BİR EYLÜL SABAHI (2)
Babam geldi aklıma.Senden ayrılmanın hüznünü yaşarken henüz.Bir tebessümle aydınlanıyor yüzüm.Duyduğum acı değil , kesinlikle.Babam… babam… Düşkünümdü , benim.Saçlarımı okşayışı , yanaklarımdan öpüşü ; asla solmasını istemediği bir çiçeğe nasıl yaklaşıyorsa insan, öyleydi . Dokunaklı , sarıp sarmalayan , kuşatan , tarif edilemez bir sevginin , bir şefkatin kollarında bulurdum kendimi.Sevginin , sevilmenin açlığını çekmedim bu yüzden.Seni tanıyıncaya kadar.
Gözlerimden yaşlar boşanıyor birden.Üzüntüden değil , acıdan kaynaklanmayan,Belki ona duyduğum özlemden ötürüdür , ağlamam.Geçmişteki güzel anılardan.Artık geri getirilemeyecek olan.Hemen toparlanıp kuruluyorum gözlerimi. O’nun anısına saygısızlık edermişim gibi geliyor bana.O , asla ağlarken görmek istemezdi kızını , yüreği kaldıramazdı bunu. Gül ki , güller açsın yanaklarında , öyle olayım isterdi hep.
Grip olsam , üşütsem , öksürsem , ateşim çıksa , aklı şaşardı , panik olurdu. Üniversite yıllarımda ödevlerimi birlikte yapardık.Hazırladığım metinleri okurdu .Yararlı olurdu düzeltmeleri. Edebiyata ; özellikle şiire tutkundu , kızından sonra ikinci düşkünlüğüydü belki . Okumamı ister , fikrimi sorardı ; “ güzel “ derdim.O zamanlar ilgi duymuyordum şiire.Aslında. O , anlardı , sesini çıkarmazdı .Öğrenciliğimde sadece not almak için çalışırdım , herkesin yaptığı gibi.Sistem buna zorlardı bizi. Şiir sevgisine , algılamasına zemin hazırlanmazdı ki …
Gurur duyardı benimle babam.Akademik kariyere yönelmemi isterdi.Başarılı olacağıma inandırmıştı kendini.Dileği gerçekleşmiş , fakat O , bu mutluluğu yaşayamamıştı.Kalbine yenilmiş , göçüp gitmişti.Bir iki dergide , bazı gazetelerin eklerinde yayınlanan şiirleri kalmıştı bana.Ki , nasıl olmuş diye sorduğunda ben hep “ güzel “ derdim , anlamaya çalışmadan , irdelemeden.
Ya senin baban ?Aklına düşünce , seyrek de olsa (çünkü sen istemezdin) konuşmalarımızda sözü geçse, ağlardın , felaket olurdu. Teselli etmeye çalışırdım ama işe yaramazdı, durduramazdım gözyaşlarını.Sonraları tabulaştı baban aramızda.Sözü hiç geçmez oldu.Sen adını anmak istemezdin , ben de sen üzülmeyesin diye susardım hep.Seni böyle katran katran acıya batıran sırrın neydi? Hiç öğrenemedim hiç.
Oysa ki bir hayatı paylaşmıştık ikimiz.Bir sevdayı paylaşmıştık.Şair, bu nasıl evlilikti, bu nasıl birliktelikti , çözemedim seni , bulmaca gibiydin.
Ya annen? Onu da hiç konuşamazdık.üzüntüden deliye dönerdin söz açsam… komaya girerdin.O da bir tabu olmuştu aramızda.Ailen, mayınlı bir alan gibiydi aramızda.Patlamaya hazır, serseri bir mayın gibi.
Ah, sır küpü, gizemli kocam.Ah şairim. Yanıyor yüreğim, sensizlikten.Artık dönüşü yok, imkansız hale geldin benim için.
Özelime girme diye yakarışların vardı ki bir.Ağlayışın vardı ki bir.Hele içtiğimizde bir.Ulan erkek dediğin ağlar mı hiç, diye sitem ederdim.Sonra çılgın gibi beni yatağa atışın, kudurgan sevişmelerimiz.Yorgun düşmelerimiz divana.
Mektubunu aldım.Zarfın içinden sadece bir kart çıktı, daha öncekiler gibi, şaşırmadım.”Kendine iyi bak” diyorsun.Önceki ayrılıklarımızda da mektup yazmazdın sen.Kartın üstüne bir şiir yazardın.Öyle söylerdin, söyleyeceklerini.Bu sefer şiir yok.Artık yazmıyor musun?Yoksa yazdıklarını yırtıyor, çöp kutusuna mı atıyorsun?
Bilemiyorum ki , hiç. Bildiğim tek şey şiir yazmadan duramayacağındır. Belki de yazıyorsundur yine.Belki de yüreğinde saklıyorsundur.Of , of , başım ağrılar içinde.Ateşim çıktı galiba.
Lambayı söndürüyorum.Dayanılmaz odu artık anılar.Titreme geldi , üşüyorum,
üşüyorum…
………………………………
Gözlerim kan çanağı.Aynaya bakmaktan korkuyorum.Sakallarım uzamış , kesmiyorum. Ufukta martılar var.Deniz bugün öfkeli.Dalgalar azgın , köpük, köpük .
Ah Eylül… Sen de tükendin işte , tükenmişin tükenmişliğine tanıklık yaparak.Çok uğraştın , çok didindin, olmaz bir şairle en olmazları yaşadın.Anlıyorum ki bin bir özür dilesem ; af dilesem de tutamazdım seni yanımda.Bakışların her şeyi anlatıyordu son günlerde.Anlıyordum , gidecektin. Seni durduramazdım , elimden bir şey gelmezdi.Özüne sahiplenemeyen bir adam , karısına nasıl sahip çıkabilirdi ki.
Ben sana yüreğimin kapısını açamadım. Sırlarım beni boğuyordu.Sürekli tedirgindim.Tetikteydin hep.Olmayacak açıklamaları bekledin durdun benden.Sabrını son zerresine kadar zorladın.Yorgun düştün , yenik düştün sonunda.
Bağışla beni Eylül. Olmaz bir aşıktım sana. Olmazlara karıştım. Kırdım seni , kırdım , incittim.Göz pınarından sular içtiğim. Bağışla beni , hala yaşadığım şiir.
Dursun NADİR
Şubat 2007
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.