- 2336 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
GERCEK HAYAT
istanbul sehri bir han misali uzaktan bakildiginda hos görünen icine girdiginde kendinden büyük bir sehir bu istanbul. Hayatlarin ne güzel asklarin en güzel bebeklerin dogdugu yer istanbul. Daha cocuktum o zamanlar ben diyeyim 83 yillari sen de 85 yillari. Ben 1 yaslarinda o 2 yaslarinda hayat o zaman kursun atmis bu gariplerin bagtina. Biri dogmadan annesi ölmüs sessizce. Baba aglar icin icin ama anaya degil kendi haline. 2 cocuk kalmis baba eline ona götürmü yok ben bakamam buna götürmüs para isterim demis. Tek cera gelmis aklina bunlarin bir dedesi var onlar bakar demis. Tutmus yolu varmis köyüne ordada inanilmaz teklifler almis; -Yok demis tirnak etten ayrilmaz, diye vermemis yavrularini. Dönmüs istanbul sehrine geceleri uykusu kacar yavrulari mama ister erkek hali ile beceremez oda aglarmis yavrulari ile. Bir askam is cikisi muhtar yolunu kesmis; - Bak evladim böyle olmuyor bu bebelere yazik etme bunlari devletin yetim hanelerine ver seninde gözün arkada kalmasin. Baba bunu cok düsünür. Bir gün iste o gün ayrilik vakti gelir. Bir bebe bakirköy bebek yuvasinda biri bilmem nerde?.... Birbirinden ayri birbirinin konusuna muhtac 2 bebe tek siginacak yer verdikleri yataklar olmus. Geceleri uyuyamiyorlar annelerini düsünüyor aaaaah kardesim nerdesin diye icleniyorlar. Günler orda cabuk gecer disardan bakinca ama ici bitiriyor bebeleri aaaah babam gelse aaaah ninem gelse. Geldiklerinde onlardan hatira olarak mendil yada her hangi birsey alir ve gittikleri gecesi aldigi mendili kücüklerleri ile burnuna tutup koklayisi insanin icini acitiyor. Bebeler 5 - 6 yaslarina geldiklerinde bebeklikten ciktilar bunlari okullu bir cocuk esirgeme kurumuna yazdirirlar. Kardesler o gittikleri yuvada birbirine kavusacagiz ümidiyle yolacikarlar ama gittikleri yuvalar yine ayridir. Yine bebeler aglar. Beni burda birakma baba ablaaaaa diye haykirir. Kücük elleri ile birribine kenetlenmis iki minik el. Gözleri yasli iki kücük göz faryatlari yuvanin duvarlarinda geziyor herkez hayrette ve saskinlikla cocuklara bakiyorlar ama kimsenin elinden birsey gelmiyor. Bir süre yine yatagindan disari cikmiyor yemiyor icmiyorlar. Geceleri herkez uyuduktan sonra mutfaha gidip yemeklerini yiyorlar gündüzleri kimse ile konusmuyor konusmak isteyenleri tersliyorlar. Gecelerden bir gece bebe yuvadan kacmaya karar verir ve arkadaslarinin dolaplarindan carsaflari tek tek calar. Her gün ortadan kaybolur tavan arasinda bu carsaflari birbirine baglar ve carsaflarin hazir oldugu bir gece yattigi yatan ayaklarina baglayarak carsaflari camdan asagi sarkitir. Birinci kati gectikten sonra bir dügümlü carsafa gectiginde dügüm birden acilir. Neye ugradini anlayamayan bebeyi gece ögretmeni camin önünden ciglik ile inen neydi diye merak edip bakmasi ile ögretmenin bakmasi ve ögretmenin bayilmasi bir olmustur. Bir kac ay hastenede yattiktan sonra tekrar yuvaya götürülen bebeyle arkadaslari ve ögretmenleri dalga gecmeye baslarlar. - Bidahaki sefere tünel kazmayi dene onun tehlikesi yok derler. iste bu yuvada zaman disardekiler gibi su gibi geciyor. Okula gidiyor arkadaslari ile geziyor tiratyolara gidiyor. Zamanin nasil gectihini kendi bile bilmiyordu. Ve zaman gectikce babasini unutuyordu nasil unutmasin babasi ayda 1 yada 3 ayda bir geliyordu. Ama hayatinda 2 kisi vardi hic unutulmayacak 1 ölmüs anasi biride senelerdir ayri kaldigi cani kani ablasi. Onuda unutturan biri cikacakti. ilk defa asik olacak ve sevdigine ilk hediyesini her zaman hatirlayacak. Ask ilk okul caginda taaaa 3. sinifta baslamisti. Hediye dedigin bi her bakista sevdigini hatirlatacak bir sey olmaliydi ama bu garibin ne parasi vardi nede ailesi vardi para alacak. Dedim ya burasi istanbul hayat , ask burda baslar burda biter. Bir gün babam cika geldi. Yaninda ablam babama sarilmadan ablama kostum nasilsin iyimisin