takip
Dört arkadaş masaya oturmuş, karşı masada birisini gösterip gülüyorlar. Bütün masaların dikkatini çekiyorlar. Belli ki güldükleri kişi tanıdıkları birisi. Hava ağır bir karbonmonoksit atlında. Güneş pencereden kendini göstermek istercesine vuruyor yanlardan. Perdelere takılmasa hemen atlayacak içeriye.
Elinde gazetesiyle masada kel kafalı bir adam. Sağ eli yanaklarında sol eliyle gazeteyi tutmuş, bir taraftan gazeteyi okurken, etrafı kontrol ediyor. Pencerelerin kapalı olmasına dayanamayarak, güneşi içeriye davet edercesine perdeyi çekip pencerenin birini yanlara doğru açıyor.
Vakit öğleye doğru. Dört arkadaş fısıldaşıyorlar. Biraz sonra ayağa kalkıp çay parasını ödediler. Önde giden siyah bir palto giymiş. diğerleri üzerlerine ne bulurlarsa geçirmişler sanki.
Bende peşlerinden dışarı çıkıp izliyorum. Bugün iz sürmek geliyor içimden. Hava açık ve güneşli. Önce parka dalıyoruz. Park insan kokuyor. Sanki bayram yeri. Çıkıyoruz. Vakit öğle sonu...
Önce şehrin güneyine doğru yolculuk. Yolculuk çok kısa sürüyor. Bir lokantadayız. Yemekleri yedik. Bakışmalar. Ben tanıdık biriyim sanki. Bana bakıp gülüyorlar. Yan gözle takip ediyorum.
Karanlık çökmeye başladı. Önce dağ yoluna giriyoruz. Oradan 3. sınıf mekan olduğu belli olan birahanedeyiz. Ay masa lambası gibi net ortaya çıkmış, insanlar gülüşüyor. Yıldızlar altında ve uzaktayız. Şehir ardımızda kalmış. Şehrin ışıkları uzaktan masal gecelerini andırıyor. Gece ilerleyen saatlerdeyiz. Kafalar çakırlaştı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, 3. sınıf bir birahanede müşteri profilleri değişmeye başladı. Lüks giyimli ve sarışın bayanların geç saat mekanı besbelli. Ayrılıyoruz. Işıklar ışıkları takip ediyor. İzler kaybolmadan, daha tazeler.
Yolun kenarında bir nehir kenarında küçük, Teksas filmlerindeki kasaba bankalarına benzeyen bir bankanın önündeler. Ben sırtımı nehrin karanlık sularına vermişim. Onlar işlerini yapıyor. Biraz dolaşıp, araba lastiklerine işiyorlar. Tam yanımda gülüşmeler. Soluğum enselerinde. Bekliyorum.
Paltolu olan cebinden metal bir şey çıkarıyor. Ay ışığında parlıyor. Kapıya gelince kendine camın aynasında bakıp, poz veriyor. İçeri geçmek için kapıya yükleniyor. Kapı direniyor. İşaret edince arkadan geliyorlar. Bir silah sesiyle cam kırıkları. İçeriden sirenler çalıyor. Ekipler... Kelepçeler. Ben gecenin yarısıyım, karanlığın içine gizleniyorum. Sesler kesildi. Eve gitmeliyim.