ŞANSLI KIZ
--------------------------------------------------------------------------------
İlklerin ilk günüydü ilk yan yana gelişleri .
Birbirlerini kıskanarak seyrettiler.
İkisinde de siyah önlük, beyaz yaka ,pırıl pırıl ayakkabılar.
Neredeyse kendilerinden büyük ,belli ki birkaç yıl idare etsin düşüncesiyle alınmış, tüm kabalıklarına rağmen onların o minicik parmaklarının arasında sevimli bir şekle girmiş çantaları.
Uzaktan bakıldığında o kadar güzeldiler ki .
Biri sınıfın en şişmanı diğeri ise neredeyse en zayıfıydı.
Şişman olanın kısa saçları üzerine kocaman bir beyaz kurdele tokalarla tutturulmuş ,zayıf olanın ise uzun saçları özenle örülmüş uçlarına bağlanmıştı beyaz kurdeleler.
Kıskançlık buna değildi .
Zayıf olan “keşke onun gibi olabilsem “diye düşündü.Bıkmıştı tabak ellerinde peşinde dolaşılmasından,yesene kızım sözlerinden.
Şişman olanda aynı şeyleri düşünüyordu.” onun gibi olsam o zaman kimse büyüyünce pişman olacaksın bu oburluğundan demezdi”. Neden pişman olacaksa, bunu da hiç anlamış değildi. Yorulmuştu.
Hiç alışık değildi böyle kımıldamadan ayakta durmaya .
Müdür bey demişti annesi okula yazılmaya gittiği gün .
O adam konuşuyordu.
Dinlemeye çalıştı.
Sıkıldı ve yine yanındaki o şanslı kıza çevirdi gözlerini .
Aman Allah’ım ! bu kıza sinir olmaya başlamıştı .
Boynunda, annesinin dantel ördüğü parlak beyaz ipe geçirilmiş ,bir kenarı yakasının kenarındaki fistolar gibi girintili çıkıntılı olan bir silgi asılı duruyordu. Oysa onunki çantasının içinde duruyordu .Üstelik kenarı da onunki gibi fistolu değildi
O bunları düşünürken şanslı kızın yanına , kucağında ki bebekle bir kadın sokuldu “ kardeşin huysuzlanıyor ben eve gidiyorum “dedi.
Bir an için acıdı şanslı kıza .
Birden aklına geldi.
Geçen akşam annesi ve babası sana bir kardeş getirmeye karar verdik ne dersin diye sormuşlardı. Daha o fikrini söylemeden annesi bir kardeşi olursa kendisinin abla olacağını ve kendisi ile birlikte o evde sorumlulukları paylaşması gerektiğini ona göre karar vermesini söylemişti.. Bu çok hoşuna gitmişti .Hem onun fikrini soruyorlardı .hem de annesi gibi olacaktı.
Buna sevindiğini söyleyivermişti.
Şanslı kızın başına geleni görünce bu kararından pişmanlık duydu. Onun annesi eve gidiyordu. Oysa kendi annesi duvar kenarından gülümseyerek ona bakıyordu. Ama yinede şanslıydı işte, eve gittiğinde oynayacak bir kardeşi vardı.
Kızın annesi devam etti “çıkışta ablanla beraber gelirsin. “ Bu kadarı da fazlaydı . kardeşi,ablası ve birde bir kenarı fistolu boynunda asılı silgisi vardı.
Annesi kardeşi ile birlikte uzaklaşırken arkalarından baktı sonra gözü yanında duran şanslı kıza takıldı. Duvar kenarında duran annesine el sallıyordu şanslıydı işte annesi hala yanındaydı .
Eli boynunda asılı olan silgiye gitti.
Şanslıydı yanındaki kız.
Onun yeni silgisini dişleyecek bir kardeşi yoktu.
Oya Özpoyraz
__________________
Yalnızlık paylaşılmaz.
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.
YORUMLAR
Hayatın farklı bir yerinden farklı bakan bir kalemin, tüm farklılıklara rağmen sergilediği farkındalığa hayran bırakıcı ifadeler okudum. Bu kadar grift bir anlatım ancak yüksek bir zeka ve becerinin ürünü olabilir. İlerde çok daha iyi yerlere gelebileceğinizi ve o günlerde bana belki bir kitabınızı hediye edebileceğinizi düşünüyorum. Acizane tebrik ederim.
Selam ve saygılarım ile.