SESSİZ ÇIĞLIK
SESSİZ ÇIĞLIK
Şehri hüzünle seyreden, görkemi ve yalnızlığıyla kendine yoldaş arayan,bakışlarındaki
duygu yoğunluğu ile sevimlilik uyandıran bir çocuk.
- Merhaba, dedim.
Belli ki utangaç.Elinde bir buket renk çümbüşü.Gözlerini umarsızca benden ayırdı.Bir taşın
üzerine oturmuş aşağısı uçurum.Şehre dalgın dalgın küfreder gibi bakıyor.Yalnızlığımı onunla paylaşmak istiyorum.Yüzünde saf, tertemiz bir duygu hakim.Tekrar yaklaşıyorum:
-Merhaba.
Yüzünde tatlı bir tebessüm sadece.Gözlerindeki heyecan ve mutluluk beni alıp götürdü benden.Gökyüzüne bakıyor ,anlamaya çalışarak.Usulca yerinden kalktı.Başka bir yere çö-melerek, taş atmaya başladı uçurumdan aşağıya.Bir bana, bir uçuruma bakıyor.Attığı taşın mesafesini göstermek istiyor sanki.Ya da ben öyle anlıyorum... Bilmiyorum...
Elindeki çiçek buketini bana uzatıyor.Onu kucağıma almak istiyorum.Öğrenmek istiyo-
rum merak ettiklerimi. Bir öpücük konduruyorum yanağına.Anlamsızca bana bakıyor sanki
İndi kucağımdan koşarak bir papatya verdi bana.Sanki bütün iletişimlerini çiçeklerle ger-
çekleştiriyordu.Ve sanki insanlara bir mesaj veriyordu kendince işte.Elime tutuşturulmuş
çiçeklerle bir anda kalakaldım.Sekerek bir keklik gibi , el sallayarak gidiyordu. Bir iki adım-
dan sonra bana dönerek tekrar hoşçakal diyordu gülümseyen yüzüyle.
Oturdum ona bakarak, gözden kayboluncaya kadar.Gözlerim bulutlandı.Kimdi, neden
yalnız başına buraya gelmişti? Neden çiçekleri bana bırakıp da gitti? Kendimi yapayalnız hissettim o anda.Yaşam nedir? Mutluluk çok zor mu? Yaşama sevinci...
Keşke bir çocuk duyarlılığıyla yaşama sımsıkı sarılabilsem ,diye düşündüm.Bunu yapabil- mek çok mu zor acaba...