- 3003 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
HAYIRSIZ EVLAT
------Allah evlatlarından çektirsin oğlum,dedi babası.
------Ettiğini bulusun,günü gelince.
Güldü Sinan.
------Ben evlatlarıma senin gibi davranmayacağım ki.
------Gün gelince elinden bir şey gelmez oğlum.
Silkti omuzunu Sinan.Sonra,kapıya bir omuz darbesi vurarak çarpıpğ çıktı.Zor atmıştısokağa kendini.Doğru karşıdaki kahveye koştu.Elleri kan içindeydi.Ocağın arkasındaki musluğa geçip,ellerinibir güzel yıkadı.Bembeyez lavabo kızıl bir hal almıştı.Ellerindeki kan,babasının kanıydı.
Yıakdı,yıkadı.Ta ki,lavabodan o kızıllık kayboluncaya kadar.Sonra geçip,yerine oturdu.Dha yerini ısıtmadan,şekersiz kahvesi gelmişti bile.
O,kahvesini yudumlarken,herkes ona çevirmişti bakışlarını.Bir an çevreye göz gezdirdi.
-----İşinize bakın ulan!Ayı mı oynatıyoruz burada?
----Hayrola Sinan,ne oldu,gene biriyle mi kapıştın.Dedi garson.
-----Herzamanki gibi bizim morukla atıştık biraz.
-----İyi de,sadece atışmakla kalmadığın belli bu kez.
----Biraz dalaştık işte,ne olmuş yani?
----Kızma canım,birşeyolduğu yok,sadece sorduk işte.
O gün daha fazla soru sormadı kimse.Herkes biliyordu ne bela bir şey olduğunu."Aman sende"deyip,herkesönüne döndü.Bulaşmaya gelmezdi böylesiyle.Zaten dalaşmaya yer arıyordu."Belasını başka yerden bulsun"dedi herkes içinden.
Ardından sessizliğe gömüldü kahve.Sadecekağıt ve taş sesleri hakim oldu ortalığa.Sinan büyük bir keyifle kahvesini yudumlamaya devam etti.
Akşam olmuştu yine.Kendini zor attı meyhaneye Sinan.Yine derinliklerindeydi zamanın kendince.Ardı arkasıkesilmedi kadehlerin.Bir süre sonra sızmıştı.
-----Kapatıyoruz.Dedi garson
Bir anda basıldığını zannetti Selim.Yarım yamalak çevresine bakındı,yeniden kafasını masaya,kollarının üzerine bıraktı.
Yine aynı ses,yine aynı sarsıntı,
----Kaptıyoruz Sinan!Dedi.
Sinan yine gözlerini açtı,çevresine anlamsızca bakındı.Masalar bomboş,kimse kalmamıştı.Yavaş ça doğruldu,sendeledi,yeniden oturdu.Bu kez daha şiddetli bir sarsıntıyla,bir anda kendini karşı kaldırımda buldu.Boylu-boyunca uzanmıştı.
Güneş ilk ışıklarını,yavaşça sunmaya başlamıştı yer yüzüne.Çevreden gelen ayak sesleriyle doğruldu.
Sabah olmuş,herkes işinin yolunu tutmuştu.Klktı,yalpaladı,çevreye belli etmemeye çalışarak,yürüdü,yürüdü.Az sonra kahvedeydi.Ocakçı,kazanın altını yeni yakmış,temizlik yapıyordu.
"Sade bir kahve"deyip sandalyesine yığıldı.Kahve geldiğinde uykuya dalmıştı bile.
Anası "bir an evvel evlense"diye geçirdi içinden.Belki böylece yaşamına çeki-düzen verir,evine bağlanırdı.Akranlarının boyunca çocukları vardı.Artık yaşlanmış,evin işine yetişemez olmuştu.Tek evladının mürüvvetini görmek,onun da hakkıdeğilmiydi?Yeniden önündeki bulaşılara döndü sonra.Akşam olmak üzereydi."Bizimhaylaz,acıktım diye dalar içeriye"diye düşündü içinden.Daha düşüncesini yeni tamamlamıştı ki,sokak kapısı gürültüyle açıldı."Al işte,iti an çomağı hazırla"demeye kalmadan,Sinan mutfağın kapıusından başınıı içeriye uzatmış,çevreyi kolaçan ediyordu.Bir an oğluyla göz göze geldi.
-----Ne o,kocakarı hala yemek yapmadın mı?
-----Sen geç içeri,biraz otur,hazırlarım oğul.
-----Ne mıymıntı karısın.Şu an yemek hazır olmalıydı.Bizim moruğun yerinde olsam,seni bir saat tutmazdı.
-----Ben bu kadar yapabiliyorum.Kendine çeki-düzen ver de,şu eve bir gelin getir.O zaman,yemeğide vaktinde hazır olur.Böyle benim başımın etini yememiş olursun.
----O da olur zamanla..
----Ne zamanı oğlum.Zamanı kaldı mı bu işin?Akranlarının hepsi çoluk-çocuğa karıştı....
----Olur dedik ya,kes dırdırı da yemeği hazırla sen.
Sonra dönüp salona geçti.Anası,bir daha ağzını açmadı,işin büyümesini istemiyordu.
Daha sonra babası yogun argın girdi kapıdan.Koltuğuna iki ekmek sıkıştırmış,filesinde bir tutam yeşil soğan ve marul..
-----Ooo,akşam ziyafet var ha,moruk,dedi Sinan.
