KITIR İLE ITIR
KITIR İLE ITIR
Gün doğuyor, ev ahalisi yavaş yavaş ayaklanıyordu. Fare Kıtır ile Itır’ın annesi de artık gün boyu bir daha çıkmamak üzere deliğine dönmüştü. Anne fare gece boyunca çok çalışmış ve biraz yiyecek bulabilmişti. Anne fare deliğine döner dönmez yine karşılaştığı manzara aynıydı. Her zamanki gibi Kıtır ile Itır derin derin uyuyorlardı. Anne fare gelir gelmez onları uyandırmaya çalıştı. Ama Kıtır ile Itır’ı uyandırmak anne fareyi bayağı uğraştırmıştı. Nihayetinde Kıtır ile Itır uyandılar. Anne farenin getirdiği yiyeceklerle karınlarını doyurduktan sonra anne fare Kıtır ile Itır’ı karşısına alıp konuşmaya başladı:
_’Kıtır ve Itır artık sizinde bir an önce kendi yiyeceğinizi kendiniz bulmanız gerekiyor.’demiş.
Kıtır ile Itır biraz bocaladı. Kıtır Itır’dan önce davranıp anne fareye sordu:
_’Ne yani, biz nasıl yiyeceğimizi bulabiliriz ki?’demiş.
Anne fare gülümsemiş:
_’Benim gibi Kıtır benim gibi bulacaksınız. Bu sefer Itır sordu:
_’Ama biz senin gibi yapamayız ki kedi bizi hemen yakalar ve yer.’
Anne fare:
_’Yakalayamaz, ben size nasıl yapmanız gerektiğini öğretirim.’
Kıtır ile Itır bir ağızdan itiraz etti:
_’Ya ama biz korkuyoruz, daha bu delikten hiç çıkmadık ki, nasıl yiyecek bulacağız?’demiş. Bu sefer anne fare üsteleyerek:
_’İtiraz istemem, bu gece benimle çıkacaksınız, şimdi biraz dinlenin, gece yorulacaksınız.’demiş.
Kıtır ile Itır çok tembel ve çok kurnaz farelerdi. İkisi kafa kafaya verip bir plan yaptılar. Itır yalancıktan başım ağrıyor diyerek yattı. Kıtır da ondan aşağı kalmadı. O da midem bulanıyor numarası yaptı. Anne fare bunun bir oyun olduğunu bildiği için öncelikle bir şey yapmadı. Gece yine yiyecek bulmak için delikten yalnız çıktı. Biraz zaman geçtikten sonra anne fare koşarak delikten içeriye girdi. Kıtır ile Itır henüz uyumamışlardı. Annelerine ne olduğunu sordular. Anne fare farkında olmadan zehirli ekmekten yediğini söyledi. Korku ve telaşla öleceğim diye ağlamaya başladı. Kıtır ile Itır da çok üzüldüler. Anne fare yatıp dinlenmeye çalıştı, arada bir öksürüyor, biraz ah, biraz vah diyor, Kıtır ile Itır’ın ödleri kopacak gibi oluyordu. Anne fare az zaman sonra Kıtır ile Itır’dan biraz peynir istedi. Ama Kıtır ile Itır peyniri nasıl getireceklerini bilmiyorlardı. Anne fare Kıtır ile Itır’a peynirin yerini tarif etti. Anne fare peynir diye inliyor ardından Kıtır ile Itır’a:
_’Bu sizden anneniz olarak son arzum.’diyordu.
Kıtır ile Itır hemen delikten çıkıp anne farenin tarif ettiği yere doğru ilerlediler. Tezgâhın üstünde duran peynirin kokusu Kıtır ile Itır’ı kendine çekiyordu. Ama bir sorun vardı: evin kedisi. Kedinin dikkatini çekmeden peyniri almak lazımdı ama nasıl? Düşündüler fakat bir çare bulamadılar. Kıtır şansımı deneyeceğim diye inatla tezgâha doğru ilerledi. Fare kokusunu alan kedi Kıtır’ı gördü. Kıtır peyniri kopardı, tam gidecekti ki işte o anda kedi kötü kötü miyavladı. Kıtır inat edip peyniri bırakmadı. Kedi tek sıçrayışla tezgâhın önüne hopladı. Kıtır hemen o an olduğu gibi kaçtı. Kıtır çok korkmuştu. Soluk soluğa Itır ile beraber deliğe döndü. Anne fareye peyniri getirip verdi. Anne fare ayağa kalkıp gülümseyerek dedi ki:
_’Bakın isteyince her şey oluyormuş değil mi? Gördünüz ya çocuklar istemek başarmanın yarısıdır. Siz yeter ki isteyin istekleriniz mutlaka bir gün gerçekleşir. Önemli olan inanmak ve istemek.’demiş.
Peki ya bundan sonra ne mi olmuş? Bundan sonra Kıtır ile Itır çalışkan mı çalışkan birer fare olmuş. İstemişler ve başarmışlar. Unutmayın istemek başarmanın yarısıdır.
ARİFE BOLAT
TOKAT/ERBAA
[email protected]