- 887 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Buğulu Cam Batan Güneş Sessiz Gar
Başını dayadığı buğulu camdan gecenin karanlığından nerede olduğunu kestiremediği yeri izlemeye koyulmuştu. Yaralarını hatırlatıyordu her şey ona. Yorgun çocukluğunu, korkarak bindiği otobüsün yavaş gitsin de geç varsın deyişi hatırlatıyordu. Geç varsın hayallerime,zorlu duraklardan geçmesin deyişini.. daha o çocuk yaşında..
Şimdi ise; yavaş giderek hayallerine varacağını sandığı otobüsle gittiği yerden,mutlu mu mutsuz mu onun bile anlayamadığı bir ruh hali ile geri dönüyordu çocukluğuna,çocuk yaralarına… o ilkleri yaşadığı ilk yere… yıllardır özlemini çektiği ama özlediğini kendinden bile saklamaya çalıştığı,”yalan” dediği geçmişine… Artık,hayallerim demek zorunda olduğu yere… Onca yıl kaçtığı,giderken “geri dönemeyeceğim” dediği yere… O ilklerini bıraktığı,ilk sevdasını bıraktığı yere… Dönüyordu işte,söz verdiği için..dönüyordu… sözünü tutmanın sevinci ile kaybetmenin üzüntüsünü alarak yanına..işte en güzel diyalektik dediği yere…
Her çukura girdiğinde otobüs,tepindiriyordu başını buğulu cam. pek de şikayetçi görünmüyordu halinden ama içinden kim bilir çocukluğundan başka neler geçiriyordu.kimseler konuşmuyordu sessizce delerek karanlığı ilerliyordu otobüs belki de o ilk gün ışığına varacağını düşünerek onca yolcu.Şoför bu sessizlikten pek hoşlanmamış olacak ki o an geçtikleri yerin yerel radyolarından birini açtı. "gecenin yolcusu" diyordu kendine radyodaki adam ve onu dinleyen herkese... "gecenin yolcusu". daha önce kimsenin dinlemediği bir şarkı çalmaya başladı radyoda sonra... daha keman sesinin sessizliği deldiği ilk anda herkes daldığı hayallerinden uyanarak keman eşliğinde tekrar daldı... o bitmeyen,tükenmeyen hayallerine.. onları oraya götürecek duraktan çıkmışlardı yola zaten ve kim bilir hangisi hangi hayali için yürüyordu karanlıktan o ışığa ulaşacağı düşüncesiyle...
uyandığında güneş yükseliyordu karlı dağların ardından...Dün gece hayallerinin kırıntılarını gördüğü rüyasının etkisinde buğusu çözülmüş camdan izlemeye koyuldu güneşi...saatine baktı ve özlemlerine kavuşanın vaktinin geldiğini anladı..birazdan güneşin doğduğu ilk kente usulca adımlarla inerek otobüsten varacak ve sayamadığı o kadar yüz arasında tanıdık birilerini arayacak...sonra... sonrası... sonrasını düşünecek mecali kalmamıştı...daldı..daldı...
otobüs gara vardı.Herkes indi.muavin ; "Abla son durak" dedi.Duymadı... muavin bir kaç kere tekrarladı; "Abla son durak".. Duymadı... "Abla son durak".. Duymadı... Cam buğulandı,Güneş Battı,Gar boşaldı...
Sessizlik...Dünyada bir kız çocuğu ölümü sessizliği...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.