ÇOCUK
O gün hiç kalmak istemedi çocuk.Pazardı ve arkadaşlarıyla yasaklı dereye yüzmeğe bile gitmek istemiyordu.Kalktı.Yattı yeniden uyudu.Aralarda bakıitı bi.Hala gitmemşti yorgunluğu.Öyle yorulacak ne yapmıştı ki diye düşündü bir zama dizlerinin üzerinde.Bir omuzlarına oturmuş kalkmıyordu.attı yine.Kaç kere böyle olmuştı hatırlamıyordu.
Kalktığı zamanı ikindi eza nında bildi.Fırladaı aniden.Hava sıcak ve boğucuydu.Arka bahçeye gitti.Sağa sola dolandı.neden bilmiyordu.Kşmse yoktu evde.Bir şeyler atıştırmak için tekar eve girdi bahçeden.ekmek sepetine davrandı,çekti elini.İştahıda kapanmıştı.Bir pas vardı ağzında.tiskindi.Bir yudum su aldı.Tekrar bahçeye çıktı.Bir sezsizlik sinmişti güne.Serçeler dahi kıkırdaşmıyorlardı.Yürüyen bir karında dahi görmedi.Sezsizliğe uzattı kulağını.Daha da sıkıldı canı.Öf dedi.Girdi eve dönerek al acele giyindi.San ki evonunevi gibi değilmiş gibiydi.Cevredeki dört kahvenin radyoları susmuştu.
Vardı bir şey.Bu ev onu sıkıyordu.Bir karabasan gibi çökmüştü üstüne.Ev evlikten çıkmıştı.yine sağa sola dolandı.Sıkıntı hala ordaydı.Bırakmıyordu.Ayaklarını sürüyerek
iri tahta kapıya yöneldi.Hızla açtı.Karşı fırındaki laz ustalar türküleriyle yoğuruyorlardı ekmeğin hamurunu."TABANCAMUN SAPUNİ ÇÜLLE TONATACAĞUM,alacağum başka yar senu unutacağum".İçi ısındı biraz.Durdu.Gerindi fırına karşı.Sonra utandı ekmeğe karşı gerinmesinden.Hızla yola koyuldu.Koça Tahta kapının çarpmasıyla uyuklayan tüm canlılar
haraketlendi.Ağaçlardan bir sürü serçe yere indiler.Karıncalar gece gelebilir korkusuyla sıklaştırdılar adımlarını.Ağustos böçekleriara arda kızıl bir gün seranad’ına başladılar.Hafif bir ses geçti dut yapraklarından.İkindi ezanı bitti.Kasabanın dindarları huşuyla koşuştular.Bir karga sürüsü geçti,yağmur yağma ihtimali yokken.Durdu.Elleririni ceplerine sokarak yürüdü.Arnavut kaldırımları,öğle sıcaklığını sunuyordu akşam üstüne,ince şaplıkösele ayakkabılarının altından.Hala içinde bir sıkıntı vardı.Başı sanki bir ateş yalazasındaydı.Hızlandırdı adımlarını.Daha oynamak için zaman vardı,veya yüzmedeler diye geçirdi içinden.Hiç bir ihtimal sıkıntısı alıp gitmiyordu.Hızla döndü yolu.
Okul bahçesinin içindeki evde,müdür çiçekleri suluyordu.Nereye diye sorulma korkusuyla eğilerek geçti.Eğik başına kaldırdı.Arkadaşının babası bir kaç mahallelinin desteğiile yürüyordu.Bir an durdu.Akif amcanın içki içmediği geldi aklına .utandı.Hasta olmalı diye geçirdi içinden.Herhalde ikindi namazına getiriyorlardı.Bira yaklaştılar.Adamın yüzüne
kara siyah bir perde inmişti.Gözleri kapaklarının altına gizlenmişti.Birden kaltı gözkapakları.Gözgöze geldiler.gözleri kan kırmızıydı.Kıvır saçları kulak arkalarına yaslanmıştı.Am ma dedi.Büktü ufak dudaklarını.Akiif amca içmez dedi kendine.Yanaştı .Daha yakından baktı.Onu tanımıştı adam.Doğruldu ve inanılmaz bir hamleyle sarıldı.bir sır gibi söyledi çocuğa;NASRİ BOĞULDU,NASRİ ÖLDÜ.
Bir daha hiç gitmedi dereyeHiç unutmadı adını.Nasri.ölmüştü.
Tüm gün yaşadıkları geçti içinden.Okul duvarının kenarına yıkıldı.
İlk defa orda isyan etti zamana.
Nasri ölmüştü.