- 951 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Boncuk Adam
Hey gidi günler hey diye, iç geçirirdi ninem...
Gözleri dalar giderdi bakışlarının ilerisine, ağlardı sessiz sessiz gözleri boncuk adamı arardı, yanardı yüreği besbelli…
Bu sıra sana bir masal anlatmak istiyorum ama, nasıl başlarım ilk söze, nasıl tamamlarım son sözle diye gözleriyle yüreğime dokunurdu…
Anlardım ki Memlekete, Millete, Dünyaya anlatamadıklarından çatar dururdu diyemedikleriyle.
İçimin sesinin tınısı sessizce çökerdi dizinin dibine kulaklarıyla yeri göğü dinlerdi….
Beyinciğimde sıralıyım hele harfleri,heceleri, geceleri,gündüzleri toplayıvereyim kalpçimde derdi…
Bir masal dökeceğim ki dünyanın ortasına kurşun gibim ağır
Bağır, bağır bağırıyor olacaklar sırtlanlar hırslarıyla....
Duygu fırtınası kasırgayı çağıracak asırlar gelemeyecek korkudan inim inim inliyecekler zamandan sorumlu melekler..
Çünkü içimin damarlarında eriyor harfler heceler cümleler,savaş gibi anlatacaklarım torpilleme geliyor..
Ve o meydan ki ne yiğitler mecnun ne güzeller Leyla sureti seyredecek..
Dedikodu, müzevir çalar orkestrada, sultan kızlarının arkasından gözyaşları ziller takıp çengilerle oynayacak...
Leylalar, Şirinler,Aslılar öyle bir dönecek ki dünya o an duracak, Mecnunlar Ferhatlar Keremler nikahlarına davetiye çıkaracak.
Elmayı kapıdan uzatan cadılar doğmak istemeyecek, üvey annenin gazabından kurtulan üvey kızlar kınalar yakıcaklar...
Ve boncuk adam masallar da yaşayacak.
Bu diyardaki laleler ayaklanıp İstanbul’dan Bizans’a geri gidecek
Sadabat gülecek saltanatıyla kayığında sultanların
İçim de harp istiyor anlatacaklarım
Meydan arıyor belki güneşle güreşecek
Azıcık bala çalar kalpler, baharlarla çiçeklenip yıldızların ardına düğüne gidecekler.
Gün geceleyecek seher yıldızı bülbüllerin ellerine tutuşturucak İsrafil’in görevi kendinden olan melekler ferman okutturucak yedi kat yerle göğe.....
Baharın ardı sıra yazlayacak anlatılanlar
Boncuk adam masalı anlatılıcak gönülden gönül,e.
Bakışları donacak her okuyanın, masmavi bir günde,o sabah çimenler yine yeşil doğar inşallah…
Çünkü alabildiğine yuvarlanacak harfler çimenlere boylu boyunca, uzanınca anlatılmak istenilen..
Mavi secdeye duracak çimenin yeşilinde meleklerle kıbleye
Belki ruh vuslata erecek, eriyecek günün hazzı, kızaracak mutluluğun beyazında.
O gün bu gündür boncuk adamın kim olduğunu soramadım nineme, belki Ahmet, belki Mehmet, belki Hasan, belki Hüseyin’dir kim bilir....?
Bence masal böyle bitsin.
Tarih 2005 Dünya Zamanı Ve ötesi Ringo Şişesi..
Sabiha Rana
Yedi düvel gönüllere Beyaz Düşler paylaşımıdır!