- 967 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
arkası ne zaman ben de bilmiyorum.ama bildiğim mutlaka devam edeceğim...
Yaşlı adam sandalyesinde doğrulup kapıdaki genç kıza sert bir bakış fırlattı.
-Demek kızımın bu sefer tuttuğu zavallı sensin ha.
Genç kız neşeyle çantasını bir yana attı. Yaşlı adamın şaşkın bakışlarna aldırmadan önüne gelen kotuğa oturup:
-ismim ısabel efendim dedi.Sanırım zavallı olarak tanıdığınız briyle karıştırdınız.
-Bak sen sivri dilli bir zeka budalası beklemiyordum.
-Açıkçası ben de aksi bir ihtiyarın bu kadar sevimli olabileceğini beklemiyordum.Neyse sizin adınz sanırım Nickolas.Yani Nick seninle bu günden itibaren ilgilenecek olan bakıcı benim.
-Birincisi,diye kesti adam onun sözünü.Bana sakın Nick deme. İsmimin kısaltılmasından hiç hoşlanmam.İkincisi senden hiç hoşlanmadım. Yani seni her an kovabilirirm.
-Tamam Nick. Sen düşünedur. Ben de senin yemeğini hazırlayayım.
Hemen kalkıp mufağın yolunu tuttu.Nick bir an elini alnına vurdu.
-Kavaklar aşkına, diye haykırdı mutfağa doğru .Sonunda senin gibi birine düşeceğimi hiç düşünmemiştim.
Isabel şen bir kahkaha attı.
-Bak işte buna inanırım babalık.
Nick kızı uzaktan şöyle bir süzdü. Uzun ve kıvırcık ,kızılımsı saçlarının orasında burasında ipler bağlıydı.Üzerinde gerçekten epey eski bir elbise vardı. Onun üzerinde de yine eski yün ceket eğreti fakat şaşırtıcı bir şekilde tamamlayıcı duruyordu. Çorapları ise rengarenkti.İhtiyar kendi kendine
-Yok artık dedi. Kızım bunu nereden bulmuş. Sanırım bir çeşit şaka bu.
O böyle düşünürken ısabel ellinde tepsiyle ve tabiki gülümseyerek içeri girdi.
-Evet yemek hazır.