YAŞAMDAN SONRA...
Bir film…Adı: “Yaşamdan sonra”… 1998 yılı Japon yapımı… Bir arkadaşım izlemiş… Filmden öyle bir övgüyle söz etti ki, izlemediğime pişman oldum… Filmin konusu kısaca şöyleymiş:
Efendim, ölen insanlar yani bu dünyayı terk-i diyâr eyleyenler, öbür dünyaya gitmeden önce bir ekip tarafından başka bir yere alınıyorlar ve orada kendilerinden, yanlarında götürmek üzere bir anı seçmeleri isteniyor. Ama bir şartla, merhumlar hayatlarının en iyi anısını seçecekler… Sonra ne mi olacak?..
Bu anılar video kasetlerine çekilip, sahiplerine verilecek…
Oldukça ilginç öyle değil mi?...
Japon dostlarımızın yaşamlarında ne gibi güzel anılar vardı bilemiyorum; filmi izlemediğim için… Bildiğim bir şey var ki, iki dünya arasında benden böyle bir şey istense ve sorulsa bana: “Öbür dünyaya hangi güzel anını götürmek istersin?” diye, işin içinden çıkamazdım herhalde… Üüüüf yaşamımdan bir yığın güzel anı gelirdi gözümün önüne…
Örneğin, babamın ilk ve son kez, başımı okşayıp, “seni seviyorum” dediği ânı götürmek isterdim öbür dünyaya…
Sonra öğrenim hayatım boyunca, onca çalışıp-çabalamama rağmen bir öğretmenimden duyduğum “aferin” sözcüğünün bende yarattığı sevinci…
Üniversite sınav sonuç belgesini elime aldığımda, kazandığımı öğrenince dünyaların nasıl benim olduğunu…
Binlerce aday arasından sıyrılıp, sevdiğim-istediğim bir işe girebilmenin yaşattığı mutluluğu…
İşten değil, dişten arttırıp elde ettiğim kooperatif evimin tapusunu aldığım ânı bırakabilir miyim bu dünyada…
Herhalde benim güzel anılarım Brezilya dizilerine dönerdi.: İzle izle bitmez…
Ya, Öbür Dünya Film İzleme Jürisi, bu anıları sıradan sayıp, daha güzellerini yaşamam için bana bir ömür daha verirlerse ne olur?..
E, güzel olur!..