Benim hiç uçurtmam olmadı!
Benim hiç uçurtmam olmadı.
Çok düşündüm neden diye, olamazmıydı diye, yapamazmıydım diye…
Altı üstü bir kaç çıta, biraz selafon kağıdı ve birde 20-25 metre kadar bir ip…
Yapardım elbet… Terazisini de abime ayarlatırdım…
Ama korktum…
Uçurtmamın ağaçlara takılıp yara-bere almasından, ağlayabilme ihtimalinden korktum.
Hele bir de ipi koparsa, içimin kopma ihtimalinden korktum…
Hele hele elektrik teline takılma ihtimali, beni daha da çok korkuturdu.
Onu kimse aşağı indirmezdi, indiremezdi benim için. Korkusundan…
Babam bile gelse… Bense daha küçücük bir çocuktum!!!
Vazgeçtim uçurtma yapmaktan…
Elektrik tellerine takılı kalmış, çırpınan, kurtarılmayı bekleyen, boynu bükük diğer uçurtmalar gibi olmamalıydı benim uçurtmam…
Bunları duyunca uçurtma yapmadım sanmayın ha!!!
Elbette yaptım…
Hemi de bir çırpıda, hemi de en güzelini yaptım!
O’nu hayallerimde, denizlerin, ummanların üzerinde uçurdum.
Tellere takılma ihtimalini ortadan kaldırarak…
Az gittim, uz gittim, dere tepe düz gittim… Bir de baktım ki büyümüşüm güya!!!
Öğrenmişim elden geldiğince, akıl yettiğince…
Ve öğrendim ki aslında; uçurtma bizlermişiz…
Çocuklarımız, dostlarımız, aşklarımız. Kısaca sevdalarımız.
Yani herşey ve hiçbir şey aslında…
Lakin sorularda bitmiyor ya;
Peki ya, uçan kim, uçuran kim?
Uçurulan kim, "BEN KİMİM"?
Ya şu elektrik teli… "O KİM"?
Ve şu hayalimdeki deniz… "NEREDE"?
Offenburg 22.06.2006
Kadircan PEHLİVAN
YORUMLAR
Bir de baktım ki büyümüşüm güya!!!
Öğrenmişim elden geldiğince, akıl yettiğince…
Ve öğrendim ki aslında; uçurtma bizlermişiz…
Çocuklarımız, dostlarımız, aşklarımız. Kısaca sevdalarımız.
Yani herşey ve hiçbir şey aslında…
tebrik ederim canım çok güzel olmuş...
merhaba ;)
Bakış açınızı , iç dünyanızdan güzel aktarmışsınız...
Yalnız yaınızın yarısında eklediğiniz masalsı söylem çok güzel ama yazı dilini ikiye bölmüş gibi...
Yazınızın başında da böyle başlasaymışsınız daha uyumlu olurmuş sanki...
Ama konu bütünlüğü var ve değişik güzel bir yazı okudum...
Tebrikler ve teşekkürler...