Şimdiye kadar hiç kimse taklit yoluyla büyüklüğe ulaşamamıştır. -- samuel johnson
Zeynep Tavukçu
Zeynep Tavukçu
@zeyneptavukcu

ÜZGüNüM...

16 Ocak 2007 Salı
Yorum

ÜZGüNüM...

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1856

Okunma

ÜZGüNüM...


Üzgünüm...
Hem de çok..
Tariflere sığamayacak kadar...
Elimden alındı tüm oyuncaklarım. Sessizliğim ve yalnızlığımın eşliği dışında oyun evimde ki herşeyi aldılar bir söz ile. Gerçi söylediklerim okunduktan sonra sessizliğimi de alacaklar ya elimden, neyse.. Biraz daha vaktim var kahvemi içerken dinginliğin tadını çıkarmaya. Gelecek cevapların uğultusunun uyanmasını beklerken, karşı koyacak gücü toplamama yetecek kadar hem de.
Kapımın çalmasını bekliyorum. Oyuncaklarımın alındığı oyuncak evimde...
.........

Bekliyorum elimden alınırken kırılan oyuncaklarımın süprüntüleri arasında. İçmediğim sigaranın evime dağılmış dumanını çekerek içime..
Oyuncaklarım ki, verilen alanlar üzerinde hayallerimle yarattıklarımdı.. Var olanları, baktığımda albenisi olsun diye kendi desenlerimle ilmek ilmek işlediğim. Doğum sancılarını; şımarıklığımın en üst raddesinin ilaca dönüşmesinden oluşan gülümsememle, serumuma karıştırmadan binlik altın vuruş dozunda lokal olarak içmemle dindirmiştim. Keyif içinde, şevkle. ..

