- 814 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Ön Yargı
Zamanın bir yerinde yaşayan, bir oğlan ve dünyalar tatlısı bir kız. Köyleri ile
aralarında sadece bir ağacı bol olan dağ. Tesadüf o ya günlerden bir gün
Hatice olan kızımız çok sevdiği kır papatyalarını izlemeye koyulmuş bol
güneşli bir günde.
En sevdiği yıllara rağmen halen dimdik tabiri ile duran çınar ağacının altına
oturur. Düşünür sadece geleceğe dair hayatını ve hayallerini. Sorular sorarken yalnızlığında
gökyüzüne bakıp, yakından gelen bir ses ile irkilir.
Etrafına bakarken bir genç görür. Fakat inanamaz en sevdiği çiçekleri
toplayan bir gençti bu gördüğü ve hiddetle kalkar bağırmaya başlar.
_Sen ne yapıyorsun onlara neden kıyıyorsun bıraksana onların ömrü zaten bir
hafta koparma.
Diye haykırır.
Ve genç tepkisiz bir şekilde duymazlıktan gelerek devam eder toplamaya.
_Ben ne dedim sana koparmasana.
Der Hatice.
Genç yanına sokularak
_Senden başka birilerde var ise bu çiçeği seven. Lütfen benimle gelir misin?
_Ne demek o nasıl yani?
_Ben size kimin daha çok sevdiğini ispatlayacağım sadece kır papatyalarını.
_Hadi gidelim.
_Ben şu gördüğün karşı köyde oturuyorum. Benim annem var ve o yattığı yerden
kalkamıyor. Sen ayaktasın ve gençsin her zaman imkânın vardır yeşilin içinde
oturup papatyaları izleme gibi. Benim annem yürüyemediği için ben ona bunları
toplayıp götürürüm.
Hatice’nin aklından geçer bir an az önce dilinden dökülen kelimeler(sen ne
yapıyorsun.)mahcup olmuştur ama oda çok sevdiği için, hiddetlenmiştir bir
an.
_Eve geldik buyurun annem içerde.
Odanın kapısını açtığında kimsecikleri göremez.
_Lütfen odanın yanından açılan kapıyı doğru gider misin Hatice. Bahçeye
acılan kapı var arka bahçe oraya gideceğiz.
Hatice arka bahçenin kapısını araladığında nefesi tutulur bir an.
_İnanamıyorum bu mezar ama.
Çığlık atar korkar bir an. Genç topladığı papatyaları mezar taşının üstüne
dikkatli ve düzenli bir şekilde dizer kır papatyalarını.
_Bak annem kalkamıyor hiç buradan, bende anneme en çok sevdiği çiçeği yani kır
papatyalarını her hafta toplarım annem için.
Hatice mahcubiyet içinde dönmek zorunda kaldığı evini doğru yol alır kısa
bir veda konuşmasından sonra.
Kerem Kayar