Gözlerini Kapat
Gözlerini birkaç dakikalığına kapatmanı istiyorum. Birkaç dakika boyunca hayata simsiyah bir odadan bakman nasıl olacak acaba. Bu odaya ne koymak istersen koy. Dünyada en çok neden zevk aldıysan ondan koy, bu tamamen sana kalmış aslında. Hatta hiç görmediklerini, sadece hayalini kurduklarını da koyabilirsin. Bu koskoca karanlığı dolduracak kadar elinde neler var bakalım.
Aklına fazla bir şey gelmiyorsa, bu işe başlamanın en iyi yöntemi düz ama geniş bir yolu karanlığın tam ortasına yerleştirmektir. Ben olsaydım yolu sararmış yapraklarla donatırdım. Neden diye sorma işte. Sen istersen yemyeşil yapraklarla kapla, istersen sadece toprakla, çakılla… Sarı yapraklar bir başlangıcın sonuna gelindiğinin habercisidir. Bir sevginin bittiğinin, belki de bir yaşamın… Sen benim sevgim hiç bitmez diyenlerdensen yeşil yaprakları kullan. Şimdi de yolun etrafını çevirelim, aklıma sanki yıllarını bu yola adamış ağaçları koymak geliyor. Bu ağaçlar o kadar muazzam sıralansın ki her üç ağaç aralığının dibinde üzerlerinde bundan önce onlarca kişiyi ağırlamış tahta banklar olsun. Tahta banklar dedim çünkü; onların her birinin üzerinde farklı yaşamlar kazılıdır. Hiç numara yapma sen de ben de biliyoruz ki ikimiz de bir şeyler yazdık onlara. Sen, onun isminin baş harflerini kazıdın, ben ise gözlerinin rengini. Ne kadar güzel gözleri vardı. Kim bilir nerelerdedir. Şimdi sıra geldi günü seçmeye. Ben akşamları tercih ederim, sen istersen değiştir. Akşamlar genelde gündüzlere göre daha soğuk olurlar; ama daha sakin olurlar. Gündüzlerde olduğu gibi karanlıkta yalnız hissetmezsin kendini. aksine anlam veremediğin bir güven duyasın içinde, sanki oralar senden sorulurcasına.
Neyse benim bunun gibi birçok nedenim var akşamları seçmemde. Belki de en büyük neden; onun, akşam olduğunda sanki küçük bir çocukmuşçasına korkup sıkıca ellerimi tutmasıydı, beni bırakma diye haykırmasıydı. Belki de o haykırışları arıyorum yeniden… Senin de gündüzleri seçmende bir sürü neden vardır, kim bilir… Şimdi de sıra hangi bankta oturup dinleneceğine karar vermede. Bak tam karşındaki bank boş diyecektim; şanssızlık az önce birisi oturdu. Neyse bu kadar yürüyüş yeterli herhalde.
Gözlerini yeniden açabilirsin. Gördün mü bak karanlığı bile yaşanabilecek hale getiren bir yürek varken sevmenin değerini bilmeyenleri anlayamıyorum.Hissetmenin, hissederken de titremenin güzelliğini hala tadamayanları anlayamıyorum. Haykırmak varken susanları anlayamıyorum, karanlığı doldurmak varken gündüzlerde kaybolmayı anlayamıyorum, hala sevgiden kaçanları anlayamıyorum…
gökhan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.