Öykü
öykü
“ bir şey yazayım istedim. kendi öykü olsun. adı öykü olsun. öykü doğsun.”
öyle çok sabah oluyordu ki buralarda.. yine de geceler mi çoktu gündüzler mi diye sorsalardı bana. ben;
geceleri çok yaşadım ben. otururdum, okurdum. dinler ve hayal kurardım. hayaller kurdum.
ama en çokta sabah olurdu. hiç istemezdim ama o bize çok sık gelirdi.
gözümü kapardım, -ona yarısından başlamama rağmen- uzun süren gün ve gecenin ardından. birde bakardım ki sabah olmuş.
çocukken; çok merak ederdim gecenin bittiği yeri. ama hiç yakalayamazdım onu. sanki kuş misali bir şeydi o. her seferinde efsunuyla beni uyutur kaçardı gece. o sanki büyülü bir şeydi ve ben dahil tüm çocuklar göremezdi.
hani vardır ya; ‘yatcaz, kalkcaz sabah olacak.’ işte hep öyle olurdu. yatardık, kalkardık. birde bakardık ki sabah olmuş. yine kaçmış olurdu yani.
istemezdim ben görmeden doğmasını güneşin.
şimdi de istemiyorum. ama bu sefer güneşin bu kadar erken doğmasını istemiyorum.
ben uyumadan doğmasın diyorum. uyurken o sessiz ve büyüten karanlığın biraz daha sürmesini, bir şeyleri biraz daha beslemesini, beni biraz daha sarmasını ve daha birçok işi halletmeden gitmesin istiyorum.
gecenin biraz daha konuklamasını istiyorum mesela. başkalarına gerek yok, sadece beni biraz daha misafir etsin istiyorum.
o hep kalsın diyorum. sonbahar gibi. bazıları sevmezler geceyi. aynı sonbaharı sevmedikleri gibi. onu da sevmezler..
cahiller…
oysa bilmezler; öyküler gece doğar!
salina..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.