Ninem ve Balıkçı Dede

• 25 Eylül 2006 Pazartesi 00:00:00

Adem İle Havva`yı Arıyorum! ! !

Helal Sevgi!

Ninem anlattı yer gök kulak oldu dinledim

Bir kelebekle bir sineğin birlikte nasıl havada uçuyor olmasını ve konmasını bir çiçek bahçesine

Sebebini,hikmetini ikisinin uçma nedenlerini..?

Eski zamanların içinde bir yerde çocukken gördüğü rüyasında nineme bir balıkçı dede anlatmış..
‘’Bir çiçek bahçesinde güllerin arasında kelebekle sineği birlikte konmuş gördüm.’’

Şaşırdım ikisinin aynı bahçeye konmuş, konuşur, anlaşır hallerine..

Aklım hiç kestiremeyip yaklaştım iyice yanlarına, yakından daha dikkatle bakıp anlamak istedim ortak sebeplerini…

Bir de ne göreyim, ikisinin de kanatlarının biri yok..!

İçim cızladı yüreğim bir hoş oldu hayret ve üzüntümden..

Hele de kelebeğin uçup konduğu yerleri, bir de sineğin her türlü pisliğe konup uçan halini

İkisi nasıl da bu kadar anlaşarak birlikte uçar konarlar diye düşündüm.

Biri güzellik simgesi diğeri çirkinlik abidesi, biri gökkuşağı gibi renkleriyle anlatılır yedi düvele,diğeri gübreler içinde kurtçuklar doğuran…

Biri şarkılara şiirlere destan, diğeri ancak adı geçse mide bulandıran bir uçan…

Hani masal güzelliği bir Yusuf anlatılır kelebek öyle güzeldi, geçmişi ipek böceği, diğeri yumurtası kurtçuk, at, eşek, inek kuyruğunda bekçi sineği….

Çiçekler dile gelmiş o canım bahçedeki pislik sineğine.

‘’ Ey! Mekanı kokan.! ‘’

Sen eğer bu çiçek bahçesinden kaçar uzaklaşırsan, senin özün, tiksinti halin, biz çiçeklerin ve bu güzel bahçenin üstünlüğünü gösterir…

O sırada çiçeklerden papatya dile gelir…

Bizim anlatmak istediğimiz, bizimle bizim bahçemizde olursan, bazıları senin, bizim çiçeklerin aslından olduğunu anlatırlar..

Hep bir ağızdan bütün çiçekler koro halinde söyleşirler..

Kelebeğe yakışır çimenlik çiçeklik, pislik sineğinin burada işi ne?

Yurdu da konacağı mekan da yine pislik olmalı

Ve devam etmişler söylenmeye pislik sineğine

Ninemin anlattığına göre
Yaradan lütfetmiş, bizi pislikten arındırmış.

Biz leylak,gül, papatya sümbülsek, nefsine dur demeyip başını eğip bir pislik sineğini başımıza nasıl bela yollar?

Ve ninem elinde tespih anlatmaya devam ettikçe derin mana taşıyan hakikat alemi, kalbimin göz evini uçuklatmıştı..

Zamanla gerçeği görmeden önce biz çiçekler, nefsimize esir olmuş bir pislik yurdunda yaşıyormuşuz

Fakat yaradan yüce elleriyle pisliğe bulaşan yapraklarımızı koparıp atmış ve bizleri tertemiz yapmış..

Söyle şimdi bize, o kötü huy, nefis ve kopan yaprağımız nasıl ulaşıp da pisletir kalbimizi?

Nineciğim gözleri dolu,dolu anlatıyordu..

Secde edilmek, Hz. Adem’in ezelde belirli bir özelliği ve hükm-ü Hakk ı olduğu için Melekler Adem,in önünde başlarını eğip secde etmişler…

Bahçemizin güzelliği, çiçeklerin temiz ve aklığının belirtisiymiş, sineğin bu lafları duyduktan sonra dahi, mahçup olmayıp inatla ben sineklerin kralıyım demesi...

Güzel Ninem ellerimi tutarak gözümün içine bakarak anlatıyordu ruhunun yorgunluğuyla
İblis, de Adem,e secde etseymiş,
`` Adem,Adem olmazmış..``

Meleklerin secde etmesi Hz.Adem,i ilk insan kılmış, İblis inatla secde etmediği için Ademe,
Ademin Ademliğine delil olmuş…

Zamanlar içinde böylece; Hem Meleklerin kararı hem yaradanın yarattığı çiçeklerin tanıklığı hem de İblis gibi sineğin pislik içindeki çirkefliği tanık olmuş, dünyanın türlü gerçeklerine….

İnsanlar, insanlar içinde, insanları ve insanlıklarını arar olmuşlar yine kendi içlerinde
Yine şaşıp kalmışlar kendi insansızlıklarının içinde....

Dünya’ya gelecek olan çocukların kalplerindeki o masum, helal sevgiyi çoğaltmak için, kadınla erkeğin mutlu beraberliğinde
O gün bugündür Ademi yaratan sevgiyi, Adem için Havva’yı arar olmuşlar gönül bahçelerinde...

Allah, Adem’le Havva’dan dünya’ya gelen bütün çocukları korusun...

Zaman mı?
Bak kalbine - Gör kalbimi - Çarp zamanla - Böl beni - Çıkar seni - Topla bizi – Zamanla
--A-Ş-K-I-M--

Sabiha Rana