ben burda sessiz cok kötüyüm kimsem yok diyerek aglastik sislaytik. Ablam bana yuvadan ayrildigini benide almaya geldiklerini söylediklerinde ilk önce cok sevindim sonrada yuvaya geri döngügümde cok üzülmüstüm. Cünkü orada ilk askim vardi ondanda ayrilmak istemiyordum. Sevdigim bana gitmemi söyledi ben seni bulurum seni hic unutmayacagim dedi. Bu sözleri ondan duyunca icim farahladi ve aksami evin yolunu tuttuk. Evde beni bir süpriz bekledigini söyleyip duruyorlardi cok sevineceksin diyorlardi. Bende bir merak aldi ve eve varacagim dakkalari saymaya basladigim. Eve vardigimiz sirada evin bahcesinde cok güzel bi sofranin bekledigini gördüm pastalar etler öyle actimki evde kim var kim yok diye bakmadan sofraya oturdum. Babam böyle sofrayi nasil yapabilir diye düsünüyordum. Bizi yuvaya birakma nedenlerinden biri paramizin olmamasiydi. Ama simdi eve geri döndügümde babamin cok parasi vardi yada benim ellerim kücük bana cok geliyordu. Mersem babam isten ayrilmis tazminatini almisti. Bu para bize 1 yada 2 sene yetmisti. 2 sene sonra cici seneleri bittigini anlamistim. Babam ile ise gidiyordum sabah eve dönerken bakkala ugrar alis veris yapardik. Bakkal amca her sabah sunu sorardi. Daha boks macina basladinizmi?... Ben bu soruya her zaman hayir derdim. Sanardimki baba ogul arasinda bi sakalasma baks maci. Bir gecenin sabahinda babam eve sinirli bi sekilde geldigi sirada uyuyorduk birden üzerimde bir ayak belirdi ve babam beni ve ablami dövmeye basladi o zaman anlamistim bakkal amcanin boks maci neye dedigini. Parka ciktigim her zaman muhakkak tek gözüm mur olurdu. Okula basladigim zamanlarda babam bana kizardi okula gitme calis eve para getir derdi. Ve bir gün babam bana bir is bulmustu bir kuaför salonunda ciraklik yapacaktim. Ve ilk götürdügü kuaförden Kactim babam bir kelime ederdi gicik olurdum ve babama karsi soguklugum dahada artardi. Eti senin kemigi benim derdi. Bende icimden ette benim kemikte benim der ertesi gün ise gitmez sokaklarda aylak aylak gezerdim. Bu söz öyle islemistiki kafama babam ne ise verirse versin bu kelimeyi etmeden birakmazdi beni ise. Bende her seferinde ayni kelimeyi eder kacardim. Bir gün tak etmisti dayak canima dövdügü son gün babama karsi geldim. Köseye tikmis tekmeliyor ve suratima sicak cay döküyordu. Benimde tam tepem attigi bir gün üzerime yürüdügü gün tak dedi canima birden ayaga kalkip. Yeter yaaaaaa bukadar dayak yuvadan bizi kum torbasi diyemi cikardin. Babama vurmadim ama benim bagirdimi görünce cok ürktü ve. Oooooo babayi döveceksin heeee diye kendini savunmaya kalkti. Sanki cocuklari dövmek iyi birseydi sanki. 18 Yaslarina geldigimde evden kacmistim artik o evde bir fiske yesem ya kendime yada babama zarar verecek hale gelmistim. Bir gün arkadaslarim ile konusurken ben evden ayrildim artik gitmeyecegim diyordum ki. Bi arkadasim evini acti oda yalniz yasiyordu gel benimle kaldedigi zaman cok sevindim. Evi sehir disindaydi olsun diyordum basimi sokacak bir yer varya ona sükrediyordum. Bir kac hafta sonra eve gelip giden cogalmisti adeta ev duman evi olmustu. Jandarmanin göz altina aldigi bir yer haline geldi. Ve bir gece evi bastiklari anda her kez ucuyordu bende dahil. Bizi apar topar il jandarma karakonuna götürdüler. O zamana kadar ablami hic görmedim. Ertesi sabahi bizi ceza evine yolladi savcilik. iste artik ceza evindeydim. Her neyi merak ettiysem basima geldi. Hep merak ederdim Metris kapali ceza evi nerede diye. Gittim ve bizzat icerisine girdim. ilk günler ordada zordu ama 2 haftada alistim. 