GERÇEK BİR OLAY
Her genç kızın hayali olan şeydi onunda hayali ve gerçekleşmek üzereydi. Sevdiğiyle güzel bir düğünle evlenip mutluluğun koynuna yerleşecekti. Her hazırlığı tamamladılar ailecek. Ve düğün günü geldi çattı.
Tatlı bir telaş sardı herkesi.Ve tatlı, mutlu bir koşturmaca. her düğün evinde olan bir zamansızlık, zamanın yetmemesi en büyük sorun adeta. Artık son hazırlıklar ve mutlu son olucaktı.
Gelin olucak ağzı kulaklarındaki genç kız kuaför faslına başlamak için kuaföre gitti. Ama bir sorun ardı. Gerçi onun için sorun değildi ama, etrafındaki herkes şikayet ediyordu.genç kızın, genç gelin adayının saçları çok kısaydı. Ve herkes, annesi, arkadaşları, hala, dayı, teyze,amca kızları, yengeleri, yani onunla kuaförde olan herkes gelin duvağının böyle kısa saçlarla hiç güzel durmayacağını söyleyip duruyorlardı. kuafördeki peruklardan birini takması için ısrar ediyorlardı. Ama genç kız perukla çok sıkılacağını düşündüğü için takmak istemiyordu. Sonunda herkesin ısrarına dayanamayıp kabul etti.
Ve kuaför özenle gelin başını yaptı. Harika olmuştu. Kendide aynadaki aksini çok beğendi.İyiki kabul etmişim demekten alamadı kendini.
Kuaförden sonra fotoğraf stüdyosundaydı sıra. Resimler çekilirken ara ara sıkılır gibi oldu.Güzel olmasına güzeldi ama bu peruk çok sıkmıştı onu daralıyordu boğulacak gibi oluyordu. Yanındakilere söyledi hatta "çok sıkıldım şu peruktan" diye. Ama herkes itiraz ediyordu daha sıkıldım derdemez. Çünkü artık çok geçti. Gelin olmuştu ve salona gitmeleri gerekiyordu.Saçını bozamazlardı.
Ama o dayanamıyordu hatta gözleri bile kararıyordu sanki.
Salona doğru hareket ettiler.o süslü gelin arabasındaydı.Ama hiç birşey ona zevk vermiyordu. en mutlu gününü yaşayamıyordu.çok sıkılmıştı çok.Kendine nasılda kızıyordu.Sanki hiç kısa saçlı gelin yoktu. Ne diye kabul etmişti şu peruk işini.
Neyse ki salona vardılar.Biraz daha sıkıcaktı artık dişlerini.Eninde sonunda kurtulacaktı peruk illetinden.Önce gelin odasına alındı gelin ve damat. Sonra sıraları geldi ve davetlilerin arasına katılmak için çağrıldılar.İkiside üstüne başına son birkez baktı.Birbirlerini şöyle bir süzdüler ve elele, kolkola girip yürümeye başladılar.
O an gelinin gözleri tekrar karardı" bayılıcam galiba" diye düşündü.Müstakbel eşinin koluna sıkıca sarıldı. Ve yanındaki annesine anne bu peruk beni çok sıktı artık daynamıyorum dedi. tam alkışlar arasında salona girdiklerindeyse oracığa düştü bayıldı.
Anne feryat figan bağırmaya başladı. Herkes yanlarına geldi. Gelinin peruktan çok sıkıldığını bildikleri için ilk iş peruğu çıkarmaya çalıştılar.
Zorda olsa başardılar peruğu çıkarmayı.Herkesin gözü peruğa kötü kötü bakıyordu keşke ısrar etmeseydik der gibi.
O anda bütün bakışlar donup kaldı. Peruğun içinden kocaman bir akrep çıkıyordu... Genç, güzel, mutlu gelin bayılmamış ÖLMÜŞTÜ.
BU GELİNİN VE TÜM ALLAHIN RAHMETİNE KAVUŞANLARIN MEKANLARI CENNET OLSUN...
YORUMLAR
Yazık hem de çok yazık olmuş kızcağıza. Mekanı Cennet olsun.
Hiç anlam veremem hala şu gereksiz ısrarcılara!?. Her daim; uzak durmayı yeğlemişimdir. Israr edene şüpheyle bakmakta haklı olduğumu bir kez daha gösterdiğiniz için; teşekkür ederim.
Vicdan azabı duyuyorlardır ama; neye yarar?