- 1239 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
BABAMA
Saçlarına ak düştüğü ilk günü bilirim. Balkonda oturmuştun. Sigara yakmıştın derin derin çekiyordun. Babaannemle annem ağlıyordu. Senin gözlerine acı oturmuştu. Ben senin yanında ağlayamadım. Tuvalette ağladım kimse görmeden. Abimler konuşmuyordu suçlu gibi. Ben salonun penceresinden sana bakıyordum. Sonra gidip yine ağlıyordum. Ben ağladıkça senin saçlarında ağlıyordu. Korkuyordum; katil mi olacaktın? Biz kötü yola mı düşecektik? Çocuk kalbim filmlerden öyle görmüştü. Sen hala hiç bitmeyen sigaranı çekiyordun ve çok uzaklara bakıyordun. Babaannem dizlerini dövüyordu. Ben sık sık tuvalete gidiyordum. Çocuk aklımla gizli gizli orada ağlıyordum. Sonra gelip anneme kızdın ağlama diye. Rüşvetle suçladılar dedin. Ben o zamanlar rüşvetin ne olduğunu tam olarak bilmiyordum. Sonra öğrendim. Sen karar siyasi demiştin. Solcu olmak suçmuş. Solcu olmak neydi onu da bilmiyordum. Ama bizim paramız yoktu ki hem senin işyerinden yolcular giderdi. Kimse fazla para vermezdi. Ben o zamanlar yolcu otobüslerinin hepsini senin sanıyordum.
Bütün yüküne rağmen herkesi teselli etmiştin. O gün seni işten çıkardıkları o gün simsiyah saçların beyazlamıştı. Biz o gün siyah saçlarının bedelini gerçek bir aile olarak ödedik. Ve o günden sonra hep çok çalışarak beyaz saçlarına hoş geldin dedik.
Parasız kalmıştık işin kötüsü umutsuz da…! ! Sen ne yapacağını bilmiyordun. Herkes müdürünü vurmanı söylüyordu. Ama sen insan öldüremezdin ki. Günler böyle gidiyordu. Bir gün Hasan amca geldi, seni teselli etti.Sonra bir gün Hasan amca yine geldi. Bir kamyon odun getirmişti bir de iş. Çok sevinmiştik. Hasan amca faşistmiş. Ben o zamanlar faşistin ne olduğunu da bilmiyordum. Sen artık eskisi gibi geceleri işe gitmiyordun. Akşamları bizimle oluyordun buna seviniyordum. Ama sabahtan akşama kadar dışarıdaydın. İnsanlara umut dağıtıyordun. Kimseye muhtaç olmamıştık ona seviniyordun. Abimlerle okul çıkışı sana yardıma geliyorduk ve büyüyorduk. Artık ikimiz çalışıyorduk. Bazen soğuğu iliklerimizde, güneşi kemiklerimizde hissediyorduk. Sen bana çalışmayı öğrettin, güveni ve mücadele etmeyi. Büyüdüm baba…! ! ! Solculuğu öğrendim, faşizmi ve rüşveti de…Senden sonra daha niceleri çıkarıldı işten, bin bir çeşit bahanelerle. Görüyordum ki kararlar hep siyasi oluyordu. Sağ ya da sol farketmiyor gariban eziliyordu.
Ama ben o yaşadıklarımızdan şunu anladım. Senden şüphem yoktu. Ne kadar güzel şey varsa senden öğrendim. Sen insandın. Hasan amca da insandı. Bunu bana üç yıl yaktığımız odunlar ve 45 yıldır bitmeyen dostluğunuz söyledi. Bir de şunu öğrendim baba, gerçek dostluklar zor günlerde belli oluyordu. Gerçek ailelerde de zor günler için kuruluyordu. Ben insan olmayı senden öğrendim, insanlıktan öte bir şey yok baba….
Leyla AKGÜL
Hayal Kültür Sanat Ve Edebiyat Dergisi - Yıl 2005 . Sayı 11-12
YORUMLAR
Sevgili Akgül,insanın içinde bir yerleri sızlar sızının neresinden geldiğini anlamaya çalışır ama sanki bütün vücudunda gezinmekte sanır..Okudum okudum bir kez daha okudum..Yüreğinize sağlık hüzünlü bir anı yazısı ama katılıyorum sevgili Başçı'ya etkileyici..
Gerçek dostlar karanlık günlerinizde davetsiz gelir demiş bir düşünür ve bir diğeri de en karanlık saatinizin 60 dakikadan fazla sürmeyeceğini unutmayın demiş bir diğeri de ve babanız ne şanslı ki sizin gibi evlatlara sahip..
Sevgiyle ve sevdiklerinizle kalın her zaman sevgili dostum sevgilerimle..
Çınar GÖLE