- 617 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ONLAR TEFECİ DEĞİL
Dört kardeşin en büyükleriydi.Babasının okumalarını çok istediği üçü erkek biri kız dört
kardeşlerin en büyük erkek çocuğu.
Ülke şartlarının kötüye gittiğinin bilincinde olan baba,onlara üniversite okutamayabileciği
ni düşünüp,gerektiğinde erken hayata atılabilmeleri için Ticeret Lisesi’nde okuttu.
Mezun olduklarında da zaten uygulanan katsayı engelinden dolayı üniversiteye girmek
mümkün olmayınca zorunlu olarak erkenden iş hayatına atıldılar.Tabii önce en büyükleri.
Bir tekstil firmasında işçi olan anne aynı firmanın idari kadrosunda iş buldu oğluna.Kısa sü-
rede tekstil üzerine kendini geliştirip,kendi başına bu işi yapmaya kalkıştı delikanlı.Atölye sahibi iki ortak arkadaşa üçüncü ortak oldu.
Büyütmek istedi işleri.İlerletmek ve ilerlemek istedi.İhracat bağlantıları kurabileceğini ka-
nıtladı.Büyük siparişler bağlama noktasına kadar geldi.Daha fazla para gerektiği gerçeği
karşılarına çıktı.Gördükleri ışık gözlerini adeta kör etti.Öyle ki ; Amerika’ya,İngiltere’ye
ihracat yapmaları söz konusuydu.Hem de yüzbinlerce dolarlık siparişler.
Parası olan bir başka ortak arandı.
- Benim çok param var.İş yapmayı da severim.Lakin ,kar ettiğinden emin olmadığım işe
ortak olmam dedi S.B.isimli, aynı zamanda oto alım-satımı da yapan bu kişi.
- Çok para kazanacağız.Amerika’ya,İngiltere’ye ihracat yapacağız,diye yırtındı genç
çocuk.Gelin bu fırsatı kaçırmayın,ortak olun bize....
- Size bir müddet borç para vereyim.Çalışın,kazandığınızı göreyim,ortaklığı o zaman düşü
nürüm....
- Faizle para almak bize göre değil....
- Ben tefeci değilim..diye itiraz etti hemen.Faizle para vermem zaten.Euoro olarak senet
alırım sadece.O da hak geçmesin diye.
Cazip geldi bu teklif.Sevindiler genç çocuk ve ortakları.
S.B.işyerlerine geldi.Çalışma ortamı görüldü.Eksikler,gereksinimler kontrol edildi.Bu arada
gencin nereli olduğu,annesinin-babasının-sülalesinin gayrimenkulleri olup olmadığı gizlice
yoklandı.Ve para musluğu açılıp her defasında da senetleri alındı.
Gerçekten büyük siparişler alındı.Yüzbinlerce dolarlık girdiler gerçekleşmeye başladı.Daha
fazla büyümek için daha çok para harcamak gerektiği kabul gördü.İş yeri daha modern
görünüme kavuşsun diye büyük paralar harcandı.Bu arada kulpuna getirip teminat olsun
diye bir de açık senet verildi S.B.’a.
Ve babaya ancak o günlerde sürpriz yapıldı.Böylesine büyük ihracat yapan bir firmanın ortağı ve en yetkili yöneticisi olduğunu övünerek söyledi delikanlı.Baba,bu paraları veren
adamın art niyetli olabileceğini,dilediği zaman iplerini çekebileceğini söylediğinde ;
- Hayır baba.S.ağbi öyle biri değil.Asla tefeci falan değil.İleride o da yasal ortağımız olacak
sen merak etme,diye ikna edilmeye çalışıldı.
Ve gün geldi.İngiltere’ye en büyük sipariş partisi hazır edildi.İngiltere’den gelecek paranın miktarı eldeki senetlerle ve açık senetle birlikte tamamlanarak ’tefeci olmayan ’ S.B. tarafından el konuldu.
O siparişin yapılması için kumaşçılara,aksesuarcılara,fason atölyecilere ve işçilere borç-
lanılmıştı.S.B.tereyağından kıl çeker gibi paranın tamamını cebine indirip ortadan kaybolu
verdi.
Hacizler,icralar derken mafyalar-eşkiyalar delikanlının peşine düşüverdi.Kaçabilirdi isterse.Baba devreye girdi.Aile ocağı satıldı.
Giden gittiğiyle kaldı.Eşkiyalar ganimet derdine düştü.
Ve hep aynı şey söylendi : ’Onlar tefeci değil’
Evet,bence de değil. Onlar öyle birilerinin çocukları ki , kaderin düşürdükleri biçare-za-
vallı hayat kadınlarının falan değil,o işi zevk için yapan,fuhuşu marifet olarak kabul eden
ahlak fukaralarının, o.........ların çocuklarıdır ancak.........
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Çok haklısınız... Bu durumları devletin bir düzene otturtması lazım, yoksa biresel duyarlılıklarla bu işlerde bir çözüme ulaşılmaz...
çok az kişi vermesine rağman, her dün onların önünden binlerce insan geçiyor, yüzde biri br şeyler verse bile, her gün servet sahihi olacaklar.Dinimiz yardım etmeyi emrediyor da, gerçek ihtiyaç sahibini bulmayı emretmiyor mu acaba?