2. haftasinda babam ziyaretime geldiginde benimle dalgasini gecti ve gitti. Burasi benim icin tatil köyü oldugunu burda kalmami söyledi ve gitti. Hic kafama takmadim bir kac zaman sonra yani tam sevgililer gününde durusmamiz vardi ve taliye karari cikti. Ben saniyordumki mahkemeden sonra disardayi. Yok efendim ceza evine gidip esyalarimizi alacakmisiz. Benim esyam yok ben birdaha oraya gitmem dedigimde zorla götürdüler. Aksam oldugunda disari ciktik üc arkadas benim babam gelmemisti ama arkadasimin ailesi gelmisti. Bana senin gidecek yerin varmi diye sordular bende yok dedim. Benide yanlarina evlerine davet ettiler bende hic itiraz etmeden onlarla gittim. Bir kac gün anlarda kaldiktan sonra aklima yuvadaki ilk sevgilim gelmisti aklima onu aramaya karar verdim. ilk soracagim yer yuvadaki yetkililer oldu. Gittigimde yuvanin ögretmenleri degismis ama müdür degismemisti. Yuva müdürü ilk önce beni tanimadi. Ama camdan kacarken düsen bendim ögretmenim diyince hemen tanidi ve kiz arkadasim ev adresini verdi. Hala seviyormusun diye sordugunda su cevabi verdim. Eyer onun ilk gördügümde kalbim hala ilk atisi gibi hissedersem evet suan bir sey diyemiyorum ama onu her dündügümde kalbim pir pir ediyor dedim. ilk sevdigim kizin ev adresi elimdeydi tek umudum vardi onu dulmakti. Verdikleri adrese gittigimde oradan tasinmislari yani bu benim icin hayel kirikligi oldu. Yarim saat düsündüm ne yapabilirim diye yanliz basima. Aklima tek yer geldi beyogluna gitmek orada da ne yapacagimi bilmiyordum. Ben bunlari yasarken ablamda evden kacmis basina olmadik isler gelmis. Bilirmisiniz bilimiyorum. Bundan 5 yada 6 sene önceleri zengin bi is adami öldürüldü. Hüzerih garih ablam da eyüp sultan civarinda cok gezermis. Bu olaylar olmadan önce otopark görevlisi ablama igrenc bi teklifte bulunmus ve ablamda kabul etmeyip tersleyince ben sana gösteririm diyerek tehdit etmis. Ve bu cinayetide kimse görmemis. O cinayet esnasinda ablamda kuaför salonunda hic birseyden habersiz. Eyüp sultan´a geri döndügünde ablami aliyorlar. Ve bu cinayeti ablama istence zoru ile üstler diyorlar. Eyer sizlerde tv´de yada gazeteden takip ettiyseniz bilirsiniz sanirim. Taksimde benim basima gelmedik kalmadi. Ve bi kötü yola düstük Allah kimseyi düsürmesin insallah. Yurt disindan biri ile tanistim taksimde parklarda yaradim geceleride barda discoda calisirdim. Hayat öyle vurmustuki her gece uykuya dalmadan önce düsündügün tek sey bu gece son gecem. Ve bir gecenin sabahinda ayni parka gittim biraz uyuyayim sonrada yemek yerim diyordum. Uzandigim bankta yarim saat gecti gecmedi yanima biri geldi kalktigimda bizim darin müsterilerinden biri vardi yani basimda. Bana burada ne yapiyorsun burada yatilirmi diyerek beni kaldigi hotele götürdü. Ögle üzeri yemek yedik ve konusmaya basladik benim nereli oldugumu evinin nerede ve neden burada kaldigimi sordu. Ben kimsem yok taksim de parklarda yasiyor geceleride bar ve discolarda takiliyorum dedim. Benim halime acidigini böyle piril piril bir gencin buralarda yok olup gitmesine aciyorum dedi. Bu aciyorum kelimesinide sevmezdim cünkü ben kimseye acimazdim üzülürdüm. Bana bri teklifte bulundu gel seni yurt disina götüreyim en azindan orada evin olur isin olur buraya döndügünde kendine ev alirsin dediginde gözleri isildadi ve bir kac gün müsade istedim. Bir kac gün sonra cevabim evet oldu geliyor dedim ve pasaport cikardim 3 4 ay sonrada vizem geldi bütün arkadaslarim inanmamislari ama vizem cikmisti gidiyordum buralardan. Vizemin ciktiginin ertesi haftasi ucak biletimide alip ucaga bindigimde vaaaaaaay beeee dedim kendi kendime bak dedim yurt disinida merak ediyordun gidiyorsun. Ve o günden sonrada hep iyi seyleri merak etmeye basladim. Yurt disinda tamamen degismistim. izine gittigimde beni gimseler taniyamiyordu. Hani bi sarki varya Sebnem Kisaparmak´in ( Almanya´da yabanci Türkiye´de Almanci ) Artik kötü günlerin geride kaldigina inaniyordum. Evet kötü günler geride kalmisti ama Türkiye´nin konusu bazi geceler burnumda tütüyor uyuyamiyordum. Burda okula basladim burda devlet ve insanlar bana deger veriyorlardi ben oldugum icin insan oldugum icin. Nereye gitsem slm veriyorlar seviyorlar. Simdi gecmisi unutum diyemem ne zaman gecmisi düsünsem simdiki halime binlerce sükrediyorum.