Üzgünüm..
Pek direndiğim söylenemez vermemek için.. Direnmemin de anlamı yoktu. Seçeneklerin fazlaca sunulmadığı bir ortamdaydım. Hani vardır ya, filmler de izlemişizdir ; ’’Gohtika’’ da mesela. Cam duvarlar arasında bırakılırsınız, herşey şeffaf kandırmacası adı altında.. Kobay gibi, tüm fiziksel ihtiyaçlarınız karşılanır. İlk andan itibaren gözetime tabiisinizdir. Doğal olmanız beklenir sizi izleyenler tarafından, kendilerince gerekli gördükleri kurallara harfiyen uymanız şartıyla.
Ki, bu ortama o camlardan ’’özgürce!’’ bakabileceğim hevesi ile gelmiştim. Bakarken, bakabilmenin keyfini sürerken, oyuncaklar yaratıp metrekaresi belli odamda, renkli düş/ünce/lerimi bırakıyordum parmak izlerimle dolu camların arasına.
Ki, bir jilet kalınlığı idi o camların arası.. Sıcak nefesime takılıp dışarı akan harflerimle genleşip, genişlemesi için dayamıştım dudaklarımı aralığa. Heyecanımdan olsa gerek gittikçe sıklaşarak, titreyişlere dönüşüyordu soluklarım. Haz alışıma eşdeğer yükselişlerle büyüyordu camdan odam. Odalarım. Ve son hali evim.
Büyüdükçede karşıma geçip izleyenlerim artıyordu. G/İzle(n)meyi hep mecburiyetten sevmişimdir. Noktalar bıraktım benden sevgimle kokularını salan, izleyenlere. Her izleyen kokunun hoşluğuyla sarhoş camdan duvarlarıma yaklaştı. Gör/mey/en gözlerle beni, burunlarının doğrultusunda.
Tütsülerimin yandığı kumlarımın üstüne, kendi düşlerinin tütsülerini yakıp bıraktılar. Renk renk uzun mumlarla dilek dilediler bana özel. Alevin de ısınayım, görebileyim daha net diye. Oyuncaklarımı süslemem için kendi sandıklarında sakladıkları pulları, boyaları, kagıtları, kalemleri çıkardılar. Önüme sürdüler almam için, hatta çağırdılar beni gel al diye. Paylaştılar benle. Çağırmaya korkanlar unutmuş gibi yaptılar köşelerde bazen de. Hepsi de sevgimle kaldı. Saygımdaydılar da şüphesiz.
Ben evimi çok sevdim. İzlernirken izlediklerimle, izlerken izlendiklerimle, parmak izleri(m)(y)le dolu cam duvarlarımın arasında çok mutlu oldum. Şımardım, şımartıldım. Oyuncaklar yarattım. Allı, morlu, güllü, melodili. Her köşesine sindi kokum. Her hücresi ben koktu.
Sınırsız şımarıklığımla çoştuğum, düşlerimi saldığım, özgürce gülümsediğim hiçlik ülkem oldu evim. Sesli öpüşlerimin geçtiği komşuların duymasından sakınmadığım odalarım, sabahın beşinde aydınlanmaya başlayan bitmesini istemediğim geceye inat. Dolunayın doğuşunu seyrettiğim, doğduğunda uluduğum, yıldızları seyredip, yağmurlarımın yıkadığı çatımda şafakla öten kuşlarımın cıvıltısı . Sevgilimin sevecen, istekli, kızgın, eskilerin acı küf kokusu ile dolu nefesleri ile buğulaşan camlarımın, yüreğimde ki sınırsızlığına tezat dar alanlarıyla sınırlı evim.
.........
Sinen koku dışında boşaltılan evim.
..............
Esen tatlı meltemlerin eşliğinde melodi ile çınlayan camdan şeritlerimin asılı olduğu, sıcak kahvemin uyandıran kokusunu sevemediği halde ben için tahammül ederek çiçeklerimle bezeli kapımdan içeri girdi.Tercih hakkımın olmadığı doğruları sundu gözümün önüne; kopyalanarak saklanması istenen, örneklerle dolu, ciddiye almam gereken celb öncesi uyarı dilekçesi ile; parmak izinin parantez içine alındığını belirten kırmızı puntolarla süslü mavi üniformalı.
.............
Sandığımdaki hiç kullanmadığım parmak izi bırakmaması amacıyla hazırlanmış eldivenlerimi giyiyorum artık..
Ta ki parmak izimin doğru okunabilirlik seviye rapor(yorum)um gelene kadar!
...............
Üzgünüm...
Hem de çok..
Oyuncaklarım için değil artık.
..
Üzgünüm...

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Üzgünüm... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Üzgünüm... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÜZGüNüM... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
moonspell
moonspell, @moonspell
19.1.2007
fazla söze gerek yok .bir iz var bu yazıda adını bir türlü adını koyamıyorum.anlatılandan çok başka yerlere ulaştırma arzusu.senin yazılarında şu dikkatimi çekti yazdılarında kelime oyunları varmak istediğinnin dışında tam aksine bir gidiş var gizlice.
DemAN
DemAN, @deman
17.1.2007
Selam olsun bu güzel duyguları dizelere aktarmış yüreğe... Çok beğenerek okudum, düzgün elit ve hoşça okunabilirlilk bir yazımdı, teşekkür ettim böyle güzel bir yazıyı okuma şansı verdiğiniz için.
Sevgilerimle
karya
karya, @karya
16.1.2007
sevgili nerio bu güzel yorumun üstüne bir şey denemez elbette ki katılıyorum her birine

eklemek stediğimse devrik cümlelerin ve sözcüklerin akıcılığıydı

durgun öykü sayılabilecek iyi bir yazı

saygılarımla
nerio
nerio, @nerio
16.1.2007
Çok güzel,çok akıcı, içten, imla kurallarını es geçmemiş bir öykü...Zihin akışı.... Sanırım yeterli.Beğenimi klasik tebrik sözleriyle kısıtlamak istemedim. Yazınıza haksızlık olurdu... Çok beğendim, teşekkür ederim...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.