl gözleriyle Eylüle gülümsedi kocaman.Evin içinden annesinin sesi duyuldu.Umut,oyuncaklarını bahçeden alır mısın oğlum!... ....................................
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.