HÜZÜN YAPRAKLARI
İçine düştüğüm kıvılcımı birer birer yaktım. Küllerini rüzgarının fırtınasına vurdum. Söndürdüm gönlümün sesini daha kendimle tanışmadan dikenli gülleri selamladım. Kapımı açamadım yaşanan bir buse güzelliğe konuşamadım hükümsüz her geçen günle, penceremin kenarından geçen bir çift güvercine inat beyaz olup özgürlüğün tadına varamadan kapalı mekanların denizinde yüzdüm.Unutmak istedim hatırladığımda kuru güllerini yaşadığım o manasızlığın sessizliğinde ki saniyeleri, yoluma dökülen hüzün yapraklarını topladım kendimi içimde kaybettiğim an oysaki direniş sokağının ilk adımında ümitlerimi yeşertip kanadı kırık kuş misali olsa da göklerin derinliklerinde güneşin batımıyla mutluluğun sevdasındaki ince bir tüy olup arzularıma kavuşmayı ne çok istedim farkına varamadan hayatıma ödünç verdim aşkları umutları ve yaşanmadan hayalleri......