- 1052 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Yol Hikâyesi / 1
........................................(artık anıdan ibaret güzel bir birlikteliğin hikâyesidir:))
(öncelikle bana çok keyifli ve rahat bir seyahat imkânı sunan ÖZKAYMAK firmasıyla, bu firmayı tavsiye eden sevgili Hüseyin Gümüş dostuma teşekkür etmem gerektiği düşüncesinden yola çıkarak, kendilerine şükranlarımı ifadelerimle söze başlamak istiyorum...)
tek başıma aslanlar gibi yola çıkıp dağ taş, dere tepe; Orta Anadolu’ nun o bitmek bilmeyen bozkır yollarını adeta gözü kapalı [yiğitliğimi(!) ima etmeye çalışıyorum ama sanırım arada bir uyudum da] aşaraktan sonunda Torosların kıvrım kıvrım yollarına vasıl olduk.
? ? ?
sanırım "sadede gel" dediniz!
peki!
indik otobüsten efendim!..
! ! ! ! ! ! !
niçin kızıyorsunuz ki?
şöyle ağız tadıyla "bir yol hikâyesi" anlatacaktık!!!
.............
yani “indik” derken; Anamur’ a ulaştık!..
sonracığıma, erken geldiğimiz için Kayseri ekibini beklemek zorunda kaldım.
"hava buzzzzzzzzz gibiydi"
desem kim inanır?
kan/ter içindeydim kan/ter!
Reşadiye’ ye telefon açıp bir “tellak” sipariş edecektim az daha!!!
aman Tanrı’m! .. bu ne sıcak bir hava böyle? ..
henüz sabahın 06.00’ sıııııı!!!
uzatmayayım efendim; nihayet bizim "aslan Gayseri" ekibi geldi ve bendeniz rahat bir nefes aldılar ANEMONİA oteline gidebilme ihtimalinin ihtimal olma eğilimini terk etme ihtimalinin artması münasebetiyle:]]]
[adı doğru yazabildim mi Hüseyin Hocam?.. komisyonumu da hazırlasınlar bu arada adı yukarıda geçen tüzel kişilikler... sitemize de üç beş kuruş kazandırabilirsek işlem tamam demektir!!! ]
? ? ?
ya!.. iyi de niçin kızıyorsunuz ki?
siz değil ben çektim o yolun derdini: tabi ki anlatacağım!!!
................
her neyse efendim!
cümbür cemaat, sevgili Asım BOZKURT karındaşımın kaptanlığında yola düzülüp, doğruca bizim için oda ayrıldığı rivâyeti büyük reisimiz Hüseyin GÜMÜŞ beg tarafından teminat altına alınan ANEMONİA nam otelimize kapağı attık...
henüz inmek üzere aracımızın kapısını açtık ki kulaklarımızı sağır eden yirmi bir pâre top atışıyla karşılaşmaz mıyız efendim? ! .
o minik kuşumuz ÜLKÜCAN SULTAN’ ın halini bir görmeliydiniz!!!
valideleri YALGUZAK SULTAN’ ın değişiveren eşkalini bir görmeliydiniz!!!
hele de şeyhülislâm İSMAİL ADİL ŞAHİN hazretlerinin, birden bire; mağrurluğun katma değeri olarak, yanaklarına pembe/kırmızı/siyah yansımış cemâlini bir görmeliydiniz!!!
ben ve sevgili karındaşım Asım BOZKURT, son derece mütevazı bir eda ile aracımızdan indikten itibaren, peşimizde saltanat ricali; doğruca, tahsis olunan odalarımızaaaaaaaaaaaaaa....
gidemedik efendim!
gidemedik, çünkü saat sabahın 07.00 sularıydı ve elbette henüz odalar hazırlanmamış olacaktı!
bu arada ÜLKÜCAN SULTAN: "anneler, amcalar, abiler, dedeler; İlk hedefiniz Akdeniz’ dir! İleri!" deyivermez mi?
"Allah Allah!" nîdâlarıyla birlikte hep beraber önce kumsala hücum ettik ve şerrimizden korkan kumsal sakinlerinin rîcat edip boşalttığı sahili işgal ettik!
[ elbette, "işgal de bir, boykot da birdir" diyen bir devlet büyüğümüzü de anmadan geçemedik efendim... kendileri şimdi "çağın en büyük[!] OMBUDSMAN’ ı" olarak Ankara dolaylarında ikamet etmektedir! -umarım yanlış hatırlamamışımdır- ]
YALGUZAK SULTAN’ ın, bu işgalin hudutlarının KIZILELMA’ ya kadar uzaması gerektiği ve bu nedenle gerekli teçhizatlardan, donanmamıza ait son derece modern; bir adet BOT şişirilmesi gerektiği yolundaki hatırlatmaları üzerine şeyhülislâm İSMAİL ADİL ŞAHİN hazretleri, kuvvetli nefeslerinin bir gün mutlaka bir işe yarayacağını rüyâsında zaten gördüğü beyânıyla birlikte, BOT’ u okuyup üflemeye başladıktan itibaren hilâfsız bir saat elli dokuz dakika, elli dokuz saniye, doksan dokuz salise sonra, SON NEFESİ KENDİNE SAKLAMAK suretiyle bu yüce görevi büyük bir başarıyla nihayetlendirdiler(!)
[kendisi hâlâ şükürler olsun ki hayatta olup bana “amca” demeye devam etmektedir!..]
ne oldu?..
hayırdır?..
niçin öyle can kulağıyla dinler oldunuz şimdi?..
daha dün "kısa kes Aydın havası olsun!" demiyor muydunuz?
ahan da "bugünlük bu kadar" deyip ben kesiyorum işte!
Hüseyin Gümüş hocamı mı kıracağım yani?..
"bu yazı dizisi 8. toplantıya kadar sürecektir…" diye talimat verdi ve gitti!
bekleyin şimdi bakalım canlarım!
[tanışmaktan onur duyduğum çok sevgili dost İsmail Adil Şahin beyefendiye "sürç-ü lîsan ettikse affola! " dileğimle...]
bilgi: son cümleden sonra yan yana kullanılması gereken karakterler ":" ve "D" olmasına rağmen bu karakterlerle oluşan ikon maalesef görünememektedir ki orada ifade edilmek istenen şey "kıs kıs gülmek/keh keh keh etmek" olup; bu açıklamanın sonu için de geçerlidir.
açıklamanın dikkate alınmasını kesinlikle / mutlaka / şart olsun ki /...hassaten... rica ediyorum!!!
;))))))))