Babası hiç oralı olmadı.İinden lâ-havlâ çekmekle yetindi sadece.Doğruca mutfağa geçip,elindekileri kapıdan uzatarak,odasına kapandı.Belli ki yüzünü görmek istemiyordu oğlunun.
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Nasıl olduysa,evlenmeye razı ettiler Sinanı.Karşı mahalleden kimsesiz bir kız buldular,hemen başını bağladılar.
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Sinan hâlâ işsiz güçsüz,ev babasının emeklisiyle dönüyordu.Aylar birbirini kovaladıböylece.
Artık baba olmuştu Sinan."Nur topu" dediklerinden bir oğlu olmuştu.Çocuk biraz olsun eveneşe getirmişti.Torun seviliyordu ne de olsa.
Yeniden doğmuş gibiydi anasıyla babası Sinanın.Onları hayata bağlayacak bir nedenleri vardı artık.
Sinan da iyi kötü bir iş bulmuştu kendine.
Dede torun birlikte sokağa çıkyorlar.Onunla arkadaşmış gibi dolaşıyolardı.Akşam eve döndüklerinde,babaanneye her şeyi tek tek anlatıyordu yumurcak.Babaanne,tüm anlatılanı dinliyor,tekrar tekraranlatmasını istiyordu.
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Günler çabucak geçiyordu.Küçük her geçen gün biraz daha büyümüş,komşulardan şikayetler gelmeye başlamıştır artık.
Bir gün cam kırıyor,bir gün komşuların tavuklarını çalıyor,ertesi gün komşu öocuklarını hıpalıyor,üstünü başını yırtıyodu.Gün geçtikçe sıkıntılar daha da artıyordu.Yumurcak sokağa her çıktığında,şikayet gelmese diye dua ediyordu,tüm aile.
Artık başka bir ismi vardı,yumurcağın.Sokağın başından göründüğünde,komşular çocuklarını içeri kapatıyor,"Sinanın iti"geliyor diye birbirlerini uyarıyordu.Artık yeni bir Sinan geliyordu mahalleye.
Bu arada Sinan biraz olsun durulmuş,kendini az da olsa toaprlamıştı.Çlışıyor,akşamları içkisini evinde yudumluyordu.
Ama gel gör ki,oğlu mahallede onu aratmıyor du.Bir keresinde her tarafını morartıncaya kadar dövmüş,anası elinden zor almıştı Sinanın.Ama o,yine yapcağını yapıyordu.
Küçücük yaşına rağmen,yalanın en katmerlisini,sahtekarlığın dikalasını biliyordu.EVden okula diye çıkıyor,soluğu parklarda alıyordu.Okulda arkadaşlarını ve öğretmenini bıktımıştı.Haftada bir okula çağrılıyordu Sinan.Hep şikayet,hep şikayet.Ardı arkası gelmiyordu yaramazlıklarının.Arkadaşlarının kalemini silgisini,ceplerindeki harçlıllarını,ne bulursa çalıp çırpıyordu.Sinan neyapacağını şaşırmış bir haldeydi.
Kaç kez işlediği suçlar nedeniyle,polise kendisi teslim etmeyi düşündü kendince.
Gidip gelenler anlatıyordu.Avrupada,çocuk islh evleri vardı,orada problemli çocuklar eğtiliyor,topluma kazandırılıyorlardı."Ah,burda da öyle yerler olsa"diye kaç kez aklından geçirdi.
Sabah erkenden kahveye uğramış,her zamanki yerine kurulmuştu.Arkadaşları,tek tük düşmeye başlamıştı.Konu dönüp dolaşıp oğlunagelmişti.
-------Bu çocuk senin de başını yiyecek,kendisinin de,dedi bir arkadaşı.
-------Orhan doğru söylüyor,Sinan,bu çocuk senin de başını yakacak,dedi bir başkası.
Her kafadan bir ses çıkıyordu.Herkes oğluyla ilgili şikayetlerini söylüyor,kimi uyrılarla Sinana önerilerde bulunmaya çalışıyorlardı.Artı hiç bir şey duyacak hali kalmamıştı.Ani bir kararla kendini dışarı attı kahveden.
Sokağa çıktığında kafası karmakarışıktı.Birden babasının o çaresiz sesini duyar gibi oldu.
------ALLAH EVLATLARINDAN ÇEKTİRSİN OĞLUMMMMM.
Beyninin içinde yankılanan sesten birt türlü kurtulamıyordu.
------ALLAH EVLATLARIDAN ÇEKTİRSİN OĞLUMMMM.
Bir an durakladı.Arkasına baktı.çevresini yokladı.Gözlerinden yaşların boşaldığını fark etti.Bir an sendeledi.Son bir kez çevreyi yokladı.Ani bir kararla sokaktan kaçıp kurtulmak geldi aklına.Olanca hızıyla fırladı,karşı kaldırıma geçmek için.Can alıcı bir korna sesi geldi çok uzaklardan.Havalandığını hissetti bir tüy hafifliğiyle.Yere düştüğünde kendisi zaten yoktu.
Ş.URFA1993
YORUMLAR
Bir an durakladı.Arkasına baktı.çevresini yokladı.Gözlerinden yaşların boşaldığını fark etti.Bir an sendeledi.Son bir kez çevreyi yokladı.Ani bir kararla sokaktan kaçıp kurtulmak geldi aklına.Olanca hızıyla fırladı,karşı kaldırıma geçmek için.Can alıcı bir korna sesi geldi çok uzaklardan.Havalandığını hissetti bir tüy hafifliğiyle.Yere düştüğünde kendisi zaten yoktu.
saygılarımla...